Osmanlı Torunu Yok Padişah Köleleri Var.
Osmanlı, Türk geleneklerine aykırı olarak, yalnız Osman beyin soyundan gelenlerden Padişah seçilerek yönetilen Monarşik Orta Çağ devletinin adıdır.
1300- 1918 arası yaşamış, 03 Mart 1924 'e kadar saltanatı sürmüştür.
Turk geleneklerinde devlet, onu kuran beyin malıydı ve bey ölünce erkek çocukları arasında pay edilirdi. Bu da Türk devletlerinin KISA ÖMÜRLÜ olmasına neden olurdu.
İran'da kurulan Türk devletleri bu geleneği İranlılar gibi babadan oğula yaptılar.
Ancak devlet kötü yönetilirse ya da padişahın nesli kurursa başka bir boy devlet idaresini alma hakkına sabipti.
Böyle durumda Osmanlının mirasçısı Kırım Hanıydı ve yazılı kayıttaydı.
Ama Anadolu, Suriye, Mısır, Kafkaslardaki beylikler, hrr sn darbe yapabilirler korkusuyla mirasçı seçilmemişti.
Devleti kuran Türkler ve Müslümanlar "KÖLE-CARİYE" yapılamaz, alınıp satılamazdı.
Aynen Roma'da Roma soyluları gibi bütün dünyada gelenek aynıydı.
Ayrıca o zamanın şartlarında sürekli, ömür boyu teknik askerlik de vardı. Bunlar için de köle askerlere ihtiyaç vardı.
Hint, İran, Arap, Grek, Çin, Japon, Okyanusya dahil ger yerde çocuk satışı vardı.
Bu günkü gibi "Baba- Eş- Çocuklardan oluşan ÇEKİRDEK AİLE" bu toplumlarda o zamanlar bilinmiyordu.
O zamanlar AİLE= kabile, aşiret, boy denilen küçük topluluklara denilirdi. Bu kabilelerin her birinin bir ağası, aşiret reisi, boy beyi, işcan'ı vardı.
Adet görme yaşına gelen her kız çocuğu bu reisten veya aşiret köleyse egemen devletin yerel yöneticisinden ve en yüksek dereceli ruhbanından ilk çocuğunu doğurur, onu devlet, tapınak alır köle veya yetkili biri yapardı.
Bu çocuk anne bundan sonra aşirete cocuk yetiştirmek için aşiretten bir erkekle evlendirilirdi.
Aşiret dışından bir erkekle kaçsa, tecavüze uğrasa "rahmi kirli sayılır" ve " ZİNA" işlemekten taşlanarak öldürülürdü.
Aşiretten her erkek istediği kadından çocuk yapar bu olağan sayılırdı.
"Madem bu eve gelin geldik, ister oğlu ister babası kullanır" deyiminin kökeni bu gelenektir.
Özgür egemen toplumdan olan ailelerde de bu gelenekler vardı.
20. yüzyılın ikinci yarısından sonra bu gelenekler şehirlere göçlerle terk edildi.
Kendilerine Osmanlı Torunu ve "Müslümansan Türksün" diyen geri zekalılar veya cahiller, milliyetini unutmuş, orduya sürekli asker olmak için satın alınmış, önce civelek taburlarında istihdam edilerek, bu sürekli askerlere gılmanlık yaparak eğitime başlayan çoğu savaş meydanlarında cenazeleri yırtıcı hayvanlara terk edilen kölelerdi.
Mezarları da mezar taşları da olmazdı. Savaş şartları olanak verirse toplu olarak gömülme sansları olurdu.
Sağ kalanlar da bir dahaki savaşa kadar yaşardı. Türk ve Müslümanlar da savaşta aynı kaderi paylaşırdı. Çünkü onlar da padişahın, halifenin kullarıydı.
Saraya ve orduya hizmet amaçlı verilmek için her 60 gayrimüslim aileden 1 erkek çocuk seçilerek satın alınmış KÖLE çocuklardan oluşan DEVŞİRME KÖLELER ve onların vardır.
(Gayrimüslimler de Müslümanlar da Avrupa ülkeleri dahil çocuklarını ücret karşılığı satarlardı. Hediye de ederlerdi.)
Müslüman olunca kendilerine TÜRK diyen bu köleler, 18.yy içinde güçten düşen Osmanlıyı Rus'a, İngiliz'e, Amerika'ya sattılar.
Karşılığında devletin idaresini aldılar. Devleti haçlılarla ortak soyuyorlar.
Alaeddin Yavuz
Emekli Polis Memuru
Çocuk satma gelenekleri için;
1- https://keykubat.blogspot.com/2019/06/antik-cagda-katil-tanricalara-cocuk.html
2- https://www.hurriyet.com.tr/dunya/tanri-ya-cocuk-kurban-ettiler-295770
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder