19 Mart 2024 Salı

#YÜZ YILLIK DEMOKRASİDEN KÖLECİ TOPLUMA DÖNÜŞ YAPIYORUZ.

Cehennemi Dünyada Yaşıyoruz, Piştik, Yandık Gayri.

AB-D VE NATO ÇETESİ 21.yy. İslâm ülkelerini soyma, yağmalama projeleri gereği ülkemizi askeri üs olarak kullanmak için RTE'yi başımıza ebedi kral tayin etti.

Kral olunca da saraylar, ruhbanlar ortaya çıktı.

Eğitim piç edildi, eğtim cağında çocuklar evlendirildi, köle cariye olarak alınır satılır, Saray'a hediye edilir oldu.

Anneleri Merve Kavakçı iki kızını Saray'a bağışladı. İkisi de 16 yaşında DANIŞMAN kadrosuyla goreve başladı. ABD ve Ürdün vatandaşı Anne Malezya Büyükelçisi oldu.


Ruhbanlar, ŞERİATA UYGUNDUR fetvaları verdiler, yasal oldu.
Tevrat'ta Allah insandır ve
kadın erkek kendine
adanmış eşler ister.


Dini rejimler tarih boyunca olduğu gibi bu gün de saltanata ve onun halkı hipnoz eden ruhbanlarına hizmet etmiştir.

Adam gerdeğe girecek, karısı ile ilk geceyi ya tapınaktan bir rahip ya da saraydan bir vali geçirir.

Ilk doğan çocuklar, hayvanlar, tarla bahçenin ilk ürünleri tapınaklara, saraylara verilirdi.
Bu iki egemen grup devleti kuran milleti yaratan gökteki Allah'ın oğulları, yeryüzündeki kavmin Allah'ı kabul edilirdi.
Hala da öyledir.




Ayrıca haftada bir tapinaklarda ayinlere katılır haftalık kazancının bir gününü tapınağa, iki gününü saraya verirdi.

Ayrıca 12 yaşında her erkek çocuk hazır askerdi. Birini saray birini tapınak alırdı.

Evlatlar babaların karıları köleleriydi.

Köle olarak ömür boyu alınır satılırdı. Evlendirilirse de eşi köle ile olurdu ve doğan çocuklar da köle doğardı.

Köle çocuk yapınca sahibi, ruhbanlar ve Saraylar inek yavrulamış gibi sevinirdi .

Tarla, bahçe, ahır, ağıllarda hayvanlarla yatarlardı.

Hastalanan öldürülür, domuzlara yem verilirdi, çünkü köleydi.

Dedelerimiz kökeyse mezarları ve mezar taşları yoktu. Dinen sorumlu olmadıklarından kabir azabı, ahret de yoktu onlara.

Savaşta öldüyse cesedini akbabalar, kurtlar, kuşlar yerdi.

Şehit cenazesi getirilmez, imkan olursa toplu gömülürdü. Köleler hariç.

Köle sahibinin dinine inanmak zorundaydı yoksa ölüme kadar her baskı uygulanırdı.

Hem tapınakların hem de Sarayların vergi toplayan orduları vardı.

Köylere, mezralara, şehirlere dalar, istedikleri gibi vergi toplarlardı. İtirazı olan kelleyi kaybederdi.

Bu insanlık suçlarından, haydut devletlerden insanları, l insan hakları, Fransız, Rus devrimleri, Avrupa rönesansı, demokrasiler, Atatürk cumhuriyeti kurtardı.

Şimdi insanlar o günlere dönmek için Atatürk'e, komünistlere, devrimcilere, rönesans yenilikçilerine, demokratlara küfür eder oldu.

Güzel bir öz deyişimiz var.

Etme cahille sohbet vur götüne tekmeyi çekmesin zahmet, değil mi Ahmet?




Desek de cahillerin cahillikleri bizi de harcıyor. Sıkıntı burada.

Halkı toplayıp bir hedefe götürecek önder çıkaramıyoruz.

Kim kaynar kazanın ağzına ulaşsa dışarı o değil biz çıkalım diye aşağı çekiyoruz.

Haliyle herkes böyle yapınca hep beraber kaynayıp bir güzel pişiyoruz.

Hamdık, piştik haşlama olduk yetmedi çıkarıp fırına koydular, çıkardılar mangala attılar,

Iyi pistik pişmesine de pişmelere doyamadık. Yanıp kül olduk haberimiz yok.

Neyse iyi pişmeler.

Yüz yıılık demokrasiden, Allah'ın Emri diyerek Köleci Toplum rejimi çıkaran İlk Dunya Devleti olarak tarihe EN SALAK MİLLET olarak geciyoruz.

Takdir aklı olanındır. 

Alaeddin Yavuz 

Hiç yorum yok: