22 Şubat 2016 Pazartesi

ANA BABA HAKKI VE ÇOCUKLARIN GELECEKLERİ



Hepimiz, şu kahrolası küresel sermayeye esir olmuş, yeryüzünün neresinde ne ekileceğine, dikileceğine, hangi ağacın kökleneceğinden okullarda çocukların hangi eğitimi alması gerektiğine, ne kadar cebinde para taşıyacağına karar verdiği, her gün gençlerin tırpanlandığı anarşi, terör, ayrılıkçı bölücü, ırkçı, dinci savaşları çıkarttığı dünyaya kesinlikle anne ve babamıza dilekçe vermeden getirildik.

Analık hakkını, bizi doğuran, emziren, güçlükler ile büyüten, yürümeyi konuşmayı öğreten, hastalıkta tedavi ettiren, başımızda bekleyen, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, koruyucu kadının yüceliği olarak algılarız.

Babalık hakkı da, bizi doğurtan, dışarıdan türlü zorluklara göğüs gererek yediğimiz ekmeği getiren, sahip olduğumuz canın, doyan karnımızın, giydiğimiz elbisenin, aldığımız eğitimin sağlayıcısı, evimizin askeri, komutanı, idarecisi, koruyucusu, okula gönderen, eğiten, bir meslek sahibi edip yaşama hazırlayan, evlendiren, düğünümüzü derneğimizi yapan, sahip olduğumuz sosyal çevreyi sağlayan ve başka sayılabilecek bir çok meziyeti ekleyerek tanımlayabiliriz.

Anna ve babayı kutsal kılan budur.


Geçmiş 10.000 yıla kadar uzanan insanlık tarihinde ana babanın saydığımız yücelikleri aynen yaşanmıştır ama biraz farklı.

Köleci kavimlerde, eski Libya, Mısır, Asur, Babil, İran, Hint, Sümer medeniyetlerinde “baba” kavramı biraz farklıdır.

Bu milletlerin, taş devrinden, maden devrine, göçer hayvancı toplumdan yerleşik tarım-hayvancılığa dayalı sosyal topluma ve bunlardan günümüze uzanan uzun yıllar içinde yaşadıkları düşman işgalleri, toplu kıyımlar, kölelik, karşılığında efendilik sürdükleri acımasız yaşam süreçlerinde oluşturdukları dini kültürleri sapıklıklarla doludur.

Adem-Hava; Nuh, Lut ve çocukları ensest
üremenin dini temelleridir.
İhanete uğradığından yabancı ile evliliği bırakıp ensest evlenen, çocuklarını kendisine köle ve karı eden sapkın dinleri oluşturdular.

Bu dinlerde, daime bir ilk ya da büyük tanrı olur ve onun hizmetçileri olan oğulları, kızları olan tanrılar ile insandan başka hayvan veya yaratık tanrıları da oluşturmuşlardır.

Bütün bu yardımcı küçük tanrılar baş tanrının kölesi/kulu ve karılarıdır.

Bunlar çocuklarını Sümer’in Enki’si, Grek’in Kronos’u gibi yiyebilirler, borçlarına karşılık köle olarak satabilirler veya kiralayabilirler. Nevruz (Sümer-Babil’de Akitu) bayramlarında yeni doğmuş çocuklarını kaynatıp, mısır unuyla kızartıp din ve devlet adamlarına ikram edebilirler. Sütten kesilir kesilmez cinsel tatminleri için kullanabilirler.,

Bunca işkenceye rağmen, "anne-babaya" karşı gelen, onları ret eden çocuğun öldürülmesi bu dinlerde emredilir. Tevrat'ın bu emri kesindir.

Bütün bu sapkınlıkları bu sapkınlık coğrafyasında ilk kaldıran ise Yahudilerdir. Daha sonra, siyasi nedenle bu dinden doğan Hristiyanlığı benimseyen Roma ve Roma’nın Araplar için Nasturilikten ürettiği ama Katolik İncil’ine göre ahlakını şekillendirdiği İslam dinleri Yahudiliği birer aşama daha olumlu yönde geçerek bu sapkınlıkları yasaklamışlardır.

Lut ve kızlarından üreyen kavmi Tevrat'ta "Muab/Muab(v)i"
adıyla anılır. Muav-Muaviye gibi. "Babadan olan demektir.
İşte biz bu kültürlerin ürünüyüz. Eski dinlere bağlı Budist, Hindu, Brahman, Zerdüşt inanışlarına sahip toplumlar ise bu sapkınlıkları ancak 20. yüzyılda batıdan aldıkları yasalarla onarmaya çalışmışlardır.

Bu sapıklıkları içeren Zerdüştlük, Sabilik/Süryani/Nasturi ve Habeş İncilleri ile bunlara bağlı olan dönme Şemsi Yahudi cemaatleri içinde hala bu sapıklıkların olduğunu görüyoruz.

Youtube’da Arap dilinde yayınlanan Nasturi Ginza Rabba İncilini okuyan imamın okuduklarını Suriye’de yaşayan bir Türk arkadaşıma son bir kaç gündür dinletip çeviri yaptırıyorum.

Bu İncil’de Allah/Hayyul Kayyum tanrı Adem’e diyor ki;


“-Ey Adem, sana, kız erkek evlatlar verdik, renk renk cariyeler verdik. Onların hepsini sana zenginlik olarak verdik. Ki onların hepsi senin karıların ve kölelerindir”. Çeviriyi yapan arkadaşım bunları ilk kez işittiğinden kafayı sıyırmamak için ara verip gitti sigara içti.

Evet bu sapkınlıklar dinlerde hala var.

Oğlunu eş olarak gören bir kadın. tıkla
İslam’da da “Biz sizi evlatlarla, kölelerle, mallarla zengin ettik ne de az şükür ediyorsunuz” der. İsrail, bu sapkın Şemsi Yahudi ailelerini sınır dışı etti ve onlar Kanada’ya yerleştiler. Geçen yıl da Kanada hükumeti, çocuklarını cinsel ilişkiye razı etmek için elektrik vermek dahil çeşitli işkenceler yaptıklarından ötürü çocuklarını korumaya aldı. Bunu da Kanada basınından öğrendik ve dilimize çevirip yayınladık.


Cathy O’Brien adlı bir Yahudi kadını, kendisinin de doğurduğu kızının da öz babasında cinsel olarak kullanıldığını dilimize “Baykuş İmparatorluğu” olarak çevrilerek satılan kitabında dile getirmiştir.

Bu sapıklıklarla dolu dinlerden doğan Hristiyanlık ve İslam dinleri içinde de bu sapkınlıklar “tarikat ve mezhep” farklılıkları içinde gizli- açık sürdürülmektedir.

“Ana baba hakkı ödenmez” ilkesinin de mitolojik iğrenç temeli bu dinlerdir. Medeni Hristiyan ve Müslüman toplumlarının inançları da küresel mason sermayesince bu dinlere geriye doğru devşirilmektedir. Her gün yeni bir sapkınlığın dine uygun olduğunu televizyonda, yazılı basında veya her hangi bir sosyal ortamda duyar, okursanız nedeni budur.


Ensest bir aile. Fotokopi gibiler değil mi?Tıkla
İnsanlığın yaklaşık 10.000 yıldır bu iğrenç gelenekleri tecrübe ettiklerini düşündüğümüzde bu insanlığın saygı duyulacak bir tarafı olmadığına karar vermek de zor olmaz.

O zaman da bu zaman da ebeveynler, çocuklarını kendilerine baktırmak, hizmetlerini gördürmek, yaşlandıklarında korunmak için üretmektedirler.

Bunlara devleti elinde bulunduran siyasi, askeri, dini oluşumların menfaatlerini de eklediğimizde çocuk yapmak, şahsi ihtiyaç olmaktan devlet ihtiyacına uzanır.

Doğurduğunuz veya doğurttuğunuz evladınız sadece sizin geleceğiniz için değil ayrıca devlet yapılanmasının da asker, memur, bürokrat, vergi veren, işçi ihtiyaçları için daha önemli bir gereksinimdir.


AKP hükumetinin 13 yıldır sürdürdüğü “üç çocuk” tan “beş çocuğa” çıkan doğum teşvik, tecavüzü, zinayı serbest bırakma, suç olmaktan çıkarma siyasetlerinin arkasında yakında girilecek “kendi çıkarımıza olmayacak olan savaşlarda” harcanacak canlara ihtiyacı olduğundandır.

Ana-babanın hakkı tamam da ya çocukların evlatlık
hakkı?Aynı Kur'an ayeti "çocukların da hakları
vardır" diye devam eder.
Ama bu nedense söylenmez. Sosyal devlet
ilkesinden kaçan devlet mi söyletmez?
Ama onların çocukları kıymetlidir, onlar askerlik yapmaz, devleti soyarlar, üstlerine tapularlar ama vergi vermezler. Onlar efendidir. Doğuracağınız, büyüteceğiniz çocuklar da onlara köle olacaklardır.

Her gün terör belasından gelen şehitler, gaziler bu tespitimin delilleridir.


Analık-babalık hakkı diye bir şey vardır ama ne bu dinlerde geçtiği gibi ne de devlet yapısının ihtiyaçları için harcanan çocuklarda geçerliliği yoktur.



Yaptığınız çocuğu, önce kendisine sonra size ve topluma faydalı olabilecek eğitim, ekonomik güvence, sosyal barışın olduğu bir toplumda yaptığınız zaman ondan ana-babalık hakkı talep edebilirsiniz. Daha yetişmeden devlet tarafından askerlik v.b şekilde ya da devletin önlemediği anarşi, uyuşturucu, organ mafyaları ve dini tarikatlara kaptırdığınız çocuklar üzerinde hak talep edemezsiniz. Zira geri alamazsınız. Almaya da gücünüz de yetmez.


Ülkemiz şartlarında, çalışan- emekçi sınıfının çocuklarından hak talep etme şansları da bu nedenlerle ortadan kalkmıştır.
Unutmayın, sizin ana babalık hakkınız kadar çocuklarınızın da sizden "evlatlık hakkı" istemeye hakları vardır.

Ona göre çocuk yapım ve ona göre çocuklarınızdan bir şey bekleyin.

Takdir sizindir.,

Bu devlete çocuk yapmadan önce düşünün?


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

Hiç yorum yok: