20 Aralık 2015 Pazar

ŞERİ REJİMDE KADINA MİRAS SORUNU


Habertürk gazetesinde  Bangladeş'li bir hanım yazar vardı. 
Ülkesindeki şeriat rejimi, Vehhabi Mason İslam şeriatı olduğundan, kadına mirası yasaklıyormuş. Baba öldüğünde malı en yakın akrabasının erkek çocuğuna kalıyormuş. 
R.T.Erdoğan'ın Defne Donyeli (!) ile
ayyuka çıkan zina olayında Muta Nikahı
kıydıkları iddia ediliyor. 

Muta yollu fuhuş şimdiden yürürlüğe girmiştir.

Bu yüzden babası neyi varsa satmış ve Türkiye’ye yerleşmiş. Bu kadın, bu durumu dile getiren bir yazı yazmış ve Atatürk’e dualar, minnetler ettiği yazısı yüzünden Fatih Altaylı’ının uzun süre korumasına rağmen sonunda gazetedeki işini kaybetmişti. Şimdi ne yapıyor bilmiyorum.

Peki, baba öldüğünde malı karısına ve kızlarına kalmıyorsa, en yakın akrabalarından birinin de erkek çocuğu yoksa mal muhtemelen devlet kalıyor olmalı. Bizde de mirasçısı bulunmayanların malları devlete kalır, Milli emlak müdürlüğü anında işlemleri yapar ve sonra Bilal oğlanın, Sümeyye’nin vakıflarına kaydı yapılır.

Peki, erkek ölünce, ortada kalan kadın ve kız evlatlar ne yapar?

Belediyeye müracaat ederler, kayıtları alınır, şehre gelen yabancılara Müslüman olup olmadıklarına bakılmaksızın devletin belirlediği fiyat üzerinden “muta nikahı” kıyarak evlendirilirler.
Adamın işi bitip gittiğinde ise şehre yeni gelen bir başkasına nikahlanırlar. 
Bunlardan da devlet vergi de alır.
Yani devlet eliyle fahişelik yaparlar.
Cumhuriyet ile “kadın kimliğini kaybettiğini” söyleyen fahişelere kapak olsun.


Hiç yorum yok: