5 Ekim 2022 Çarşamba

ÇARŞAF PEÇE TÜRBAN KAVGASININ MITOLOJISI

TÜRBAN, SARIK, ÇARŞAF, PEÇE ve MİTOLOJİSİ


Bu örtülerin hepsi, M.Ö 3500'lerde Kuzey Hindistan, şimdiki Pakistan ve Bangladeş'te yaşayan Harappalilarin Kaul/ Kul adıyla anılan toplumun kıyafetiydi.





Büyük depremler, yıldırımlar sonucu çok insan ölür ve efsanevi Saraysavati nehri yatağının yeri değişir.

Buradan insanlar Orta Asya, Iran, Irak, Suriye, Mısır, Anadolu, Avrupa'ya yayılır.

Daima iki nehir arası olan bölgelere dinlerinin emirleri gereği yerleşirler.

Iran Pers, Sasani, devletlerinin, dinlerinin oluşumunda katkıda bulunurlar.
Şiva dini üyesi Harappa halkını tanıtan bir kil tablet.
Alttaki başlıklar Asya Mecusi Türkleri ile Suriye ve Mısır Dürzi kadınların elan giydikleri örtüdür.



Bunlardan Irak Mezopotamya bolgesine yerleşenler, tanrıları Şiva ile Akadlarin ay tanrısı Sin'i birleştirip şeytan ibadetini kurarlar.

Ginza d Rabba kitabının uslanmaz asi kadını dişi şeytan Er Ruha, kendisini fiziki varlık olarak yaratan ve Işık Krallığına, bu nedenle girmesine izin vermeyen Hayy tanrıya kızıp savaş ilan eder.
Sayısız savaşcı varlık üretir. Bunlardan bir gurubu da " kara çarşaf ve peçe giyen" savaşcı kadınlar olan Humurtalar'dir.

Yunan ve Türk kültüne Asena, Roma kültüne Vesta Bakireleri olarak geçen bu savaşcı kadınlara Amazonlar da denilir.

 

Tapınaklarda hizmet eden kadınlar Sin'in karıları oldukları için vücutlarında tırnakları bile görünmeyecek şekilde burka, kara çarşaf ve peçe giyerler.

Tanrıları evlilikte kadın ve erkek ayırmadığı için de erkekleri de benzer şekilde örtünür

Musa peygamber bile peçelidir, vücudunu göstermeyecek şekilde örtünür, SARIK giyer.
Sarık Türklere Islam ile değil, Mecusilik= Maniheizm ile gelmiştir. Çünkü I.Şapur'un peygamber Mani'ye yazdırdığı yazdırdığı dinin evren yaratılış efsanesi Sabilerin Ginza d Rabba kitabıdır. SARIK bu kitabın olmazsa olmazıdır. 
Ilk Kahin Harun peygamberin kıyafetini tanımlayan tanrı SARIK ile  başlar.


Bu kıyafet Musa'ya, 539'da Babil'i feth eden Pers kralı Kurus'un özgür bıraktıktan sonra Ürdün nehri vadisine dönen Babil Talmud kitabına bağlı Yahudilerce yazılmıştır.

Hz. Isa da, Ted Pike'a ve benim de tespitlerime göre Babil sürgününden dönen Nasıra Yahudilerindendir.


Halkı olan ferisileri içi ölünün tozları ile kaplı, dışı beyaz boyalı mezarlara benzer der. Köşe başlarında ibadet ederek toplumu rahatsız etmekle suçlar.

Hıristiyanlık dini de Ferisilerden çıkınca ve Süryani dili Aramice tebliğ edilince kıyafetler ona uygun olur.


Eski Yunanlılar da Sabi dinindeydiler ve rahibeleri değişik renklerde burkalar gösterdi. Bunu Ölümsüzler filmini izleyenler hatırlar.

Hıristiyanlık, Roma ülkesinde Iran terör dini görüldüğünden yasaklanır.

Sasani imp. I. Şapur, M.S.225'lerde Hıristiyanlığı peygamber Mani ile ilk düzenleyen devlet adamıdır. Her milletin tanrılar ailesine, geleneklerine göre ve dillerinde yazılıp o zamanki dünyaya tebliğ edilir.


Bu günkü Ortodoks(Doğru iman) Hıristiyan ve Yahudilik ile Suriye, Anadolu ve Habeşistan Süryani mezhepleri de bu ilkeleri kabul eder.

Ancak, ilkel komünizm sayılabilecek Mecusilik dinini yapan, o zamanın dünyası üç kıtada yayılmasından coşkuya kapılan peygamber Mani SAVAŞLARIN FETIHLERIN SON BULMASINI da  isteyince, ırkçı Zerdüşt rahiplerin hedefi olur.

Artakzerkses emriyle 275-76'larda recm edilerek öldürülür, kafir ilan edilir, Zerdüştlük dini egemen olur.

Bu da tebaalar arasında hoşnutsuzluk yaratır. 

Ilk kez Yahudi ve Süryaniler (Aramiler, Türkler dahil bir çok  Iran tebaası) Roma'ya açık  hale gelir. 700 yıldır Romaya terör estiren Yahudiler ona yakınlık duymaya başlar. Sasanilerin çöküşü bu bölünme ile başlamıştır.

M.S 324'de Iran dini etkisinden kurtulmak için I.Konstantin Katolik( Evrensel egemen) Incil'i yazdığında bölünme olur....
Süryaniler Katolik Incil'ini ret edince Şeytani ilan edilir, soykırım yapılır. 
Onlar da şimdiki Kuveyt- YEMAME bölgesine kaçarak Yahudi kimliğiyle yaşarlar. 

Roma Sasanileri yok etme şansını böylece Herakles çağına 628 yılına kadar ertelemis oldu.
 
I.Konstantin'den sonra Roma, Süryani Ortodokslar ile Katolik Vatikan dinini birleştiren bir din kurmak ister. Proje Hz. Muhammed'in dedesinin babası Haşim ile başlar. Haşim zeki bir adamdır. Sasaniler ve Roma ile ilişkiler kurar.

Roma idaresinde olan ülkesinin tarıma elverişli olmaması yüzünden bu iki devletin tüccarlarından mallar alarak onları Hicaz'da ve hacca gelenlere satar. 

610'da Pocas'in devrilmesi ile Libya'dan gelen Herakles imparator olur ve iki mezhebi birleştirecek peygamber çıkartın talimatını verince Muhammed birden peygamber adayı olur.

Adını Sabilerin Hayy tanrısının savaşlarda bayrağını taşıdığı melek S'islam= Bayraktar dini, Ginza kitabından alınarak, Roma ülkesinin en büyük tanrısı Allah Herakles'in Bayraktarı olması niyetiyle adı konulur.

Iranlılar tanrının seçilmiş kavmi inancı kaldırılır ve Hintçe Maha= Üstün olan ( Mahadeva= Tanrılardan üstün anlamında Şiva' nin adıdır) ve Iranlıların adı MED birleştirilerek, Med'den Üstün OLAN anlamında Muhamed adı, Ortodoks incillerinde adı geçen Tesellici Baraklitus kişiliğinde ortaya çıkartılır. ( islam roma tezgahi mı başlıklı yazım,  Tdv internet sayfasında da bilgi var)



Böylece Islam dini doğar.

Hâlâ da kuruluş amacına uygun olarak Vatikan ve güncel AB-D VE NATO ÇETESİ Roma'sinin bayraktarlığını yapar. Bu yüzden 1,8 milyar Müslüman Haçlı kölesi olarak yaşamaktadır.


ABD, AB ve dünyayı din ile yönetmek istediği için başımıza tayin ettikleri memur hükümet ve muhalefetleri ve onlardan beslenenleri kullanarak geçmişte yüzyıllarca bunu böyle başardıkları için tekrar ediyorlar.

Şimdi, 72 yıldır ülkemizde bir baş örtüsü, türban, urgan tartışması sürüp gidiyor.


Hem 5,500 yıllık Sabi örtüleri için devletin düzenini, kamu barışını yıkar, saçının teli göründü diye taşlayarak kadın öldürürsünüz.


Hem de bu ineğe, tekeye tapan putperestlerin tanrılarının emrettiği SARIK, cübbe, türban için yasa maddeleri yazarsınız.

Inege tapanların dinleri dediğimiz Brahmanizm veya Hinduizm dinleri, Sabilik, Zerdüştlük, Budizm, Yahudilik Hıristiyanlık, Islam dinleri adlarıyla defalarca değişti ama Hint tanrılarının onlara atfen diyasporada yaşayanların verdikleri yeni kimlikleri de değişen bu tanrıların örtüleri değişmedi. Veya daha da iğrençleşti.


Niye güzele yönelik değiştirmiyorsunuz veya değiştiremiyorsunuz?

Sizler çelişkilere boğulmuş dinleri, mezhepleri, tarikatları kendiniz anlamış değilsiniz.

Topunuz, AB-D  dışı coğrafyayı cehalete boğarak sonsuza dek rakip olmaktan çıkartmak isteyen AB-D NATO ÇETESİnin, iktidar uğruna köleliğini yapanlarsınız.


ABD, AB ve dünyayı din ile yönetmek istediği için başımıza tayin ettikleri memur hükümet ve muhalefetleri ve onlardan beslenenleri kullanarak geçmişte yüzyıllarca bunu böyle başardıkları için tekrar ediyorlar.

Peki siz ne diyorsunuz?

 

Alaeddin Yavuz