MUHARREM İNCE
BİRİLERİNE KALIN GELDİ
Aman İnce, DİKKAT ET "KALIN " geldin! |
Manalı, ince
düşünülmüş, halkın ilgisini çekecek iğneleyici konuları bularak TBMM ve basın
gündemine taşıyarak CHP’nin öne çıkmayı hakkıyla elde etmiş bir milletvekilidir
Yalova Milletvekili sayın Muharem İnce.
Ben de soyadından
yola çıkarak başına geleni “ince” bir şekilde böyle bir ifadeyle açıklamayı
uygun buldum.
CHP genel başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu gibi arkasında koca bir Dersim Cemaati bulunmayan sayın ince
mecliste son yaptığı “AKP Cami Yıkıyor” tespiti ile gündeme oturmuştu.
Ne olduysa bundan
sonra oldu ve birden Sayın İnce hakkında 25. Mayıs 2011 seçim faaliyetleri
döneminde Sakarya Pamukova ilçesinde gayri ihtiyari olarak yaptığı konuşma
yüzünden “trafik akışını engellediği ve HÜKÜMET ALEYHİNE KONUŞTUĞU DA KONUŞTUĞU…”
konusunda düzenlenmiş bir savcılık tutanağına dayanılarak dava açıldığı gündeme
geldi.
Bu yaşıma geldim
böyle şey duymadım ve okumadım. Bunlar ancak bizde olur ve bu Nurcu/İngilizci,
Atatürk döneminin ve öncesinin isyancılarının soylarından ibaret olan Vatikan
ödüllü iktidarlara yakışır.
Adam “trafik
akışını” engellediyse, belediye ve trafik polisi o zaman evininin ya da iş
yerinin önünü düğün dernek, mevlit veya açılış kutlamaları için kapatan ya da
yolun ortasına aracını bırakıp giden vatandaşa ne yapıyorsa onu yapmalıdır.
Yani bunun cezası “para cezasıdır”.
Peki, onca seçim
kampanyası boyunca AKP milletvekilleri hep izin alıp mı kapattı?
Bu olaydan şunu
da anlamak gerekir ki, herkes hakkında her an bir takım devlet adamları
tutanaklar ve iddianameler hazırlamaktadırlar ve yeri geldiğinde de hemen
işleme koymaktadırlar.
Ta ki yaptıkları
birilerine “kalın” gelinceye kadar.
İşte Pentagon-ABD-Küresel Sermaye! |
Sayın Muharrem İnce
sizce kime kalın geldi acaba?
Pamukoava
Belediyesine mi?
Pamukova
Savcısına mı?
İktidar partisine
mi?
Okyanus ötesine
mi?
Pentagona mı?
Mason küresel
sermayeye mi?
Avrupa Birliğine
mi?
Fener
Patrikhanesine mi?
Ermeni Patrikhanesine
mi?
Deniz
Çakıllarından Sorumlu Devlet Bakanlığına mı?
Hamam Böceklerini
Koruma ve Yaşatma Derneğine mi?
Hepsine mi?
Allah sabır
versin ne diyelim!
Bu blogu aynı adla açmama neden silinme olayına sebep montajımdan birisi. |
Neyse benim
Fethullah Gülen hakkında yaptığım bazı fotomontajlardan sonra “adilyargıç bloğum”
da 2010 referandumundan bir ay önce silinmişti ve olayın ardından yurt dışına
çıkan sayın başbakanımız yandaş medyaya verdiği mülakatta aklımda kaldığı
kadarıyla şöyle diyordu;
“Bazıları
internette, benim, hoca efendinin fotomontajlarını yapmışlar, eh haliyle biz de
gerekeni yaptık tabii!” Gibi şeyler söylenmişti. O konudaki yazımda
tespitlerimde de bunlar yazılıdır.
Nasıl olduysa
Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinde bazı yabancı gazetecilerin “internet
sitelerinin silinmesi ve kapatılmasını gündeme getirdiklerinde cumhurbaşkanımız
olayla ilgileneceğini söylemiş ve dönüşünden sonra, referandumu takip eden 17. Günde
bloğum geri iade edilmişti.
Google “yanlışlıkla
spam olarak bildirildiğinden silindi” diye de eklemişti.
Biz ineğiz ya
Google şirketinin sahibinin ülkeye davet edilip Çankaya’sından başbakanlık
konutuna kadar neler konuşulduğunu anlamıyoruz ya.
Oysa biz ve Sayın
İnce gibileri onların en sevmeleri gereken tipler olmamız gerekir.
Neden mi?
Çünkü hatalarını,
eksiklerini gösteriyoruz. Sayemizde etrafındaki yalakaların her şeyi doğru
gösteren, kırışık cildi pürüzsüz yapan, doğruyu eğrilten, karıştıran
yalamalıklarından ibaret sahte panayır aynalarının yanılgılarından kurtarıyoruz
onları.
Avustralya'da Katolik Üniversitesinde F.Gülen AZİZ ilan edildi sayılır çünkü adına bölüm açıldı. |
Hatta benim “DersimYemini ve Atanın Ölümü” başlıklı yazımın konusunu başbakan Deniz Baykal’a bütçe
görüşmelerinde “Vatandaş size güvenmiyor” diyerek atıf yapmıştı. Daha birçok
yazım yandaş medya tarafından “ordu düşmanlığında” delil olarak kullanıldı,
ordu yandaşları da benim yazılarımdan sonra Ulusal Kanal dâhil önce Sünni
mezhebe el atmışlar, halkı doğru aydınlatma babında değişiklikler yapmışlardı
ve bu elan sürmektedir.
Türban, başörtüsü
ve çarşaf peçenin Tevratta “fahişe kıyafeti” olarak geçmesine kadar birçok
yazım her görüşten televizyon kanallarının gündemini oluşturdular. Yani
gerçekten bir şeyleri “olduğu gibi” göstermeyi başarmışız ki bunlar da “işe
yaradığımızın” kanıtlarıdır.
Herkesin
birbirinin “fotokopisi” olduğu bir vatandaş yapılanması hangi devleti uçurur?
Bir tek devleti
uçurur, o da “durmadan savaş isteyen iktidarları.
O da ilk yenilen
sopadan sonra yok oluşu getirir. Tarihte böyle parçalanan nice devlet var.
Roma, Bizans, Osmanlı sonunda hep “sopayla” silinmediler mi?
Devletini kırk katır altın yüküne satan da, parayı geri almak için arkasından gelen ortağının askerlerince öldürüldüğünden parasını yiyememiştir bu dünyada.
Markos böyle anıtlaştırmıştı kendisini |
İşte bu
yazdıklarımız yüzünden bile, her an herkes bir yerlere kalın gelebilir.
Hele bu
zamanlarda!
Sayın İnce bana
kalırsa CHP’de de “kalın” geldikleriniz olabilir!
Malum genel başkanınızın ""yanlış bilgiler veren" bazı demokrat sitelere yasak uyguladığı TRT'de kendisine soruldu. (Benim ki mi acaba?) :))
Aman dikkat
ediniz!
E d e l i m !
Takdir
okuyucunundur efendim!
Saygılar!