11 Ekim 2025 Cumartesi

#GÜNLERİN SONU GELDİ.

 GÜNLERİN SONU GELDİ


Dinlerde geçen evrenin, dünyanın, insanlığın sonu ve yeniden diriliş olarak bilinen kıyamet=diriliş, insan türü için başladı ve hızla ilerlemektedir

İnsan emeğine ihtiyaç duymayan robotların çalıştığı, aydınlatmaya da gerek olmayan KARANLIK FABRİKALAR ÇAĞINI Çin devlet başkanı Şi Jinping geçenlerde ilan etti.

Bill Gates, insanların işini elinden alan robotları vergiye bağlayarak fonda toplayıp, işini kaybedenlere ücret ödeyecek sistem kuruyormuş. 

Bence bu, insanları yatıştırmak için uydurulmuş bir yalan. 

On yıllardır aşı kampanyalari, salgın hastalıklar Covid19 gibi kitle ölümlerini planlayan küresel sermaye kazancını aylaklara hiç verir mi?

Buna robotlar bile yanaşmaz😂

Çinliler metal, sibernetik robottan sonra laboratuvarda ürettikleri, dünyada olmayan maddeden insan DNA'sı yaptılar. 

Ismarlama hayvan, insan üretebildiklerini ilan ettiler. Üç yıl önce paylaşmıştım.

Doğuştan istenilen bilgiye ve bedensel yeteneklere sahip kusursuz insan türlerinden bir ordu ile silahla bile savaşmaktansa kafaya sıkıp, daha kolay ölüm seçmek zorunda kalınabilecek.

Belki bazılarımızı hayvanat bahçesi olarak kullanılabilecek başka gezegende ortamlara taşımak yerine, gerekli teknolojiyi bazılarımıza vererek hızlı şekilde geliştirip bazı seçkin insanlara gidebilecekleri güvenli adres gösterebilirler de.

"4,5" milyar yaşında olan dünyamızda, bilim insanlarına göre 300.000 yılda canlı oluşması beklenebilirmiş.

Oysa bilinen tarihimiz 10.000 yıl. Gerisi nerede?

Dinlere göre 13.000 yılda dünyanın yarısında, 26.000 yılda tümünde canlıların sıfırlandığı bilgileri var.

Bunun dışında dünyamızda yaşayan veya göklerden gelen üstün insan ve canlı türleri dinlerde tanrı, cin, şeytan, melekler olarak geçmektedir.

Hâlâ aramızda bunlarla bağlantıları olduğunu idfia edenler var.

Bizden once kaç canlı türü göklere bu şekilde taşınarak türleri korundu, bunlardan kaçı geri dönerek bu gezegende canlı yaşamına katkıda bulundu bilmiyoruz.

Hatta bu varlıkların göklere çıkıp geri dönenler olup olmadıkları yanında çok önceden oluşmuş, varlığını sürdüren ileri yaşam biçimlerine erişmiş akıl dışı varlıklar olabilir.

Mısır tanrısı Ra, kızı Isis tarafindan kobra yılanına sokturulup ölünce, ruhuyla, kendi yıldızı ŞiRa'ya (Büyük-Küçuk Köpek Takım Yıldızı) gitmek yerine güneşe gitmeye karar verir.

Bazı mitlerde güneş patlamaları ile gelen görünmez ateşten akıllı canlılar işlenir.

Hint, Sabi, Jain mitlerinde insan, hayvan, bitki vücutlarında hücre boyutunda kolonileşerek yaşayan göksel varlıklar, vücudu tümüyle işgal ettiklerinde insan, hayvan, bitki ölür ve bu varlıklar arı kuyrugu gibi kuyruklarıyla ateşte yanmayan kristallere dönüşerek kendilerini dışa atarlar.

Ama hareket edemezler. 1000, 10.000 yıl sonra bile olsa ona dokunan ilk canlı varlığın vücuduna arı kuyruklarını sokarak hissettirmeden girdikleri işlenir.

Asur tanrısı Ba'al-Ba'allah'ın böyle olduğu ve sembol hayvanının ARI olma nedeni de budur.

Bu canlılara göre dünyamız ve bizler bir yaşam bahçesiyiz.

Gezegenin işi bitince bunlar tozlaşarak veya başka yolla ayrılabilir veya yaşam oluşuncaya kadar bize verecekleri bilgilerle bir yerlere gönderip, kendileri burada kalabilir.

Neyse fazla uçtun diyeceksiniz de işte tam o uçuş vaktine gelmiş olabilir miyiz?

Bu bilgiler uydurma değil mitolojik çeviri yazılarımdan aklımda kalanlardır.

Bizden üstün, fizik yasalarına uymaysn yaşam biçimlerine sahip varliklara rahim olmak için yaşadığımızı düşünün.

Robot teknolojisinin son halinin tozlarmış, birleşip dağılabilen ölümsüz varlıklar olmasını düşünüyorum.

Onlardan bahsedildiğine göre niye kit akıllı, kısa ömürlü, kusurlu varlıklar olduğumuzu yargılayın.

Siz hâlâ çocuk yapmayı düşünüyor musunuz?

Yaparsanız size ne kadar kalay atıp sizi parlatacaklarını hesap edin.

Zaten çalışarak ancak karnımızı doyurabildiğimiz ücret sistemine geçtik bile.

30 yıl sonra bu da olmayacak.

Haydi iyi ümitler size.










Dinlerin insanlığın kayıp tarihî ve merak edilen geleceği hakkında bilgiler içerdiğine inanırım.

Çünkü hiç kimse bu kadar uyduramaz diyebildiğim bilgileri bulunca böyle düşünmeye başladım.

Bloglarımda yazdım.

Dinler derken, İran Avesta kitabı, Tevrat, İnciller ve Kuran gibi eskilerden, masallardan derleme, kitap özelliği olmayan kitapları düşünmeden çöpe atabilirsiniz.

Masal derseniz Türk Efresyap masalları, Hintli Beydeba'nın Kelile Dimne kitabı, Batılı ünlü masalcıların hırsızlık yaptıkları masallardır.

Din derseniz, Sümer, Hint-Brahma-Vişnu-Şiva dinleri, onların köle dinleri Sabilik, Can ( Jain) dini kitapları, kısa kısa da olsa Afrika, Amerika kabile dinleri, Maya, Aztek dinleri, Türk yaratılış efsaneleri, bunların çocukları Asur, Kalde, Babil, Mısır dinlerini öneririm. Yunan, Roma dinleri bunlardan ilkel şekilde derlenmiş benzetmelerdir.

Zerdüştlük, Yahudilik, Hıristiyanlık, İslâm gibi beyinleri dumura uğratan, kölelestiren, çok uluslu imparatorluk dinlerinin etkisine girdikten sonra Doğu toplumları medeniyetleri durmuş, halkları köleleşmiştir.

İnanıp sevap kazanmak için değil anlamak için okuyun.
O zaman gelişme olur.

Toplum dışı kalsanız da o bilgiler sizi korur
İlgilisine bilgilisine, meraklısına gelsin.

Takdir istemez...



Alaeddin Yavuz
Emekli Polis Memuru

Hiç yorum yok: