FELAKETLERDEN BİLİMSEL AKIL İLE KORUNULUR, AYET OKUMAKLA DEĞİL.
ABD'nin Haarp teknolojisi ile yarattığı doğal felaketlere karşı TEKNOLIJİ GELİŞTİRMEYE YÖNELMEYİ ÖĞÜTLEMEK yerine, Nuh tufanını anlatan Kamer Süresini okuyarak, Müslümanları ibadetle KORUNMAYA sevk eden cehalete boğulmuş Müslümanı dinliyorsunuz.
Oysa Nuh tufanı, Sümer metinlerinde 12. gezegenin dünyaya teğet geçişi sırasında ardında getirdiği suları dünyamızın üstüne bırakması şeklinde açıklanır.
Kayda değer diğer olay da, Sümer Tanrıları, kendilerine köle olarak yarattıkları atalarımızdan baktıkları için uzayda bulunan ana gemilerine sığınmak için giderlerken yanlarında götürmeyip yok olmaya terk ederler. Buna yüreği dayanmayan su ve toprak tanrısı, insan türümüzün yaratıcısı Enki, bizden olan hizmetçisi Ziusudra'yı çağırır, asılı bir hasırın arkasından konuşarak gemi yapmasını, yeryüzünde her canlının tohumunu buna yüklemesini, kurtarabildiği kadar insanı, hayvanı gemiye almasını öğütler. Gemiye alınanlar kurtulur sonunda.
Tevrat efsanesi de buna yakındır. Kur-an efsanesi ise bu göksel felaketi Allah'ın gazabı olarak verir. Nuh'un gemisinin mıhlarla sabitlenmiş ağaçtan yapıldığını, Ağrı dağına değil Cudi dağı zirvesine çakıldığını yazar.
Harappa'lı Sabiler, Mezopotamya'ya gelince bu efsaneden etkilenmiş, Sümer'in Nuh'u olan Atra Hasis/Ziusudra'yı Tanrı Nuha adıyla tanrılar listesine eklemişlerdir. Tevrat'a, İncil'e ve Kurana Nuh olarak geçmiştir.
Doğal felâketler karşısında Allah'ı kızdırdığını düşünüp bağışlanma dilenme, ilkel kabile gelenekleridir ve bunun için de insan, hayvan kurbanları yapılır.
1400 yıllık İslam tarihinde yeryüzüne egemen olmaktan geçtik, bu gün bağımsız TEK MÜSLÜMAN ülke yoktur. Hepsi, Müslüman takiyesi yapan gayrimüslimler tarafından yönetilir ve soyulurlar.
Demek ki tanrı, ne kadar dua okuyup kurban kesip bağışlasak da korumuyormuş.
Bilimsel akıl, bize gerçek ahlakı, insanlığı, daha kolay çözümler üretmemizi kolaylaştırır.
Dinî taassuplar ise sadece avuntu verir ve felaketlere terk eder.
Nuh Tufanı olayını "ilahi felaket korkusu" olarak işleyip halkı dine bağlanarak, ibadetle felaketleri önleme inancını kurmuşlardır.
Aynı kitaplara bağlı batılılar, rönesans ile dini kiliseye kapatmış, din dışı eğitim ile bu gün tufan, deprem, yıldırım, toprak kayması gibi felaketler yaratarak insanlığı köleleştirmede kullanırken, Müslümanların hâlen " tufan efsanesini" anlatan Kamer Suresini okuyarak İLAHİ KURTARILMAYI umması ACINACAK bir durumdur.
Okyanusta sıradan bir kasırga olayının yarattığı hortum olayı ile insanlara dehşet aşılayan İslam anlayışı.
Kamer Suresi değil tüm din kitaplarını okusanız bu olay, gezegenimizin ekolojik dengesini sağlayan olaylardan sadece biridir. Yeryüzünde iklim olaylarının sürmesi için bu olayların olmaları gerekiyor.
Tarih boyunca olmuştur ve olmaya devam edecektir de.
Bir de bunun düşmanlık amaçlı Haarp teknolojisi ürünleri de vardır.
Müslüman toplumlar din ve siyasetle böyle köleleştirilmektedirler.
Takdir aklı olanındır
Alaeddin Yavuz
Malezya Haarp ürünü sel felaketi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder