18 Ekim 2012 Perşembe

DİYARBAKIR'DA EZİDİLİK KONFERANSI TOPLANDI


Orta üstte Şeyh Halidi'nin olası resmi

Milliyetçiliğin temeli dinlerdir. Hırsityanlık ve İslamiyetin evvelinde her milletin bir dini ve soyundan üredikleri onlara adını veren bir Tanrıları vardı. Kürtlerin dini olan Kürt Yezidiliğini de 12. yüzyılda Emevi soyundan Şeyh Adi kurdu. Kürtler Emevi ve Osmalı dönemlerinde Şafi mezhebine girdiler. Daha sonraları Türklerin kurduğu Nakşibendi tarikatına geçtiler. 19. yy sonlarında Kürt ruhbanı Şeyh Halit Nakşibendi tarikatını ele geçirdi.
Mezarı bu gün Batman'a 8 km uzaklıkta, Beşiri İlçesine bağlı Örmegöze Köyü Kanireva Zilan türbesindedir.
Bu adam özünde Yezidiydi (Ezdi diyorlar). Şeyh Halit zamanla Nakşibendiliği Kürt Yezidliği haline getirdi.

Deliüzzaman-ı Said-i Kürdi bunu en etkili ustası oldu. 14 Mayıs 1950 seçimleriyle "Sünni (Sözde NAKŞİBENDİ) görünen Nurcular devlet içinde "Müslüman takiyyesi ve Osmanlıcılık" yaparak İngiltere-ABD destekleriyle sürekli iktidarda kaldılar. Ordu içinde deörgütlendiler.

Kenan Evren-Turgut Özal ile zirve yaptılar. AKP iktidarında da Kuzey Irak'ta Güney Kürdistan'ı kurdular. İslâmiyette "Milliyetçilik yoktur. Ama sözde "Müslüman Kürtlerin Kürtçülükleri" aslında Kürt Yezidliğiydi. (Bu da Üniversiteli kaynak)

Apo (beyazlı) Yezidi imamla birlikte!

Malum Yezidlik, İslâm öncesi Zervaniliğikten doğmuş, şeytan Ehriman/Erman'a (Arman/Ermeni aynı) tapınan İran Mecusiliğinin kendisiydi. 12.yy.da Şeyh Adi Kürtleri Türklerden ayırmak, Abbasileri yıkmak ve Vatikan ile işbirliğine sokmak için Kudüs'teki Haçlı Krallığının desteği ile gerçekleştirdi. İşte PKK'nin askeri, siyasi gücünü sağlayan toprak ağalarından Ahmet Türk'ün annesi, eşleri, çocukları gibi kendisi de Yezididir.

Yezidilerde, Şeyh Adi (Hadi) mezarından toprak yemek dini ibadettir. Abdullah ÖCALAN da onlar için soyundan ürediklerine inandıkları "Allah'ın oğlu cenneten kovulmuş, düşmüş şeytan Tavus/Ezd/Ezda, Yezdan"ın bedeninde görüldüğü yarı tanrıdır.

İşte Ahmet Türk ve Yezidi/Ezdi Kürtlerin Uluslararası (Rusya, Gürcistan,Ermenistan, Azerbaycan, İran, Amerika ve Avrupa ülkeleri (işçi)) kongrelerini Diyarbakırda toplamış ve şöyle demiş;
"Dedelerimizin elinde Ezidilerin kanı var!"

Bu şu demek oluyor:

Şeyh Halidi ile Deliüzzaman-ı Said-i Kürdi arasında geçen yaklaşık 50 yıl boyunca Şafi ve Nakşibendi Kürtler "Kürt milliyetçiliğini" kesinlikle ret ettiklerinden Ermenilere, Süryanilerle birlikte hareket ederek Vatikan ve Rusya ile bağlarını geliştiren Yezid Kürtlerine karşı bu "Gerçek Müslüman Kürtler" savaşmıştır.

Hamidiye Alaylarında savaşan Kürt Aşiret reislerinde de bu inanç vardı. Ancak özellikle Cumhuriyetin ilanı ve sonrasında İngiliz-Avrupa, Amerika kiliselerinin Sabilere, Süryanilere, Ermenilere verdikleri maddi desteği gören Şafi-Sünni, Nakşibendi Kürtleri de Yezidlere ve Ermenilere katılmakta sakınca görmemişlerdir.

Bu ortam da 1917'ye kadar bölgede olan Rus, İngiliz işgalleri sırasında gerçek Müslüman Kürt din adamlarının öldürülerek Kürtlerin başıboş bırakılmalarıyla sağlanmıştır.

Öldürülen gerçek Müslüman imamların yerini Yezid, Sabi (Babası Allah olan Şeytan Ruha'ya tapan Araplar), Yahudi ve Hıristiyan imamlar almış, Kürtleri bu pis bataklığa sürüklemiştir.


Bu konu hakkında o kadar çok araştırma yazısı yayınladım ki hangi yazıma baksanız bo knuda yeterli tespitleri bulursunuz. İşlte Yezid konferansında yer alan "Sarılı, çarıklı, cübbeli "Yezidi İmamlarını görünüz. TIKLAYINIZ!http://tarafsizhaber.blogspot.com/2011/11/masonlastrlan-dinler-ve-siyasi.html

Ahmet Türk Yezidi/Ezdi imamlarıyla. AKP'nin Sarık-Çarık-Cübbe, Çarşaf-Peçe dayatması İslam'dan değil Yezidiliktendir.

 

Kürt Yezidi/Ezdi imamları ile PKK-BDP heyeti

 Ahmet Türk'ün Facebook sitesinde sözde "Sol" sloganlar yer alır. Sosyalizm ve Komünizm aynen İslâmiyet gibidir, Hıristiyanlık gibidir, "Milliyetçiliği, kavmiyetçiliği ret eder!". Ama PKK'cı, Kürtçü Ahmet Türk Yezidi milliyetçidir, Kürdistan ister. Bu bile onları ne Müslüman ne de komünist olmadıklarının ispatıdır. Milliyetçi/Irkçı olan biri "Sosyalist'im, Komünistim" diyorsa inanmayın. Onların siyasi literatürde/edebiyatta adları bellidir. "FAŞİST".
Hem Ermeni kilisesine giderek sinsice ayin yaptığı, haç, İncil öptüğü, 1938 Dersim isyanı sonrası gazetelerde yer alan, öte yandan da peygamber soyu Kureyşan'ım deyip İslam uleması pozlarına giren, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra "Gayrimüslümlaerin Rusya himayesine girmeleriyle askerlik ve vergiden muaf olmaları" üzerine askere gitmemek, vergi vermemek için "Ermeni görünen" ve Ruslarla sürekli işbiliği içinde olan, 1864 yılında Sultan Abdülaziz'in bunları bastırıp bölgeyi Çerkezler doldurmasına, isyancıların elebaşlarını Adana, Mersin sonra da Kıbrıs'a sürmesine kadar asker ve vergi vermeyen "Dersim Bölgesi (Tunceli, Erzincan, Sivas, Çankırı, Niğde, Maraş, Bafra, Tokat, Kayseri Pınarbaşı (Aziziye- Alpaslan Türkeş de buralı Kıbrıs'a sürülen Ermenilerdendir.), Ankara, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Hakkâri bölgelerinden devlet asker alamaz. Bu isyanların en pisleri de Tunceli, Malatya, Kayseri Pınarbaşı bölgesinde olur. Buralara 1864'e kadar devlet giremez.

Merkezi mesire yeri Pınarbaşı olan Ermenilerin 90 yıllık direnişleri Abdülazizin dirayeti ile bastırılınca buraya Rus soykırımından kaçan Dağısitan Çerkezleri yerleştirilir ve Pınarbaşının adı "Aziziye" olur.

Yezidi Kürt isyancıların ve Ermenilerin yeri olan Harput da yıkılarak aşağı yenisi kurulur; "Elaziz", 1876 sonrası "Elazık", Kafkas cephesine yiyecek buradan gider. 
Gerçek Müslüman Sünni Kürtler, Çerkezler ve Türkler yoğundur. Son olarak da cumhuriyet döneminde ses uyumu sağlanması için "Elazığ" olur. 

Dersim sınırları saydığım bölgeleri içerirken siyasi anlamda devlet haritasındaki Dersim ise günümüz Elazığ, Erzincan, Tunceli, Sivas bölgelerini içerir. 

Dersim'in Kureyşan Aşireti reisi Seyit Rıza, devletin kendisinden vergi, asker alacağını, halkı okutup (Yezidilikte okuryazarlık dinden çıkmaktır) hakimiyetini elinden alacağını gören, halkı da "dinden çıkmakla korkutarak isyana razı eden" böylece yanına aldığı öteki aşiretlerle Dersim isyanını başlatır.


Aynı dönemde Hatay Sorunu ve İngiliz mandasına girmemiz için bastıran İngiltere'ye verilen olumsuz cevaplar, Atatürk'ü devreden çıkarmak isteyen Fransızlar da İngilizlerle bir olur ve Seyit Rıza'yı isyana maddi manevi teşvik ederler.

Dersim isyanı ne sol özeelik taşır ne aydınlıkçı bir özeelik taşır. Dersim isyanı feodal dönem Ermeni- Kürt Yezidlilerinin "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" adına olan fesatlıklarının kabarması ve Emperyalizmle kucaklaşmasıdır.
İşte bu yüzden Türk sol'u Dersim İsyanını "Emperyalizmin işbirlikçisi Feodaliteyi korumak" amacını güden adi bir eylem olarak görür!

Ölümü kimse hoş görmez ama, silah alıp saldıran bir eşkıyaya nasıl davranılırsa devlet de onu yapmıştır!
Bunların "Alevi Kürtlüğü" davalarının arakalrı da işte bu Yezidiliktir. Ama bunlar daha çok Ermeni/Farsi/ Mihri dini ağırlıklıdırlar ve bu yüzden Grek-Arap kökenli Bitlis Yezidilerince sevilmezler. Türkmenlerle din kardeşidirler hatta bir çoğu da Türkmendir. Ama parayı getiren Ermeniler bunları da oldukça eritmiştir.

Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc


Hiç yorum yok: