MUHALEFET PARTİLERİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GAZIMIZI ALIP UYUTUYORLAR
Ülkemizin anti emperyalist kesiminin AKP iktidarı geldiğinden beri hızlandırarak yürüttüğü Amerika ve Avrupa Birliği karşıtlığını onların taşeronu olan Fethullah Gülen ve Nurcuların ve bilumum, Gregoryen Ermeni, Arami, Nastıri Süryani, Sufi, Yahudi ve kripto melez Grekler olan Harran Arapları, Karadeniz ve Anadolu Rumlarının içinde çöreklendiklerin “Sünni İslam” maskeli AKP’ye karşı olmak artık “karizmatik görünmenin” baş koşulu haline gelmiştir.
Ancak, “karizmatik görünmek” ile karizmatik “dava adamı olmak” arasında fark o kadar çok ki?
Bunun en belirgin örneğini de meclisteki muhalefet partileri vermektedirler.
MUHALEFET PARTİLERİ YAPTIKLARI SAKARLIKLAR, KASET BİLMEM NE REZALETLERİYLE DE İŞBİRLİKÇİ HÜKÜMETE KOLTUK ÇIKMAKTADIRLAR. CHP VE MHP'NİN BÜTÜN TELEVİZYON ŞOVLARINI ŞEYRETMEYE GAYRET EDİYORUM.
HER ŞEY İYİ, AKP KARŞITLIĞI MÜKEMMEL AMA FETOŞ'A GELİNCE İKİSİ DE STOPEDİYOR.
ÇOCUKKEN BİR TEKERLEME SÖYLERDİK " FENER HERKESİ YENER BEŞİKTAŞ'A GELİNCE POF DİYE SÖNER" DİYE. BU İKİ PARTİ DE FETOŞ'A GELİNCE "POF" DİYE SÖNÜYORLAR. NE CHP NE MHP HALEN OKYANUS ÖTESİNDEKİ FETOŞ'A CEPHE ALMAKTAN ÇEKİNMEKTEDİRLER.
“DÖNER DÖNER ONU DA YENER”
Hayır bu defa “dönmeye” fırsat da kalmamıştır.
ÖYLEYSE BUNLARA NİYE OY VERİYORSUNUZ EY VATANDAŞ?
DEMEK Kİ SİZLER DE FETOŞÇU-AKP'Cİ, MASON AMERİKAN SİYASETLERİNİ SEVİYORUSUNUZ. O ZAMANAKP'YE YARDIMCI OLUN DA İŞİNİ ÇABUK GÖRSÜN BARİ. TAM BAĞIMSIZLIĞI BIRAKIN ATATÜRK DÖNEMİ YARI BAĞIMSIZLIĞI KURTARMAK İÇİN VERİLECEK BİR MÜCADELE BİLE FAŞİST NATO'NUN İŞGALİNE NEDEN OLABİLİR. BİRAZ DA KORKUTAYIM DA İYİCE TIRSIN, OTURUN KIÇINIZIN ÜSTÜNE BARİ. VATAN SAVUNMAK KLAVYE BAŞINDAN FETVA VERMEYE BENZEMEZ.
Bir de en çok sorulardan birisi şu;
İhanetlere ne zaman son vereceğiz?
Kolay, sabredin AKP onu da yakında parti programına alır ve kendisine muhalif olan herkesi “hain” ilan eder olur biter. Ortada ihanet diye bir şey kalmaz.
Atatürk’ün ilaçlanmasından, Menderes’in idamından, 1961 darbesinin önder subaylarının idamından Deniz Gezmişlere ve 12 Eylül 1980 darbesi kurbanlarına zaten Amerika’nın emir eri olan NATO Ordusu-ordumuz ve bütün kurumların başları “sömürgeci karşıtlığını” ihanet sayıp idam sehpalarını kurduklarında herkes alkışlamadı mı?
Ha, uyandık efendim şimdi de “hainleri tespit edecek bir yöntem var mı?”
Cumhuriyet tarihini oku, yetmedi mi git bloğuma “Sola Açılan Haçlı Seferi ve Cumhuriyet Tarihimiz” başlıklı yazımı oku. Yazıda sunulan delillerin doğruluğunu da araştır.
Yok efendim ben kestirme istiyorum!
Kestirme olmaz ama kavrayabileceğin kadar kısaltırsam şöyle bir cümle yazabilirim;
HER MÜSLÜMANIM-TÜRKÜM" diyerek seçmeni isteyenin kökenine "Yahudi mi, Süryani mi, Ermeni mi, Yezidi mi ve en önemlisi "MASON İLLUMİNATİCİLERİN ABD- AB'Sİ" ile işbirliğinde mi diye sorguladıktan ve bağlarının olmadığından emin olduktan sonra oyunu verecek, peşinden gideceksin!
Çünkü 11.Kasım 1938’den beri devleti yeniden işgal eden işbirlikçi şer güçleri olan Nurcular, Kürtçüler, Ermeniciler, Süryani’ci ve Yezidiler ile ağa babaları İlluminatici (Nurcu) Masonlarla Vatikan ajanları devletin her kurum ve kuruluşunu ellerinde tutmaktadırlar.
Bu işgal edilmişlik yüzünden sadece "VATAN HAİNLİĞİ BİRAZCIK AZALACAKTIR.”
Her şeye rağmen ülkemize yöneltilmiş açık bir askeri işgal olmamasının verdiği rahatlıkla ve temiz kalplilikle şöyle diyenler de var;
“Ümidimizi hiçbir zaman kaybetmeyelim derim. İstanbul'a 1918 Kasımında emperyalistlerin filoları demir attığında ve herkesin umutsuzluğa kapıldığı bir noktada, Atatürk'ümüzün ''geldikleri gibi gidecekler'' dediğini unutmayalım.”
İyi de o zaman onu diyecek bir Atatürk ve "elinden devleti alınan ve organizatörlük yapan" iyi kötü bir Padişah Vahdettin" vardı. Etrafındaki “işbirlikçi devşirmeleri” toplayıp gene de “kurtuluş” hareketi başlatabilecek bir “kitle önderi arayışı” içine soktu. Kendisi de inanmasa da bunu yaptı.
Bu arayış Mustafa Kemal’i ortaya çıkarttı.
Bu gün böyle bir organizatör de, kitleleri arkasından sürükleyecek bir Mustafa Kemal de yok.
Günlük ticari çıkarlarının ve hükümetin ihalelerinden pay kapma yarışında olmayı, ”vatan müdafaasından önde” tutan zenginlerimiz de, zenginliklerinin “yasalarla korunduğunun bilincinde değilmişlercesine” zenginlikleri ABD direktifli emirlerle elinden alınan Cem Uzan’ları, Pamukbank’ı alınan Karamehmetleri, Halis Toprakları, yok pahasına satılan asırlık kamu kurum ve kuruluşlarını görmezden gelerek devletin tasfiyesini yürüten bu işbirlikçilerden ibaret hareketin peşinde koşturmayı sürdürmektedirler.
Bu aymaz ve doymazların işlerini takip etmekten başka iş yapmamış ve yapmayan, kitleleri peşinden sürükleyen günümüzün sözde solcu ve milliyetçilerinden ibaret TBMM koltuklarını işgal eden siyasi partileri, Pensilvanya’lı Fetoş'un arkasında saf tutmuş, ABD-AB'den gelecek emirlere "Emret Komutanım" çekerken, komşu- uzak Müslüman ülkeler tek tek işgal edilirken umut nereye kadar?
Bu yönde birleşmek ve uzlaşmak için bile geç kaldık. Çünkü devlet tasfiye edilmektedir ve meclisteki işbirlikçi partiler, "tasfiye ve işgale karşı halkı örgütlemek yerine GAZLARINI ALMAKTADIRLAR"
.
Çünkü bu toprakların delisi, velisi boldur her an çıkar ve ortalığı karıştırır korkusu onları rahatsız etmektedir.
Aklı başında vatanseverler ciddi olarak “Haçlı Nato” işgallerini önlemek, işbirlikçileri halkın gözünden düşürmek için ciddi olarak örgütlenmeli ve birlikte siyaset yürütmek zorundadırlar.
"Gerçekleşen büyük umutlar, umutsuzluğun en yoğun olduğu ortamlarda doğarlar". Bizim Kurtuluş Savaşı tarihimiz buna en uygun delildir.
Amma önce her ne kadar geç kalındıysa da "siyaseti doğru kurmak gerekir. Aksi takdirde ülkemizin bir İran olması an meselesidir ve Humeyni’si olan Fethullah Gülen de, Humeyni’nin Paris’te bekletildiği gibi Amerika Pensilvanya’da bekletilmektedir.
Saygılarımla !!!