3 Haziran 2025 Salı

#II. ABDÜLHAMİT VE ERMENİ HÜKÜMETİ

 DEVLET-İ ALİYE-İ OSMANİYE'Yİ  33 YIL YÖNETEN II. ABDÜLHAMİT HÜKÜMETİ.


II.Abdülhamit'in annesi Tirimüjgan hanımın Ermeni olduğunu bilirdim.
Şimdi Akp döneminde Çerkez olmuş.

20 yıldır ne yazsam değiştirilmesine alıştık artık. 

Çünkü çevresini değiştirememişler.

Üç kere Ermeni sürgünü yaptığını Ermeni tarihçilerin yazdığı kitaptan 2012'lerde C.B. Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyareti öncesi uyarı yazımda yazmıştım.

Ama Ermeniler Talat paşa,  ittihat ve Terakki Partilileri soykırımla suçluyorlar ama II. Abďülgamit'in adı geçmez.

Neyse saraya kız ve erkek çocuklarını satmakta birinci olan Doğu Kiliseleri Etiyopya İncilinin Ermeni patriği Aziz Gregor yorumuna bağlı inanan Ermeniler, Çerkezler, Gürcüler, Ruslar, Sırplar, Hırvatlar, Arnavutlar, Süryaniler, Yunanlılar, Rumlar, Yahudiler başı çekerdi.

Kız ve erkek çocukları yalnızca padişaha eş ve eğlence olarak değil, hizmetçi, asker, her meslekte yetiştirilirlerdi.

Yavuz Sultan Selim dönemine kadar her 40 Müslüman olmayan aileden "1" yani 1/40 oranında seçkin çocuk satın alınırdı.



 
Yavuz Selim imparatorluk sınırlarını genişletince bu oran azaltıldı ve 1/60'a çekildi. 
Saraya cocuklar kolay satılsın ümidiyle kız çocuklarına gözde, ikbal, sultan gibi adlar konulurken erkek çocukları "paşa, başa" şeklindeydi.





Ücreti ödenerek köle olarak alınan bu çocuklar, başarısızlıkları nedeniyle kolayca öldürülebilirdi. 

Kimse de şikayet etmezdi.
Türk ve Müslüman ailelerden alınan çocukların yüksek mevkilerde başarısız olmaları halinde yay kirişi ile boğularak öldürülmeleri gerekirdi. 

Bu da boyun isyanıyla da sonuçlanırdı.
Ayrıca Türk soylular sadrazam, vezir gibi yükseldiklerinde padişahlıkta hak iddia edebilirlerdi.

Osmanlı ailesinin en büyük korkusu da buydu.

Saraya çocuk vermek gayrimüslimler arasında büyük bir onurdu.

Çocukları beğenilmeyen aileler, aşiretler devlete küserler, sorun çıkarırlardı.

Tirimüjgan hanım da bir ergen, dansöz cariye olarak satın alındı, kendi adı yerine padişaha bir erkek çocuk verince bu adı verildi.

Bütün cariyeler ve köleler için durum aynıydı. Önce İslami eğitim verilir, Müslüman edilir, sonra seçilirler, görev verilen yeterki üstleri onlara adlarını verir, işlerini öğretirdi.




II. Abdülhamit, sarayda sehzadeler arasında padişah olmak için eğitilen şehzadelerden biri değildi.


Bunun bilincinde olarak Agatha Christi'nin casus romanlarını, şiir, edebiyat okuyarak ve gezerek vakit geçirirdi.

Beklemediği anda, bu özelliğini kullanarak devleti kolay kullanacağını hesap eden yabancı elçilikler ile saraydaki kukla bürokratlar onu padişah yapmak için seçmişlerdi.

İngiliz büyükelçiliği bu seçimi yüzünden Almanya siyasetleri nedeniyle sıkıntıya düşecekti, ama sorun olmayacaktı.

1774'den beri Osmanlı padişahlarını da hükümetini de yabancı devletler belirliyordu ve tuhaf bir durum.da değildi.

Mustafa Kemal Atatürk sonrası bütün devlet adamları da aynı şekilde ABD ve İngiltere tarafından belirlenmektedir.

Siz siyasi iktidarları oy verip seçtiğinizi mi sanıyordunuz?
Demek ki tarihte acemisiniz.

Alaeddin Yavuz 
Emekli Resmi Tercüman-Rehber Polis Memuru.

Alıntı yazı;

Ümmet desek ümmet değil, Türk desek Türk değil, peki kim bu Osmanlıyı yönetmiş...? 🤔

Bu ekibi Ermenistan Kabinesi sanmayın,

Bu ekip; 33 yıllık Abdülhamid devrinin ekibi ..

Sonra da devlet batınca 'vay efendim Türkçülük başlamış da devlet çökmüşmüş..'

Peki bu ekonomik iflas tablosunda Türkler nerede ?

Halife-i Müslümin 2. Abdülhamit’in nazırlarından (Bakan) ve bürokratlarına bir bakalım:

Hariciye Nazırları; Aleksandros Karateodori Paşa (1878-1879)

Gabriel Pasha ve Sava Paşa (1879-1880)

Hazine-i Hassa Nazırları: Agop Ohanes Kazazyan (1876-1891),

Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897),

Ohanes Sakız Efendi (1897-1908)

Maliye Nazırı: Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30 Ağustos 1885), (Aralık 1886 - Mart 1887) (1888-1891)

Nafia Nazırları: Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878),

Aleksandr Karateodori Paşa (1878)

Sava Paşa (1878-1879)


Orman ve Maadin Nazırları; Mavrokordato Efendi (1908-1909),

Aristidi Paşa ( 1909)


Ticaret ve Ziraat Nazırları: Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880)

Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909)


Ayan Üyeleri(1876); Antopolos Efendi Aristarki Bey,

Daviçon Karmona Efendi,

Musurus Paşa,

Serviçen Efendi,

Stoyanoviç Efendi,

Dr. De Kastro Bey,

Mavroyeni Paşa, Karatodri Paşa,

Abraham Karakahya Paşa

Ayan Üyeleri(1908) Azaryan Efendi,

Basarya Efendi,

Bohor Efendi,

Fethi Franko Bey,

Gabriyel Noradonkyan Efendi,

Mavrokordato Efendi,

Mavroyeni Bey, Oksanti Efendi,

Yorgiyadis Efendi,

Aram Efendi,

Popoviç Temko Efendi,

Babıali Hukuk Müşaviri Gabriel Efendi;

Abdülhamit zamanında sürekli el üstünde tutulan bu Gabriel Efendi 2. Dünya savaşı sonrası düzenlenen Paris Konferansında Ermeniler için toprak talep etmiş, Lozan Konferansına da Ermeniler adına katılmıştır…


Elçilere göz attığımızda ;

Y. Fotiades Bey ve Gobdan Efendi’nin Atina,

Azaryan Efendi’nin Belgrad,

E. Karatodri Efendi’nin Brüksel,

Blak Bey’in Bükreş,

Yanko Karaca, Misak Efendi ve Aritraki Efendi’nin Lahey,

K. Musurus Paşa, Alfred Rüstem Paşa ve Antopulo Paşa’nın Londra,

Naum Paşa’nın Paris, S. Musurus Bey ve Y. Fotiades Bey’in Roma,

Nikola Gobdan Efendi’nin Sofya,

A. Vogorides Paşa’nın Viyana,

L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey’in Washington’da Büyükelçi-Elçi olarak görev yaptıklarını görüyoruz.

Konsolos ve kâtipliklerde de Türk unsurundan daha çok Ermeni ve özellikle Rum memurlar kullanılmakta idi.

Valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu.

Örneğin ;

Şarkî Rumeli Valileri; Sava Paşa, Aleko Vogorides Paşa, Gavril Paşa Hristoiç, Alexandre de Battenberg, Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha,

Sisam Beyleri; Mişel Gregoriyadis Bey, Aleksander Mavroyeni Bey, Yanko Vitinos Bey, Kostaki Karateodori Paşa, Yorgi Yorgiadis Efendi, Andrea Kopasis Efendi,

Cebelilübnan Sancağı Mutasarrıfları; Vasa Paşa, Naum Paşa, Yusuf Franko Paşa

Maliyesini, hariciyesini, tarımını, madenlerini ve de mülkiyesini gayrimüslimlere bırakmış devletin başında bir İslam Halifesi (!) vardır…

ŞİMDİ ANLADINIMIZMI ATATÜRK'ÜN KİMİN TEKERİNE ÇOMAK SOKTUĞUNU... ?

Türk Dil Kurumuna bir ermeni dilbilgisi uzmanını o da sadece Genel sekreter olarak atadı diye, ki adam osmanlı memuru zaten, 100 senedir Atatürk'e demediğini bırakmayanlara soralım, insafınız var mı ?

Kaynak kitap : g

KUNERALP, Sinan, Son Dönem Osmanlı Erkan ve Ricali,

Prosopografik Rehber, İstanbul: İsis Yayınları, 1999.
Derya Demir ALEMDAR hanımın sayfasından ALINTI' dır.

(Not : Ermenistan'a karşı, Azerbaycan'ı İsrail Rusya destekledi, müslüman islam arap dünyası ise nerde Türk düşmanı varsa onları destekliyor !

Konu din değilmiş, Türklüğüne sahip çık !)