İbrahim Üzel arkadaşım herkesin aklının bir kenarina koyup, turşuluğa yatırdığı düşüncelerini kisaca şöyle özetlemiş;
"-Türkiye Cumhuriyeti mi.?
Laik Türkiye cumhuriyeti mi, 100 yıllık kırılma an'ını mı.. İkinci daha güçlü Laik türkiye cumhuriyeti ni mi yaşayacak, göreceğiz hep birlikte, klavyelerimizin konfor alanlarından ayrılmadan ne kadar başarılabileceğini göreceğiz.."
CUMHURİYETİN adı kalmış, Iran gibi olmuş ortalık.
Bizim yaptığımız, 100 yıl kutlamaları bizi bu ilkel rejime mahkûm eden AB-D ülkelerine ve tayin ettikleri hükümete tepki eylemleri.
İkinci yüzyıla girerken, laik, demokratik, hukuk, sosyal devlet ilkelerinin, yürütmede güçler ayrılığının, yargının üstünlüğünün adı bile kalmamıştır.
Saraylı tarafından açılan hakaret davalarında, şüphelinin kendini savunma hakkı " suç ve cezadan kurtulmak istiyor" saçmalığı ile ret ediliyor.
Böyle bir karar, saraylı hakkında yaptığım.derkrme, çeviri araştırma yazılarımın başlıkları HAKARET SAYILARAK hakkımda verildi.
Gazeteci Merdan Yanardağ, 100 küsur gün mahkeme kararı olmadan hapis edildi.
Gezi direnişlerini organize ettikleri iddia edilen 60-80lik ihtiyarlar da benzer şekilde hala mahkûm.
Hükümetle ortak terör örgütü, ve terör örgütü e hükümetle ortak muhalefet ile, iktidar ebedi saltanat formülünü buldu, uyguluyor.
İçeride böyle birileri, her alanda hükümete eleştiri yapan sma iktidar olmaktan kaçan, iktidar ortağı, sümsük muhalefet ile Saraylı'nın ömrü varsa sorunsuz 200 yiloktidar şansı vardır.
Tutuklu bir millet vekili hakkında karar veren yargıyı, Saraylı tayin etmesine rağmen, yargıyı tanımıyorum, kararına saygı duymuyorum sözünü 12 yil sonra ikinci kez tekrar etmiştir.
Egitimi hakkında diploması bile olmayan, ABD Başkanı Yavru Bush'un tayin ettiği Tek Adamın 85 milyon halkın, 780.576 km2 ülkenin hakkında her konuda karar verdiği bir devlet olduk.
Sümer, Akad, Babil, Asur Hint, Pers, Roma köleci yağmacı devletleri bile hukuken bu günkü ülkemizden üstündü.
Türk devletleri zaten danışma meclisleri ile yönetildiği için onlar adaleti sağlayan Tanrının Kırbacı olarak bilinirdi.
Bu da en azından ırkçılık, kölecilik yapmamış millettik ki bunlardan üstündük adalet konusunda.
Ta ki Osmanlı'nın Rum geleneklerine dayalı, Rum ama Türk olmayan köle devşirmelerce yönetilen kurucu halkı Türkleri dışlayan devlet kurmasına kadar.
Bu günün Radikal İslamcı Osmanlıcılarının da, geçmişin Mecusi, Hanefi Osmanlıcılarının bu günkü uyarlamasidir.
Onlar da, padişah adayı olmadığı için Trabzon valiliğine tayin edilmiş Yavuz Selim'i işleten, gaz veren Gürcü Nasturi Gürcü Çarı, Bagratuni mezhebi, Bitlis Süryani Gregoryen Bagrat Musevi Hıristiyan İdris-i Bitlisi gibi din adamlarının destekleriyle kurulmuş, Mecusi, Yahudi Ortodoks Hıristiyan imparatorluk önerdiler, ama Yavuz Selim Vatikan Katolik Incil'ine uygun Hanefilik dinini seçince büyük onları hayal kırıklığına uğrattı, güç kaybetti.
O zamanın yakın akrsba evliliklerini dışlayan Katolik mezhebine uygun Hanefi mezhebi seçen Osmanlı yerine bu gün bitmiş Katolik dini yerine, Amerikan Ortodoks Protestan mezhebine uygun her tür cinselliği serbest bırakan, köleci, pedofil, kulampara, yağma, talan emreden Teke Şeytan şeriat rejimine dönüş tercih edilmiştir.
O zamanın Ortodoks Mecusi Hıristiyan öğretileri aynı sapkın cinsel yaşamı, cin ve şeytanlardan büyücülük bağcılık öğrenmeye dayalı cüce şeytan ibadetleri ile Simya'yı Kimyaya çeviren, ilkel matematikten geometri, Cebiri üreten kısaca zeka açan, ilkel komünist paylaşımcı adalet esaslarına dayalıydı.
Bu gün her türlü araştırma, ilim, bilim yasak, bol bol cinsel sapıklık, komşun, aile bireylerin senin gibi niye inanmıyor diye birbirine cihat ilan ettiren, ama AB-D VE NATO ÇETESIni kutsayan bir din anlayışı veriliyor.
Bunları gören görüyor, göremeyen, ayet, hadis, Allah emri, Tayyip Allah, peygamber deyip imama uyuyor.
Cumhuriyet değerlerini 100 yılda hazım edememiş, Müslüman kılığında kripto yaşamış, dini ve etnik bakiyeler, Fesli Kadir'in dediği gibi "-Amerika bize şeriatı versin, devlet çökerse çöksün" temel ilkesi ile Bagratuni Gürcü, Bagrat Ermeni, Yezidi, Süryani Musevi Hıristiyan şeriatlarına Hanefi İslâm diye atıldık, boğuluyoruz.
Bundan sonrası ne olacak denilirse, "Değişim" adına Ychp'ye oy vererek satılmış olmanın acısını katmerli olarak yasamaya devam edeceğiz.
Ychp idaresi değişmeyecek, aldanma bitmeyecek.
Küresel güçler iktidar muhalefet ortaklığı ile uyutulmamızı sevdiler.
Kılıçdaroğlu'nun hiç gidesi yok. Parti içi değişim fiyasko tiyatrodur.
Bir kac yil icinde rejim iyice oturunca bazı direnişler çıkacaktır, geç olacaktır.
Bu günler son şanstır.
İyi 100. yıl kutlamaları.
Laik, demokratik, hukuk, sosyal devletimiz ebedi olsun.
Nice 100 YILLARA.
Takdir aklı olanındır.
.Alaeddin Yavuz.