4 Temmuz 2021 Pazar

ÇİNDE SON TÜRK QİN HANEDANI

 

TUNGUZ TÜRKLERİ, ALFABELERİ

VE ÇİN HANEDANI

 AÇIKLAMA= Bize Müslüman olduktan sonra öğretilmeyen M.S. II.yüzyılda Sasani İmp. I.Şapur döneminde resmi din olarak benimsenmiş, İran dinlerinin etkisinde bulunan Asya, Avrupa, Afrika ve okyanusya ülkelerinde yaşayan her milletin kendi dilinde ve geleneklerine göre hazırlanıp gönderilmiş, Sasani başkenti Tizpon'daki Yahudi Elkesay tekkesinde 11 yaşında peygamberliğini ilan etmiş Mani'nin kurduğu Maniheizm/Mani/Mecusilik adlarıyla bilinen insanlara büyü, bağ öğreten cüce veya dev cin ve şeytanlara ibadet dininin temel kitabı Sabilerin Cin Ze di Rabba (İngilizcesi GİN Z D RABBA)dır. Bu gün Süryani Hristiyanlarının da sadece ruhbanlarının okuduğu bir kitaptır.

Sabi efsanesinde Hava'yı ele geçiren
şeytanın sevinci işlenmiş.




Bu dinin baş tanrısı Hayya;Hayyat; Hayy tanrısıdır, Arapçası HAYAT VEREN, Türkçesi YAŞAM VEREN demektir. Sabiler bu tanrılarının resmini ve heykelini yapmamışlardır. Tomas, Barnaba İncillerinin Türkçe çevirililerinde "YAŞAM" olarak dilimize çevrilir. Türk ve İran Fars dillerinde adların, kelimelerin başındaki "H" harfi okunmadığından Hayy adılı AY olarak okunur.

Babil medeniyetinde Sümer, Akad tanrısı Sin'in karakterinden türetilmiştir. Sembolü de AY'dır.

Sabilik dinine girmiş Etiyopya, Sudan, Somali, Mısır, Yunanistan, tüm Avrupa ülkeleri, Anadolu, Kafkasya, Kazakistan, Mançurya, Doğu Sibirya, Çin, İran, Kuzey Hindistan ve Pasifik Okyanusu ilkelerinin hepsinde Sabi dini ve mezhebi Jainism veya Can dini izlerine rastlamak mümkündür.

MÖ.I.yy.da Çin'e adını veren imparator büyücü Jin de adı CİN olan, o zamanki 500 kadar olan Katay kabilelerinin ÇİN diye söyledikleri ÇİN adını
İnanna;Er Ruha, Aştarot, İştar, El Uzza
Hepsi aynı şeytan

bu 500 kabileyi birleştiren, Çin Seddini inşa ettiren JİN/CİN/ÇİN kurmuştur.

Hacı Süryani ve Nasturi Hristiyanların da Sabiliğe bağlı Babil Yahudilerinin de kullandıkları erkek adıdır.

NUR, bu dinin dişi şeytanı, Sümer'in İnanna karakterinden uyarlama Er Ruha/Roha dişi şeytanının da adıdır. Ayrıca baş tanrı, Kuran Bakara 255 (Ayet el Kürsi) ve Ali İmran 2.;3. ayetlerde de geçen Hayyül Kayyüm" sıfatının da isim babası, kökeni olan Hayy tanrının sıfatı olan Arami dilindeki MELKİ Dİ NURA=NUR KRALI adının da kaynağıdır.

Sümer Akad dinlerinde İnanna karakterinin babası Ay Tanrısı Sin ise de Cin Ze d Rabba kitabında Karanlıklar ülkesinin kralı QİN=KİN'dir.

Tamamıyla Mecusi olduğuna şüphe bırakmayan ada sahip hanedanın kurucusu Nurhacı'nın adı da kurduğu hanedana verdiği "QİN/QİNG=(Çin de okunabiliyor) adının kaynağı da Cinze kitabına göre ilk yedi gök cisminin ve 12 Burcun, sonradan 126 burcun, güneşimizin anası, Adem'i toprak iken ayağa kaldıran ama ona baskı yapılmasına rağmen secde etmeyen gururlu kraliçe, Er Ruha (Osmanlı'da Sabi şehri olan Urfa şehrimiz ROHA adıyla yani bu şeytanın adıyla bilinirdi, cumhuriyet döneminde değişti)

Tunguz Mançu hanedanının kurucusu Nurhacı'nın kabile adının İngilizce yazılışı Aisin Gioro adını Türkçe seslendirdiğimizde "AYSİN CİYORO" olur. AY yani Hay/Yaşam tanrının sıfatı Sin' de adıdır.

Sümer Ay Tanrısı Sin 

Aynı Sabi Mısır dini büyücü tanrıçası ISIS'in adının da Türkçe söylenişinde "AYSİS" yani Ay ve Sis adlarının bileşimine tanık oluruz. Ay ve Sis, Ay Tanrısı Sin'in sisli, bataklık dünyası Nur krallığıdır. Kur'an'da geçen Kamer ve Nur Sureleri tefsirinde de Allah'ın NUR'un kadirinin yani parlaklığının güneş gibi olmadığı, Ay'ın14'ündeki parlaklıktan fazla olamayacağını E.H.Yazır, eski Kuran tefsircilerine dayanarak yazmıştır.

Merak edenler için "Antik Sabiler ve Din Kitapları" alaeddinyavuz@wordpress.com blogumdan VPN ile okuyabilirsiniz. Blog engellidir. Aynı blogdan Mecusilik ve Dinlere Yansımaları başlıklı çeviri derleme yazımı da bulabilirsiniz.

Beğensek de beğenmesek de atalarımızın Tengrizm, Şamanizm, Sabilik, Brahmanizm, Budizm, Yahudilik, Hristiyanlık, Zervanilik, Mecusilik dahil daha adını bilmediğimiz bir çok din ile bağları olmuştur. Bunlardan gocunmadan 268 yıl Çin'i, Çinlilerin sevgilerini kazanarak yönetmiş Nurhacı'nın kurduğu Qin/Çin hanedanının Wikipediya ve bazı internet kaynaklarından çevirilerini okuyalım.

HERKESİN KAFASINA GÖRE TARİH YOK! 
BÖYLE BİLİNE!!!

Kolay Gelsin
Alaeddin Yavuz

Çin/Qing Hanedanlığı

 

Qing Hanedanlığı (1644 – 1912)

Bu imparatorluk, eskiden kendilerine Cürcenler (Jurchens)* diyen Çin'in kuzeydoğusundaki Mançurya'dan gelen Mançular tarafından kuruldu. Bu nedenle bazen 'Mançu Hanedanlığı' olarak adlandırılır.

*İslam Araplar 635’lerde İran coğrafyasını işgale başladıklarında Cürcan dedikleri Gürcistan’a girmişler ve çok sayıda Türk katliamları yapmışlardı. Cürcan adının sadece Arap şivesinde Cürcen adının bir söyleyişi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Gürcüler Süryani İnciline inanırlar.
TAO (Çin), KLARJETİ (Cürcen-Gürcü) Devletçikleri. Kırmızı harita


Tunguz kağanı Nurhacı da adını Süryani İncili temel kitabı GİN Z D RABBA(CİN Z Dİ RABBA) kitabının tanrısı Melki d Nura/Nur Kralı/Işık Kralından veya bu dinin güneş tanrıçası, Dişi Şeytan Er Ruha’nın NUR adından almış olabilir.

M.S.II. yüzyılda Sasani peygamberi Mani’nin yazdığı Mecusilik dini de her dilde, her milletin geleneğine göre yazılmış YEDİ kitaptan oluşur ve temeli de CİN ZE kitabıdır. 

Nurculuk akımı da bu dinin mezheplerinin ortak hareketidir.Bu din kardeşliği ve ad uyumları durumunda komşumuz Gürcülerin de Cürcen Türkleri olduklarını düşünmek gerekir. Alaeddin Yavuz.

 




Qing/Çin'in çağdaş haritaları, güneyde çekirdek Han 'Çin'i ve kuzeyde Sibirya’daki 'Çin Tataristan’ını, Rusya ve Kazakistan bölgesindeki 'Bağımsız Tataristan’ın, göçebe halkların parçaları değil aksine herhangi bir büyük imparatorlukların parçaları olduklarını kanıtlayan cevher belgelerdir.
Qing hanedanından kalan 20 milyondan fazla hükümet belgesinin her biri diğerinin 7,8 kopyasıydı ve bunlar çoğu çağdaş Avrupa ülkelerinin bir araya getirdiğinden daha fazlaydı,

Tayvan tarafından kaydı tutulan 800.000 kadar belge de dahil olmak üzere bunların tümü, dijital hale getiriliyor ve dünya çapındaki Qing Tarihçileri için heyecan verici zamanlar yaratmak için, 2030 yılına kadar çevrimiçi olarak sunulacak.

Mançular, “Mançu” ve “Han” toplumları idare kavramları arasındaki ayrım katı bir şekilde tanımlanmış ve acımasızca sürdürüle gelen geleneksel Han çoğunluğu üzerinde önemli kısıtlamalara rağmen kendilerini Mançu fikirlerine dayalı idare anlayışından ayırarak etnik temelden çok sosyal toplum temelinde hızlı bir şekilde Çin tarzı yönetime uyarladılar.

Ancak Mançular, Qing hanedanı kuran gerçek Mançu hanedanı ailesi için de, Mançu geleneklerine uygun “Sekiz Sancak” adı altında ayrıcalıklar tespit ettiler.

Oysa uygulamada, hanedanın kuruluşuna katkıda bulunan Han halkından o kadar çok insan sancaklar arasında kayıtlıydı ki, Qing tüm Çin'i birleştirdiğinde, sancaktarların büyük bir çoğunluğu zaten Mançu'dan ziyade etnik kökene göre Han hanedanından da olmuş olabilir.

Yine de, sancaktarların, hanedana asker olarak hizmet verdikleri ikamet ettikleri şehirlerde ve yaşamakta oldukları ayrı bölgelerde aldıkları ayrıcalıklar ve parasal yardımlar karşılığında hanedana ve Mançu geleneklerine sıkı sıkıya uymaları gerekiyordu.

Bu hanedan, olağanüstü bir şekilde çöktüğü ve modern Çin'in tohumlarının doğduğu yirminci yüzyıla kadar varlığını sürdürdü.

Hanedanlığın başlangıcı aslında oldukça dramatikti: Mançu, şimdiki Mançurya (veya Çince'de Kuzeydoğu Dongbei(y)) olarak bilinen Cürcen(Jurchen) kabilelerinin bir federasyonu olarak başladı.

Nurhacı ve Huang Taiji (Taci) gibi liderler altında, konumlarını pekiştirecek ve güçlendirecek, etkilerini Moğolistan ve Kore'ye genişleteceklerdi. Son Moğol hanı Mançulara teslim olduktan sonra, imparatorluk hanedanları Moğol prensesleriyle evlenerek Cengiz Han'ın akrabası oldular.

Ming'in düşmesinin ardından, Çin Seddi'nin Mançurya'ya geçişini koruyan eski imparatorluk generali Wu Sangui onlara sığınacak ve böylece Çin'e doğru yol alacaktı (Wu Sangui, tarihsel boyutların bir haini olarak kabul edilecekti). Çin'de, Qing'e teslim olduktan sonra, yönetmesi için devasa ve zengin Szechwan eyaleti idaresine verildikten birkaç on yıl sonra yeni efendisine karşı bir isyan çıkardı. İhanet(ler)inin nedeni sözde bir aşk üçgeniyle motive edildiği öğrenildikten sonra hikayesi pembe dizileri andıran Çin romanlarına konu olmuştur).

Ve böylece, Qingler sadece Çin'i değil, aynı zamanda onlarca yıllık vahşi fetih ve katliamlar yaparak Tibet, Sincan, Batı Moğolistan ve modern Tacikistan ve Kırgızistan'ın bazı kısımlarını da fethederek bir başka refah ve kültürel ilerleme çağına, Geç Emperyal Çin’e, Yüksek Qing dönemine girecekti.

Kangxi, Yongzheng ve Qianlong gibi İmparatorları (her imparatorun saltanatına karşılık gelen dönem isimleri) nianhano tarafından biliniyordu. Ondan sonra (aslında daha sonraki Qianlong yıllarında) işler güneye, aşağı doğru gitmeye başladı…

Qing Hanedanlığı'nın nihai başarısızlığının ve çöküşünün son nedeni, ekonomik kalkınmayı veya bürokratik reformu yürekten takip etmesine rağmen (son on yılında olduğu gibi) desteklemesini engelleyen yetersiz bütçesiydi.

Qing, ülkenin GSYİH'sının %2'sinden fazlasını asla vergilendirmedi,oysa İngiltere, 1650 gibi erken bir tarihte GSYİH'nın %8'ini vergilendiriyordu, bu rakam o zamandan bu yana sadece arttı.

Erken Qing hanedanı, kendinden önceki Ming hanedanının Konfiçyus felsefesi ahlakına uygun olarak, 'Konfüçyüsçü' ekonomi doktrinine göre, devletin ekonomiye müdahalesini en düşük vergilendirme olarak gören mali-ekonomik liberalizm doktrinini benimsediğinden Ming hanedanı vergileri çok düşük tutmuş, halk rahatlamıştı (Qing hanedanı altında da bu politika devam etti).

Geç Qing hanedanı da, bu ahlakın devam eden etkisiyle, sürekli büyüyen yerel ve bölgesel özerkliklerin artmasıyla ortaya çıkan devletin durgunlaşması yüzünden istemesine rağmen vergileri arttıramadığından ciddi mali sorular çıkmıştır.

Herhangi bir hükümet, Qing hanedanının karşı karşıya kaldığı, Çin İmparatorluğunu yıkıp daha küçük bir devlete indirebilecek, tüm hesaplara göre muhtemelen daha küçük Çin imparatorluklarının çoğunu devirecek olan bir İç Savaşta hayatta kalmak gibi devasa görevlerin üstesinden gelebilir miydi?

1850-64 Taiping İsyanı'nda isyancıların elinde tuttuğu bölgeler, ülkenin toplam servetinin sadece beşte birine sahip olmasına rağmen, ülkenin geri kalanıyla etkin bir şekilde mücadele etmek için yüksek vergiler kullanmış ve durma noktasına gelmişti.

Halkının kaynaklarını vergi şeklinde seferber edememesi en büyük zayıflığı olmasına rağmen, ikinci ve en dikkate değer olanı, giderek eskiyen ve nihayetinde eskimiş askeri ve askeri-sanayi kompleksiydi. Bu, Qing'in prestijine ciddi şekilde zarar verdi ve birçoğunun, bir hükümet olarak meşruiyetini kaybettiğine ve onu sona erdiren devrime doğrudan katkıda bulunduğuna inanmasına neden oldu.

Son Ming kuşatmaları 1680'lerde ezilmişti. O zamandan beri Qing'in askeri ihtiyaçları hiç bu kadar umutsuz olmamıştı ki (okçu eksikliğini telafi etmek için) tüfek üretmeye başvurmaları gerekiyordu ve herhangi bir kuşatma veya deniz silahına sıfır ihtiyaç vardı.

Qing hanedanı sahip olamasa da Hindistan ve Avrupa silah içinde yüzüyordu; Qing hanedanı ayrıca Avrupa barut savaşının son üç yüz yılı boyunca geliştirilmiş olan taktik silahlardan da yoksundu.

Bu dezavantaj içinde önceden Avrupa ve Qing askeri güçleri arasında herhangi bir doğrudan maç olsaydı, olabilecek korkunç felaketi önceden görüp belki de Qing tüfekleri çalkalamak için işe koyulma ihtiyacını 
fark ederdi. Ama yoktu;

Qing'in muazzam nüfusu ve zenginliği, tüm olası rakiplerini 1839'a kadar ciddiye almayı düşünmekten erteledi.

Birinci Afyon Savaşı'nda, 1790-1815 Fransız Devrimci/Napolyon Savaşlarından çıkmış İngiliz gazilerinin komutasındaki iyi eğitilmiş İngiliz birlikleri bahsi geçen savaşlar sırasında mükemmelleştirilen taktik silahları kullanırken, hafızalarda savaşmamış, kötü yapılmış Qing tüfeklerini ele geçirdi. Sonuç, önceden belirlenmiş bir sonuçtu.

Qing'in üçüncü büyük zayıflığı (iyi gelişmiş ama ezici bir çoğunlukla tarımsal ekonomi), Qing hükümetinin kullanabileceği vergi tabanını sınırladı ve modern bir askeri-sanayi kompleksi geliştirme masraflarını artırdı - ekonomik kalkınma projeleri için daha da az para bıraktı. Bu zayıflık ilk başta belirgin değildi, çünkü bir zayıflık olarak görülmedi, aksine norm olarak kabul edildi.

Bütün zenginliğin kaynağı olan (madencilik, fabrikasyon üretimden en az oranda yararlanan tarımsal üretime sahip) ekonomik kurumlara sahip olmayan insanların, dünya nüfusunun 1/3’ine sahip nüfusu olan imparatorluğun kendi kendine yeten tarımsal üretimine bakarak, kendini dünyanın en zengini olarak tanımlamasına yeterli gerekçeleri vardı.

Ancak 19. yüzyılın başlarında bu durum değişmeye başladı. Büyük miktarlarda yüksek kaliteli çelik ve demirden yapılan, kömürde depolanan enerjiyi güç pompalarına veren gemiler ve hatta yeni kara taşıtı türleri çekme,taşıma makineleri (traktörler) ve lokomotifler (trenler) yapıldı. Avrupalıların üstün kimya bilgisi, minerallerden yapılabilen yeni gübre türlerinin icadıyla da ilk kez meyveler elde edildi. Bunun pratik sonucu, topraktan çıkarılan şeyler ile tarımsal üretkenliği artırmanın yepyeni bir yolunun bulunmasıydı.

Alman ve Rus meslektaşları gibi, Qing metal işçileri, madenciler ve tarım uzmanları bu süreçler hakkında çok az bilgiye sahipti.

Ama aksine Almanlar ve Ruslar, Qing hanedanlarının, devlete ait teknik kolejler, üniversiteler, sanayi kuruluşları, telgraf şirketleri ve demiryolları kurarak aynı şeyi yapmaları için paraya (ya da komşuların aynı şeyi yaparak çok daha zengin ve dolayısıyla daha güçlü hale gelmesinden ilham alan paranoya ve korku duyguları yüzünden) ya da Konfüçyüs tarzı Liberal Ekonomiyi terk etme isteğine sahip değildiler.

Bütün bunlar bizi 'Afyon Savaşı' adıyla bilinen1839 savaşına geri getiriyor:. Yayla haşhaşı doğal olarak Himalayaların Hint tarafında meydana geldi, Kantonlu tüccarlar ilk olarak Ming döneminin başlarında Güney Çinli tüketicileri Afyon ile tanıştırdılar ve onu ağrı 

kesici bir ilaç ve ("afyon içilen salonlar" ve "genel evler" ile hızla eş anlamlı hale gelen) güçlü bir afrodizyak olarak pazarladılar.

Geç Ming döneminde, Tütün de Manila'da faaliyet gösteren İspanyol tüccarlardan satın alındı. Her iki durumda da Çinli tüccarlar, erken Qing döneminde yerel olarak haşhaş ve tütün yetiştirebilen herkesi, bir dizi akıllıca satın alma şekli olan rüşvet ve cinayet yoluyla ekim yapan ve satanları çabucak ele geçirdiler.

Afyon ve tütün talebi, nüfustan bile daha hızlı arttı (1850'de Ming seviyelerini neredeyse iki katına çıkararak yaklaşık 400 milyona çıkardı), buğday, pirinç, pamuk, Çin tütünü ve haşhaş ırkları orta sınıfların taleplerini karşılayabilirken (çay ile birlikte darı, mısır ve patates gibi mallar sadece 19. yüzyılın ortalarında yoksullar için satın alınabilir hale geldi), orijinalleri kadar iyi değillerdi ve Ming ve Qing dönemleri boyunca yüksek kaliteli afyon ve tütün ithal edildi.

Afyon ve tütün, Hindistan ve Orta Amerika'dan diğer Hint bölgelerine, Orta Doğu'ya ve Avrupa'ya ihraç edilmek üzere zaten büyük miktarlarda üretiliyor ve gönderiliyordu - bu nedenle bazılarını Çin'e de ihraç etmek gerçekten sadece bir miktar satın alıp göndermek meselesiydi. Orada. Çin lüks mallarını adalara teslim ettikten sonra (Hindistanlı Müslüman tüccarlar tarafından Hindistan'a taşınacakları), Malaya'dan Çin'e neredeyse boş ambarlarla dönen Çin gemilerinin sürekli akışı göz önüne alındığında, afyonu eve dönüş yolculuğuna çıkarmak, genel giderlerini azaltmanın harika bir yoluydu.

Portekiz ve Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, bu kazançlı piyasada faaliyet göstermek ve siyasi hareket alanı kazanmak için 16. yüzyılda Doğu Asya ticaretine 'girmeye' çalıştılar ve sonunda girdiler ve kaynakları kullanma haklarının İngiliz Doğu Hindistan Şirketi tarafından benimsenmesiyle kazandılar ve onlar da Afyon taşımaya başladılar.

Bununla birlikte, Ming hanedanını zevki seven ve entelektüel anlayışını kınamış, kendisini kültürel olarak Ekşi Prudes Ekşi 

Ahlakçı İmparatorluk olarak tanımlamıştı.

Afyon kullanımı toplumda alkolizmle rekabet eden bir sorun haline geldiğinde, bu anlayış aşırı ihtiyatlı bir hal aldı. Buna göre,1830'ların sonlarında Guangzhou ilçesinin valisi (Guangzhou şehrinden yönetiliyor) kendi seçim bölgesini ayıltmak, bağımlılığı engellemek için daha geniş bir programla çalıştı.

Bunu yaparken iki hata yaptı: yabancı tüccarları hedef almak ve zararlarını tazmin etmeyi reddetmek. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin İngiltere Hükümetiyle olan bağlarını ve ne kadar yakın olduğu, Qing hanedanına savaş ilan etme kararının, 600'den fazla temsilcinin bulunduğu bir mecliste (Avam Kamarası) oylamasının yakın olması göz önüne alındığında bunun 30'dan az oyla geçtiğinde bir hata olduğu anlaşılabilirdi.

Qing hanedanı iki deniz savaşını kaybetti (1839-42, 1860-62), eskimiş orduları nedeniyle afyon da dahil olmak üzere yüksek vergi alınan ithal mallarından ne vergi almaya ve yazık ki ne de yasaklamaya kalktı.

Sonuç olarak, Qing, büyük nehirler ve kıyılardaki birkaç düzine balıkçı köyü ve küçük kasabanın Avrupa kontrolünü kabul etmeye zorlandı ve Çin'deki Avrupalılar kendi ülkelerinin yasalarına göre yargılanacaklardı. İkinci önlem, Qing hanedanı bölgeleri ve hatta ilçeler arasında Hıristiyanlık ve Hıristiyanlık uygulamalarına karşı hoşgörü göstermede inanılmaz derecede büyük farklılıklar arasında örneğin ölünün ardından tutulan yasta alkol,afyon gibi bir köyde yasak olan bir şeyin 25 km ötedeki bir köyde serbest olabilmesi gibi değişkenlikler dahil olmak üzere kısmen kültürel Değerler Uyumsuzluğu nedeniyle itiraz edildi.

Qing'in ayrıca, herhangi bir malın tüketimini yasaklayan Ming-öncesi savurganlık yasalarını geçirmesi veya yürürlüğe koyması da yasaklandı ve Avrupalıların savaşlarda yaptığı savaş harcamaları da tazminat olarak ödemeleri istendi. Bu, halkına simge düzeyinden daha fazla vergi vermeye istekli ve muktedir olan bir devlet için bir sorun olmazdı,

Bürokrasinin daha 

fazla vergilendirilmesine veya merkezileşmesine yönelik her türlü harekete karşı yerel düzeyde aşılmaz bir direniş vardı. Bu da Qing hanedanının çok ince boynunda oldukça ağır bir değirmen taşı oluşturdu.

Bu, Qing hükümetini (Avrupa'nın sonsuz savaşlar dizisinin hızlandırdığı bir başka gelişmenin ürünü olan, Çin bankalarından çok daha düşük faiz oranlarıyla faiz veren ama, Avrupalıların bitmeyen savaşları nedeniyle yüksek faiz ödediğinden, Avrupalıların güvenerek tasarruflarını yatırdıkları Avrupa bankalarından, tazminat ödemek için borç para almaya zorladı.

19. yüzyılın ortalarında, kesinlikle alışılmışın dışında biri olan ve İsa'nın erkek kardeşi olduğunu iddia eden Hong Xiuquan adlı bir Ortodoks Hıristiyan devşirmesi bir Hıristiyan tarafından yönetilen Taiping İsyanı güney Çin'de patlak verdi. On dört yıl sürdü, yaklaşık 20-30 milyon insanın ölümüne neden oldu, Nanjing merkezli orta büyüklükte bir devlet yarattı, ve sonunda dış yardımla yıkıldı.

Çin hükümeti tamamı düzensiz devlet içinde yine (Sancak düzeninde) ve (özellikle girişimci yerel yetkililer) yerel halktan milisler oluşturdu, onları yabancı silahlarla silahlandırdı ve onları eğitmek için yabancı eğitmenler tuttu.

Çok sayıda yabancı “paralı asker” (çoğu, Qing hükümetinin devam etmesi ve karışıklığın sürmesinin tercih edildiğine karar veren yabancı uluslar tarafından önerilen düzenli subaylardan oluşmuş), hem ulusal hükümet hem de yerel olarak örgütlenmiş milisler olmak üzere Çin ordularına liderlik etmek için işe alındı. Taiping Yang yani Barış Okyanusu olarak adlandırılan Pasifik Okyanusu boyunca tüm zamanların en büyük isyanlarını çıkardılar

Aynı zamanda, kuzeydeki Nien İsyanı, Çin rejimine ek baskı uyguladı ve hatta başkenti tehdit etti. İki isyancı lider işbirliği yapamadı ve nihai yenilgilerine yol açtı.

Çin hükümeti, Çin'i ​​daha fazla aşağılanmaktan kurtarmak ümidiyle Batılılaşmak 

amacıyla bir reform programı girişiminde bulundu. Bazı reformcular Çin'in tüm ihtiyacının daha iyi bir ordu olduğunu ve geri kalanının aynı kalabileceğini düşündüklerinden kısmen de İmparatoriçe'nin kendine mermerden (ve şimdi UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Pekin'deki Yazlık Saray) inşa etmesi fonlarını aldığına dair dedikodulara inandıkları ve son olarak, modern silahlarla donatılmış ancak kullanımları konusunda uygun şekilde eğitilmemiş Çin orduları ve filoları, yeni başlayan Birinci Çin-Japon Savaşı nda Çinlilerden daha kapsamlı bir şekilde modernize olan Japonlar tarafından sağlam bir şekilde dövüldüğü için yabancılar yerine birbirleriyle aktif olarak kavga ettilerve başarısız oldular,

Bu İmparatoriçe'nin adı Cixi'ydi ("Tsih-shee" olarak telaffuz edilir) ve gerçek bir Ejderha Hanım varsa, o da Cixi'ydi. Aslen geç imparator Xianfeng'in cariyesi olan Cixi ,başlangıçta diğer imparatoriçe C'ian ile romantik olmayan bir birliktelik içinde 48 yıl boyunca naip olarak iktidarda kaldı . Bu naiplik birden fazla imparatorun 'kurallarını' kapsıyordu. Oğullarından biri, ders çalışmayı reddederek , genelevlere gizlice kaçarak ve bir oğul sahibi olma nezaketini bulamadan çiçek hastalığından ölmekle onun demir pençesine direnen sadece oğluydu. Geleneksel varis görmeyen iki imparatoriçeler Cixi'nin genç yeğeni adlı notu yeni İmparatoru olarak ilan ettiler. Bütün bunlar herkesin dikkatini dağıtırken, modernleşme kesinlikle olmuyordu.

Sonunda yeni İmparator Guangxu çoğunluğuna ulaştı ve işleri kendi başına ilerletmeye çalışmaya başladı. Kang Youwei adında bir adamın yardımıyla Çin'in sosyal yapısını büyük ölçüde sarsmak için bir plan yaptılar. Bu Yüz Gün Reformu olarak bilinir. Bununla birlikte, şu anda iktidarda olan birçok insan, işlerinin ellerinden alınmasını özellikle takdir etmedi. Ayrıca, İmparator'u Çin'in kontrolünü 

Japonya'ya devretmesi için kandırmak için ayak altında bir komplo vardı . Kang Youwei, kendi tarafına daha fazla insan çekmeyi umarak, Yuan Shikai adında bir adamı güçlerinin lideri olarak atadı. Yuan Shikai, Cixi'ye tam olarak neler olduğunu anlatmaya başladı. Kang Youwei Hong Kong'a kaçtı Guangxu tahttan feragat etti ve hayatının geri kalanında ev hapsine alındı ​​- görünüşe göre, Cixi'nin kendisinden daha fazla yaşamamasını sağlamak için ölürken onu zehirlediğinde . Sert , Cixi. Sert.

İkincisi, Çin'in alt sınıfları Batılı saldırılara çok sinirlendi ve bir grup köylü, tüm Batılılardan kurtularak Çin'i kurtarmanın kaderleri olduğunu kafalarına soktu. Ayrıca mermilere karşı bağışık olduklarına inanıyorlardı. Buna rağmen bu grup, Pekin’e ulaşana kadar Çin genelinde seyahat ederken Pekin’e ulaşana kadar Çin genelinde seyahatlerinde yabancı güçlere saldırarak zarar veren 'Boksörler/Köylüler'di ve Adil Yumrukların Uyumlu Toplum Derneği olarak biliniyorlardı. Özellikle elçilikler gibi yabancı binaları işgal ettiler ve 8.Lig olarak bilinen yabancı güçlere ait ordulara karşı çıktılar. Cixi Boksörlere yardım etti hatta yabancılarla savaşmalarına yardım etsinler diye Çin ordusunun Pekin’e gelmesini istedi Bu noktada, orduların hepsi 'haklıydı' ve yardım etmek için neredeyse hiçbir şey yapmadılar.

1901'de Boxer Protokolü imzalandı ve Cixi nihayet gerçek bir reform programı başlattı. Ne yazık ki, reformlar başarısız olan Yüz Gün Reformu'ndan daha kapsamlı olmasına rağmen, yine de gözle görülür bir fark yaratmaya yetmedi.

Üçüncüsü, Sun Yixian adında bir adam ( onu Sun Yat-sen veya Sun Zhongshan olarak tanıyabilirsiniz ) Çin'in hala çok geride olduğunu ve Cixi'nin hata yapmamak için Çin'i Diyu'ya giden bir otoyoldan aşağı indirdiğini fark etti . Özetle Çin'i parlamenter demokrasiye dönüştürmek için devrimci fikirleri desteklemeye başladı. Bu fikirlerin çoğu, özellikle Çin orduları arasında popülerlik kazandı.

Şimdi çok uzun bir özet yapmak gerekirse, Cixi'nin programı başarısız oldu ve tam Qing geçici bir 

parlamento kurarken Sun Yixian'ın devrimi başladı. İsyancılar güçlüydü; aradan geçen yıllarda Çin'in orduları Sun Yixian'ın fikirleriyle doluydu. Ordu ne isterse ona sadık kalacaktı ve Çin bunu biliyordu. Yuan Shikai'nin en azından ordunun bir kısmının desteğine sahip olduğunu fark eden Çin'in son imparatorunun babası Prens Chun, ondan isyancılara karşı savaşa liderlik etmesini istedi. Yuan Shikai, silahlı kuvvetlerin tartışmasız lideri olması şartıyla bunu mutlu bir şekilde yaptı. Yuan daha sonra isyancılarla müzakerelere gitti ve ülkenin tartışmasız lideri olduğu sürece yeni kurulan cumhuriyeti desteklemeye ikna edildi.

Yuan Shikai : 1, Çin: 0.

Bu, Çin dramalarında ve kung-fu filmlerinde en sık görülen hanedandır, çünkü belki de o döneme ait belgeler daha kolay elde edilebilir olduğundan, özellikle daha önceki hanedanlıkların tarihçisinin atlayabileceği küçük ayrıntılarla ve giyimden binalara kadar her şeyin fotoğrafik olduğundandır. Dönemle ilişkilendirilen kuyruk saç modeli (alın traşlı, arkada uzun örgülü bir saç örgüsü), hanedanın başlangıcında bir imparatorluk fermanıyla insanların Han nüfuzuna boyun eğdiğini göstermeleri için, aksi halde ölüm cezasıyla dayatıldı. Hanedanlığın sonlarında insanların kuyruklarını kesmeleri, Qing'in ne kadar etkisiz hale geldiğini gösterdi.

Son 200 yıl boyunca Çin’in Asya’nın en güzel, en egemen devleti, dünyanın en güçlü devletleri arasında düşüşe geçmesinin nedeninden bahsetmeye değer. Çin'in modern sınırlarının çoğu, Çin ( Tibet dahil ) altındaki fetihlere dayanmaktadır ve özellikle Çin hanedanı, genişleme, keşif ve reform ile karakterize edilmiştir. Görünüşe göre Çin Asla Yaşayamayacak .

William T. Rowe gibi daha revizyonist tarihçiler, Qing'i artık böyle olumsuz bir ışıkta görmüyorlar; Çin milliyetçi tarih yazımı, çoğu zaman her şeyi en koyu renklere boyayan (buna Komünistlerinki de dahildir), ancak bu tür görüşler, sonradan görme ve daha fazla araştırma sayesinde 

daha az kullanışlı hale gelmiştir. Başka bir deyişle, daha sonraki yıllarda bile Çin aslında o kadar da kötü yapmıyordu. Yukarıdaki açıklama, doğallıktan kaçınmak amacıyla, tamamen içsel nitelikte olan ve aynı zamanda bu hanedanın düşüşünde çok önemli faktörler olan devam eden ekonomik ve ekolojik sorunları dışarıda bırakmaktadır.

(Bu çeviri yazı Çin'lileri sevmeyen bir ABD'linin yazısıdır. Alaeddin Yavuz)

Türkçeye Çeviren

Alaeddin Yavuz



Kaynak; https://courses.lumenlearning.com/atd-tcc-worldciv2/chapter/qing-dynasty/



Mançu Adının Kökeni;



Mançu adının yazılışı

Mançu adının kelime anlamı Mançu dilinde “Yaban domuzu derisi”(1) anlamına gelmektedir. Qing hanedanının(1644-1912) kurucusu Nurhacı’nın adına, geleneksel hanedanlar kuran şehir Taizu’da kurulan tapınağın adına verilmiştir.



Nurhacı adı, “Nurgacı” ve “Nurhaçi=Nu-er-ha-çi” şeklinde Qin metinlerinde hecelenmiştir. Nurhacı, Jianzhou Cürcenlerinin Başbuğu ve geç Cin (Jin) Hanedanının da ilk Kağanıdır. Mançu dilindeki rütbesi “geren gurun,be ujire genggiyen han”’dır ve Türkçesi “Bütün uluslara faydası olan Parlak Han”(İngilizcesi; Brilliant Khan Who Benefits All Nations) demektir.

Saltanat sıfatı “Tianming” (Çince Tien- Ming; Mançu-Abkai fulingga; Moğolca- Tengri-yin Süldetü=Cenneti idare eden İmparator) olarak tanımlanıyordu. (Osmanlı padişahlarının da sıfatlarından biri, “Mescid-ül Hadım-ül Haremeyn, Şerefeyn= Yasak/Kutsal mescidin ‘Kabe ve Mescidi Nebevi’-nin hadım hizmetçisi/kölesiydi).

Ölümünden sonra ad verme 

geleneği olan Japonya, Kore, Çin ve Moğol kavimlerindeki geleneğe göre kendisine 1736’da “İmparator Gao”,(Wade-Giles’e göre, İmparator Kao- Çince yazılışı “高皇帝).” Adı verildi.

Mançu Alfabesi, Sincan Uygur, Kuzey Kore Lianoning’de bulunan Jilin ve Shenyang şehirlerinde ve günümüz Çin’inde 56 azınlıktan biri olarak tanımlanan yaşayan Xibe(Sibe/Sebe/Sabi) halkının konuştuğu, şimdilerde yok olmakta olan Mançu diliyle yazmakta kullanılmıştır. Mançu dili, farklı görünse de birbirleriyle konuştuklarına anlaşılabilen çeşitli lehçelerden oluşur ve sağdan sola doğru yazılır.





























Tarihçesi;

Tongki Fuka akü hergen (Anlamı verilmemiş)


Nurhacı 

Gerçek kayıtlara göre Mançu dili, Möllendorf’a göre “manju i yargıyan kooli”, Çin Pinyin lehçesinde “Manzhou Shilu” şeklinde yazılır. 1599 yılında, Mançu önderi Nurhacı’nın Moğol Alfabesine dönülmesinin Mançu halkı için daha yararlı olacağı gerekçesiyle terk edilmiştir.

Mançu önderi Nurhacı, köken olarak kuzey doğu Sibirya halkı olan Tunguzlardandır. Tunguzlar Türk ve Moğollarla akraba kavimlerdir.

Mançu önderi Nurhacı, (21 Şubat 1599-30 Eylül 1626) Çin Ming hanedanının Jianhou topraklarında yaşayan Tunguz kavmi olan Cürcenlerin önderiydi. Soy olarak aslen Aisin Gioro (Aysin Ciyoro gibi okunur) adını verdiği Tunguz kabilesindendi ve 1616-1626 yılları arasında hüküm sürdü. Mançurya Ningyuan şehrinde 30 Ekim 1626’da öldü.

Asin Gioro Adının Etimolojisi;


Aisin Gioro, King Hanedanının Mançu imparatorunun hanedan kabilesinin adı oldu. Hanedan Çin’in 1644’den 1912 yılına kadar ‘268’ yıl yönetti ve yerini Çin Cumhuriyetine bıraktı. Aisin Gioro (Aysin Ciyoro) günümüz Heilongjian (Heylong-can) ili Yilan’dır. Yılan(Yīlán Xiàn;), Heilongjian ayaletinin başkenti olan Harbin şehrine bağlı bir kazadır. “Aisin (Aysin) adının anlamı “Altın” olup, Gioro ise atalarının yaşadığı yerin adıdır. Mançu geleneğinde aileler (hala (哈拉) adıyla ifade edilen kabile adlarıyla anılırlar,sonradan bu ad, daha açıklamalı aile kökenini ifade eden (mukūn (穆昆) adını aldı. Aisin, “mukun”u ifade ederken Gioro da “Hala” yı ifade ediyordu. Gioro kabilesinin diğer üyelerinin adları da İrgen Gioro(伊爾根覺羅), Susu Gioro(舒舒覺羅) ve Şirin Gioro (西林覺羅)dur.

Cürcenlerin Jin Hanedanı (Jin/Cin=Altın), Mançuların atalarıydılar ve “Aisin Gurun” adıyla biliniyorlardı, sonradan Qing Hanedanı başlangıçta “amaga aisin gurun” adını ,taşıyordu sonraları Jin (Cin=Altın) Hanedanı adını aldı. King hanedanının düşüşünden sonra bazı hanedan üyeleri adlarını Çince “Jin(Cin-Çin)” olarak değiştirdiler. Jin adı Aisin (Altın) ile aynı anlamdaydı. Örneğin Puyi’nin küçük erkek kardeşinin adı Aisin Gioro Puren (愛新覺羅溥任) di sonradan Jin Youzi (金友之) olarak değiştirildi. Ondan sonra çocuklarının aile adı “Jin (Çin-Cin)” adına uyarlandı. (2)

Nurhacı, sonradan Mançu adını alacak olan Cürcen kabilelerini bir araya getirdi ve Ming hanedanı idaresinde “Sekiz Sancak” altında askeri düzene geçirdi. Ardından onları Çin Ming hanedanı ve Kuzey Kore üzerine gönderdi. İlk önce Çin Liadon ilini ve ardından tüm Çin’i ele geçirdi ve 1644’de Qing Hanedanını kurdu.(3)

Tongki fuka sindaha hergen

1632’de Dahai, orijinal Moğol Alfabesiyla yazılan metinlerde var olan “k”,”g”, ve “h” ile yazılınca göze çarpan belirsizlikleri (çift anlamlılıkları) temizlemek için alfabeye nokta, çember gibi belirteçler ekledi. Bu, ‘tongki fuka sindaha hergen’(noktalı ve çemberli metin) adı verilen düzenleme standart metin yazılmasını sağladı. Sonuç olarak Mançu alfabesi az da olsa belirsizlikler taşır. 1620’lerde yazıldığı tespit edilen, yakın zamanda bulunan bir metin bize noktalı ve çemberli metinlerin Dahai’den önce yazıldığını göstermiştir.

Dahai, sonradan, Çince, Sanskritçe, Tibetçe metinler yazabilmek için 10 kadar ‘tulergi hergen; yabancı/dışarıdan alınan” harfleri dile ekledi. Bu harflerin sesleri, daha önce Mançu dilinde hiçbir harfe karşılık gelmiyordu. Sadece eski Çin Pinyin alfabesinde çekilebilen ve tercüme edilebilen k, k(g), x(h), ts(s), ts(si), sy (Si,), dz(z,), c’y(chi/ki), j’y(zhi/Zay), ^z(r) gibi harflerdi.

(1) https://en.wikipedi0.org/wiki/Manchu_languageü

(2) Kynk-https://en.wikipedi0.org/wiki/Aisin_Gioro

(3) https://en.wikipedi0.org/wiki/Nurhaci

19.Yüzyıl ve Bu Gün


On dokuzuncu yüz yılın ortalarına kadar, üç tip Mançu Alfabesi vardı; 1-Standart El Yazı Metinleri (ginggulere hergen), 2-Yarı El yazı metinleri (gidara hergen) ve 3- El Yazması metinleri (lasihire hergen). Yarı el yazması metinleri harfler arasında daha az boşluk bırakır, ama el yazması metinleri harflere yuvarlak kuyruk ekler.

Mançu alfabesi Çince de yazmak için kullanıldı. Mançu Alfabesi, basitleştirilmiş Çin alfabesi Hanyu Pinyin ile, Gertrude Roth Li’nin yazdığı kıyaslamalı okuma metinleri listesi vardır. Mançu alfabesini kullanarak Xibe (2-Sibe) dilinden ödünç alınmış Çince kelimeleri tercüme etmek mümkündür.

Çok sayıdaki Mançu sözlükleri, bütün Mançu ve Çin alfabeleri karakterlerini tümünü içeren Klasik Bin Karakterli Mançu alfabesiyle yazılmış Çince metinlerin çevirilerini içerir. Ayrıca Hong Loumeng ((紅樓夢)(3) uygulamasının Mançu çevirisi de vardır.



İmparator Qianlong tarafından görevlendirilen, “İmparatorluk Liao-Jin-Yuan Tarihi Üç Milli Dilin Açıklanması ((欽定遼金元三史國語解 Qinding Liao Jin Yuan sanshi guoyujie))” komisyonunun Evenki(Solon)’un sözlerini yazmada Mançu alfabesi kullanılmıştır. Yine İmparator Qianlong’un Pentaglot Sözlüğü komisyonu çağdaş Uygur dili Çağatayca ve Tibetçe kelimelerin çevirilmesinde Mançu alfabesi kullanılmıştır.

(1) Gertraude Roth Li (2000). Manchu: a textbook for reading documents. Hawaii, USA: University of Hawaii Press. p. 370. ISBN 0824822064. Retrieved 25 March 2012.

Manchu transliteration of Chinese syllables Some Chinese syllables are transliterated in different ways. There may be additional versions to those listed below. *W-G stands for Wade-Giles

(2) Gertraude Roth Li (2000). Manchu: a textbook for reading documents. Hawaii, USA: University of Hawaii Press. p. 294. ISBN 0824822064. Retrieved 25 March 2012. f) Transliteration of Chinese words and compounds. Though most Chinese words in Manchu are easily recognizable to students familiar with Chinese, it is helpful to remember the most important rules that govern the transliteration of Chinese words into Manchu.

(3) Salmon, Claudine, ed. (2013). Literary Migrations: Traditional Chinese Fiction in Asia (17th-20th Centuries). Volume 19 of Nalanda-Sriwijaya series (reprint ed.). Institute of Southeast Asian Studies. p. 102. ISBN 9814414328. Retrieved 30 October 2014.

 

Öğretme Yöntemi

El yazması metinlerin alfabeye ait doğasına rağmen Mançu geleneksel olarak heceleme yöntemiyle öğretilirdi. Moğollarda olduğu gibi çocuklara, yazmayı öğretirken öğrendikleri 12 ayrı sınıfa ayrılmış en son hecesi sesli biten heceleri tek tek ezberleme yoluyla eğitim verilirdi. Mançu alfabesi öğretilirken L-a;L-o gibi ayrı öğretmek yerine La, Lo gibi hecelerle öğretiliyordu. Sonuç olarak, heceleme sisteminde olan kalıpların tümü gösterilemeyen düzende metinler hecelenerek öğretiliyordu. Örneğin, L,m,n ve r gibi ünsüzlerin kullanılmasında batılılar onları akıcı yapalar; Bu yüzden Mançu harfleri olan s,m,a,r,t düzene eklenir, a’yı Mançular İngilizce konuşanlar gibi akıllıca söyleyemezler.

Bu gün, alfabe ve hecelemenin doğası üzerinde uzmanlar arasında bölünmeler vardır. Bu manada, Çin’de alfabe heceleme yoluyla öğretilirken, batıda alfabe gibi davranılarak öğretilmektedir. Dili öğrenmek isteyen yabancılara karşı temel yaklaşım, alfabe anlayışı yaklaşımıdır, Mançu metinlerini heceleyerek çalışmak çok uzun zaman almaktadır.


Mançu Sözünün yazılışı

 




Türkçe’ye Çeviren

Alaeddin Yavuz

1- Sabiler ve din kitapları

https://alaeddinyavuz.wordpress.com/2015/07/23/sabilerin-kutsal-kitabi-dinleri-ibadetleri-her-sey/

2- Mecusilik ve dinlere yansımaları

https://alaeddinyavuz.wordpress.com/2018/10/17/mecusiligin-kokenleri-ve-uzantilari/