SOY GÜDEN SOYSUZLAR.
Tarih boyunca esir olmamış millet yoktur. Her hangi bir ulusa aidiyeti olmayan da yoktur.
Bu yüzden, nerelisin, kimlerdensin gibi sorular tanışmalarda ilk sırayı işgal eder.
Bazıları da kendini egemen toplumun dininde ve milliyetinde göstererek kendini gizler, çirkin işler yaparak o topluma, şöhretine zarar verirler. Düşmanlarıyla iş birliği edip devletlerini yıkarlar.
Türkiye cumhuriyetini yönetenler de bunlardır.
Bunlara kriptolar diyoruz.
Bu kriptolar, yakın akraba evlilikleri ile ürerler, aşırı dincilik ve ırkçılık yaparlar, Avrupa, İngiltere ve Amerikasız siyaset güdemezler, batı da hep bunlarla çalışır, Türk dedikleri de, Haçlılarla bir olup her savaşta Türk milletini sırtından hançerleyenler de, sürgüne gitmemek için Müslüman oldum diye yalanlar içinde yaşayan, eski dinlerini cemaat ve tarikat kurarak sürdürenler bunlardır.
İslami karakterleri kullanarak kendi dinlerini, şeriatlarını anlatırlar, herkes de bunu yer.
Ama hiç biri Türk olmadığı gibi Semitizm ve Siyonizm savunucularıdır ama,Türkçülük ve İslamcılık olmazsa olmazlarıdır.
Bu kriptolar acayip soy güderler, Süryaniler gibi en az iki ad alırlar hem de aile temelinde soylarını açıklayan adlar alırlar.
Haşmet Görkem Götverenoğlu! Gibi.
Nasıl ad ama?
Tabi böyle adı kim alır ki?
Herkes, hacı olmadan HACISALİHOĞLU, Türk olmadan TÜRK, TÜRKOĞLU, ÖZTÜRK gibi adlar alır bir de Türk düşmanlığı yapar utanmadan.
O oğlu, bu oğlu soy adı alan Yahudilere ve bilmeden böyle ensest toplum geleneğine ait adlara meraklı olanlara karşı bilgilendirmek, fikir vermek için bu yazıyı arada bir yazıyorum.
Nasıl ad ama?
Tabi böyle adı kim alır ki?
Herkes, hacı olmadan HACISALİHOĞLU, Türk olmadan TÜRK, TÜRKOĞLU, ÖZTÜRK gibi adlar alır bir de Türk düşmanlığı yapar utanmadan.
O oğlu, bu oğlu soy adı alan Yahudilere ve bilmeden böyle ensest toplum geleneğine ait adlara meraklı olanlara karşı bilgilendirmek, fikir vermek için bu yazıyı arada bir yazıyorum.
Tevrat, M.Ö.597'de Mısırı işgal edip bağlı topraklarında yaşayan kim varsa Asur kralı Nebukadnezar'ın sürdüğünü, Yahudilerin de erkeklerini öldürüp kadın ve çocuklarını Babil'e götürüp köle ettiğini yazar.
Babil Yahudilerinden köle Mardokay adlı bir adamın kız yeğeni Ester'i yetenekli bir fahişe olarak eğitip, Pers sarayına sattığı, bu fahişenin sarayda diğer kadınların aşağılayıcı bulup yapmadıklarını yaparak Pers Kralı Krus'u kendine bağladığını ve Babil fethine ikna ettiğini, sonucunda Yahudileri özgür bıraktırdığını, Yahudilerin minnet borcu olarak her yıl ÜÇ GÜN SUSUZ, KATIKSIZ ESTER ORUCU tuttuklarını, Tevrat Ester kitabında okuyabilirsiniz.
Bu yüzden 72 yıl Pers Kralı Krus'un Babil'i işgal edip köleliği kaldırmasına kadar Yahudi asilzadeleri Babil'de köle olarak yaşamışlardır.
Sami toplumlarının tanrıları görünüm ve yaşantı bakımlarından insan gibidirler. Yerler, içerler, çekirdek aile ensesti evlenirler, çocuklarını, ebeveynlerini köle, kadın yaparlar göklerdeki yıldızlarında yaşarlar. İnsanlar da onların dünyada yaşadıkları çağlarda köle olarak yarattıkları çocuklarıdır. Bu yüzden aşağıdaki bilgiler size tuhaf gelmesin.
Yunan baş tanrısı Zeus, Ganimede adlı Gılmanı ile eşcinsel ilişkide. Bütün sami toplumlarının tanrıları da biseksüel olduklarından, çocukları olan milletler de öyle yaşar. |
Köleliğe ilk adım, bir erkeğe eşleri ve çocukları önünde tecavüz ile başlar, sonra erkeğin gözü önünde eş ve çocuklarına tecavüz ile ilk aşaması tamamlanır.
Köle olması, benimsemesi için de aşırı dayak, işkence faslı başlar. İranlıların en çirkin uygulaması Mankurtluk da bunlardan biridir. İnsanlıktan çıkıp MAL olduğu için de ahırdaki küçük ve büyükbaş hayvanlarla yani MALLAR ile yaşar.
Sahibi gece azıp ahıra bir askerini yollar, beğendiği kadın ve erkeği alır, yıkatır, temizletir sahibinin yatağına bırakır. Sahibi işini görünce Mal yani köle gene ahıra götürülür. Tarla, bahçe ev işlerinde karın tokluğuna çalıştırılır. Devlet asker isterse askere verilir....
İşte bu şekilde 72 yıl yaşamış, anaları belli ama babaları belli olmayan Yahudiler Babil sürgününden döndükten sonra, Tevratta yazdıkları tarihlerinde 150 kadar kabilenin 140 kadarının adları hep "OĞLU-OĞULLARI" son eki ile biter.
Köle olması, benimsemesi için de aşırı dayak, işkence faslı başlar. İranlıların en çirkin uygulaması Mankurtluk da bunlardan biridir. İnsanlıktan çıkıp MAL olduğu için de ahırdaki küçük ve büyükbaş hayvanlarla yani MALLAR ile yaşar.
Sahibi gece azıp ahıra bir askerini yollar, beğendiği kadın ve erkeği alır, yıkatır, temizletir sahibinin yatağına bırakır. Sahibi işini görünce Mal yani köle gene ahıra götürülür. Tarla, bahçe ev işlerinde karın tokluğuna çalıştırılır. Devlet asker isterse askere verilir....
İşte bu şekilde 72 yıl yaşamış, anaları belli ama babaları belli olmayan Yahudiler Babil sürgününden döndükten sonra, Tevratta yazdıkları tarihlerinde 150 kadar kabilenin 140 kadarının adları hep "OĞLU-OĞULLARI" son eki ile biter.
Kölelik insan onurunu yok eden insanlık suçudur ve büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ülkemizde bunu kaldırmıştır.
Köleci, yağmacı Roma, yağmacı devlet ilkelerine uygun yazılmış, inananları Roma kölesi yapma üzerine tasarlanmışanları"ın Nisa suresi 25 ayet de "evlenmeye gücü yetmeyen fakir Müslüman erkeklerin Müslüman cariyelerle (kadın köle) evlendirilmesini emreder. Ve cariye kadın zina yaparsa özgür kadına verilen cezanın yarısının verilmesini de ekler.
Bu da Müslüman da olsanız köle, fahişe olarak kullanılacağınız ve sahibinizin zengin olmak için size fuhuş yaptıracağını Kuran'ın yani Allahın emri demektir.
Fuhuşu, köleliği, pezevenkliği emreden kutsal Allaha ibadet eden milyarlara ne demeli?
Bu da Müslümanlığın da kölecilik ve pezevenkliği meslek saydığını, insan onurunu tanımadığını bize öğretir.
Bu yüzden Türkleri mevali yani azadî köle olarak gördüklerinden Müslüman saymazlar. Turistlere tercüman polislik yaptığım yıllarda bunları çok işittim. Özellikle işlerini yapmadığım zamanlarda çekinmeden içlerindekini söyleyiveriyorlar.
Onlara göre Türkler gibi mevkilerden şehit, gazi olmaz, cennete gidemezler. Çünkü işledikleri sevapları bile sahiplerine yazılır derler.
Soyları, sopları ile övünen babaları faili meçhul olan bu Sami toplumlarının OĞLU, OĞULLARI gibi adlara düşkün olmaları da gülünçtür.
Bunların dinlerine girip de cennet hayaliyle şehadet şerbeti içmeye hevesli mevaliler kadar da gülüncü yoktur.
Sami toplum geleneklerine göre yaşayan İngiltere, İsveç'te "-SON=OĞLU (Davidson=Davutoğlu gibi)", Rusya'da Çay-kovski, Kova-çeviç ve Kaymak-kaya(!) gibi son ekler aynı anlama gelir.
Peki yukarıdaki adı niye almaz bunlar hepsi halis muhlis çekirdek aile ensesti ile üreyen biseksüel, babaları belirsiz Götveren'ler?
Ve, Osmanlıda bu mesleği yapan da bu günün pezevenkleri, erkek fahişeleri de halen genel ev işletenler de bunlardır.
Haydi soy adınızı gerçek tarihinizde olduğu gibi; GÖTVERENOĞLU, PEZEVENKOĞLU, OROSPU OĞLU, İbneoğlu, Aşufteoğlu... yapın da göreyim.
Araştırmacı gazeteci Murat Bardakçı'nın yazdığı İstanbul erkek fahişeleri Hiz oğlanları adıyla anılırmış. |
Yahudilik dini geleneklerinde nikahsız hayvanla bile cinsel ilişkiye girilmez. Bu yüzden insan ve hayvanla yapılan evliliklerinde nikah çeşitleri Saatlik, Günlük, Haftalık, Aylık, Yıllık ve Ömürboyu şeklindedir. Kısa süreli nikahlar, nikah kıyan din adamı tarafından bozulmalıdır. DİN adamı ikisinden de ücret alır. Adnan Hoca adlı bu pezevenk de kripto veya aleni Yahudilere ve Musevilere kısa süreli nikahlanacak kadınlar ve erkek fahişeler temin eden biriydi. Şimdi 1074 yıl 9 ay hapis aldı. |
Soyu ile uğraşanın, 'soy-soylu' gibi adlara meraklı olanların soyu bozuktur, sorunludur, üreme geleneklerine göre SOYSUZDUR.
İnsanlığı, terörle, virüsle, işgal savaşları ile tehdit edip kıyanlar da bu Semitik ve Siyonist Sami milletleridir.
Herkes yeryüzü insanlık ailesinin şerefli bir üyesi olmayı onur saysın, yeryüzünde barış, kardeşlik olsun.
Takdir sizindir.
Alaeddin Yavuz