31 Ekim 2012 Çarşamba

BAŞBAKAN RE.T.E VE PARTİSİ SUÇLUDUR



BAŞBAKAN RE.T.E VE PARTİSİ SUÇLUDUR!


Önce, 29 Ekim 2012 günü Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan bir buçuk milyon halkımıza, onları örgütleyen TGB, Ulusal Kanal, DİSK gibi 40 kadar sendika, Atatürkçü Düşünce Derneklerine, yıllardır ulusal gazetelerden internet medyasına kadar emeği geçen bütün vatanseverlere teşekkürü bir borç bilirim. 

20 Ekim 2012 kutlamaları bana bu ülkenin kolay lokma olmadığını, halkımızın üzerinde oynanan işbirlikçi küresel siyasi ve ekonomik oyunların farkına vardığını ispat etmiştir.

Yetmiş yıldır sindirilen bu halk üzerindeki tüm baskılara rağmen yumurtanın kabuğunu kırıp gerçek tabiatla kucaklaşan bir kuş gibi özgürlüğün ışığına kavuşmuştur.

Halkımız kendisine bağımsızlığını, özgürlüklerini verecek doğru yolu görmüş ve o yola koyulmuştur.
 
Şimdi, bayram kutlamasına katılan Türk Milletinin gösterdiği coşku, halkımızın üzerinden küresel sermaye ve onun emrindeki emperyalist ülkelerle işbirliği içinde olan başımızdaki “emperyalistlerce atanmış siyasi, ekonomik, medya mensupları, üniversite üyeleri ve nice işbirlikçilerin” korkularını depreştirmiştir.

Korkusu depreşen başta başbakan RE.T.E ve hükumeti AKP’dir. Emperyalizmin talimatları ile “Silivri Esir Kampına” doldurulan asker, siyasi, basın, sendika, bürokrasi kökenli mağdurlardan İşçi Partisi ile bağlantısı nedeniyle yasal bir örgüt olan TGB’yi kasten “İllegal Örgüt” tanımlaması yapma ahlaksızlığına düşmüşlerdir.

Şimdi okuyalım bakalım gerçek “İllegal (Yaşa dışı) İşleri” kimlerin marifetleriymiş;
 
12 Eylül 1980 askeri darbesini yapan “Amerika’nın bizim çocuğu” Kenan Evren ve onun izinden yürüyen generaller ile, bu günkü B.O.P projesinin gerçek mimarı olan Turgut Özal* dönemlerinden beri yürütülen ihanet projeleri gereğince oynanan sayısız siyasi entrikaların sonucunda devleti tasfiye sürecine sokacak AKP iktidara getirilmiştir.

*(Kenan Evren, “Bu güne kadar hep Amerika’nın hazır projelerini uyguladık ilk defa bizden biri bir proje yaptı. O da Turgut Özal’dı”  diyerek bunu dile getirmiştir)

Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı sırasında, Anayasa’dan “Vatana İhanet Kanunu’nu” çıkartan da, vatana ihaneti serbest eden Turgut Özal’dır.

İşte sonunda kapılar RE.T.E Masonuna açılır. Ama kapıları daha kolay aralayabileceği ortamı hazırlamak için onun da yapması gereken işler kalmıştır. Sonra aşağıdaki suçları işlemiştir;

Anayasal düzeni, dış güçlerle gizli-açık işbirliği yaparak değiştirmek, yabancı devlet adamlarından iktidara gelmek için yardım dilenmek (Wolfovitz mektubu) ve onların destekleriyle iktidara gelmek;
TBMM kararı alınmadan, ABD ile kendi arasında hazırlanmış, ülkemizin bölünmesine sebep olacak haritaları barındıran “B.O.P” adlı sömürgecilerce dayatılmış projenin eş başkanı olmak ve onu televizyon kanallarından açıklamak; 
Kürt, Ermeni, Arap açılımları saçmalıklarıyla, Cem evi cümbüş evi; Yezidiler, Zerdüştler gibi dini farklılıkları öne sürmek, “Önemli olan boy değil soydur soy!” ifadelerle halk arasında ırk, din, mezhep ayrımcılığı yapmak ve bunu teşvik etmek;

Osmanlı’nın çöküşüne sebep olan Ermeni, Sabi Süryani, Yezidi Kürt isyanlarını çıkartan ve bu isyanları Cumhuriyeti yıkmak için Atatürk döneminde 15 yıl sürdüren, İngiltere, Rusya, Vatikan ve Amerika ile ortak çalışarak, 500.000 vatan evladının şehit olmasına neden olmuş vatan hainleri olan Şeyh Saitleri, Said-i Kürdi Deliüzzaman’ları aklamak, yüceltmek;




Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ü karalamak, ona her türlü hakareti serbest bırakmak, yayınlar yapılmasına destek vermek;
Evren'in Sekiz Eyaletli Türkiye haritası. Buna AKP'nin bölünme yasası eklendiTıkla;
AKP'nin bölünme haritası

Haberin linki
Ülkemizde “36 etnik/ırki farklılık” olduğunu öne sürmek ve “36 parçaya bölünmekten” bahsetmek;
Kenan Evren-ABD arasında hazırlanmış “sekiz eyaletli Türkiye haritasına” uygun olarak, hatta ilerisine giderek 01 Ekim 2012 günü TBMM açılışında “12 eyaletli Türkiye haritasını” gerçekleştirmek için TBMM’ye yasa önergesi vermek;

Orta ve Lise ders kitaplarında yaklaşım 1500 yıl önce var olduğu sanılan Pontus Rum Devleti haritaları koyarak milli eğitime bölücülüğü sokmak;

Cumhuriyetin kurucuları olan diğer şahıslara her türlü hakaret ve aşağılamaları “siyasi düstur” edinmek (On yılda nereyi ördün bak ben neler yaptım! beyanları), her hizmet açılışında cumhuriyeti kuran Atatürk ve onun iktidar dönemini hedef alan şerefsiz aşağılık saldırılarda bulunmak;

Devletin bütün kurum ve kuruluşlarını ve toprağını kendi malıymış gibi yabancılara "mütekabiliyet gözetmeden" satmak ve satışta %51'i yabancılara vermek” ve diğer nice suçları yüzünden hakkında tek bir dava açmayan adları "Cumhuriyet Savcısı" olan yargı kurumları da onun bu suçlarına ortaklık etmektedirler.

Limanları Yunanlılar ile Barzani kapatmış! Buyur burdan yak!

B.O.P  projesine bağlı olarak;

Bitmiş terörü "Kürt Açılımı" ve öteki saçma açılımlarla hortlatmak;

Terör örgütünü ve Irak KÜRTLERİNİ Irak, Suriye işgallerinde işgal güçlerine destek olarak kullanmak;
Ülkemizin bölünmesine sebep olacak Irak’ta “Güney Kürdistan” kurulmasını sömürgeci AB-D NATO ülkeleriyle işbirliği yaparak sağlamak;
Komşu ülkelerde “terörist” oldukları tespit edilen örgütlere ülkemizde eğitim ve barınma sağlamak. Bu teröristlerin pasaport ve yabancıların ikametlerini düzenleyen “Yabancılar Yasası” hükümleri dışında tutularak serbest dolaşımlarına ve “hiçbir diploma, tasdikname sorulmaksızın” üniversitelere sınavsız alınmalarına izin vermek ve bu konuda yasalar çıkartmak.


Bu icraatları ile uluslararası savaş çığırtkanlığı ve ortam hazırlayıcılığı yaparak savaş suçu işlemektedir.
Oysa halen bu ülkenin çocukları herhangi bir üniversiteye girebilmek için yıllarca eğitim görmek, dershanelere soyulmak ve sırat köprüsünden beter sınavlardan geçmek zorundadırlar. Bu yasa ile hükumet yabancı teröristleri ülkemizin vatandaşlarının üstünde bir hak ile yücelterek kendi vatandaşını aşağılamış, köle muamelesi yapar hale düşmüştür.

Anayasa’da vatandaşlar arasındaki eşitlik ilkesini çiğnediği yetmez gibi yabancı teröristleri üstün ırk konumuna sokarak anayasal suç işlemiş ve Türk Milletine resmen hakaret etmiştir.

Aynı şekilde komşu devletlerin ve NATO-AB-D ülkelerinin muhalifi ülkelerce ülkemizde 30 yıldır faaliyet gösteren terör örgütünün desteklenmesine sebep olmak;
Stockhol görüşmesini başbakan adına yapmıştı.

İsveç’in başkenti Stokholm’de, İngiltere’nin hakemliğinde terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmesine sebep olacak anlaşmalar yapmak ve imzalamak! Bu yönde yeni idari yapılanma haritası ve yasaları mecliste görüşmeye açmak;

Üçüncü dünya savaşına neden olabilecek şekilde dış güçlerle birlikte savaş ortamı hazırlamak ve savaş çığırtkanlığı yapmak;

Halen adı "Türkiye Cumhuriyeti" olan bu ülkede halka "Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında" engel çıkartmak, halktan çıkmış polis teşkilatını halkın üzerine sürmek, devleti anarşi, bölünme, savaş ortamı yaratmak;

Başbakan 29 Ekim 2012 Cumhuriyet bayramı kutlamalarına katılmak için yaşadıkları şehirlerden Ankara’ya gitmek isteyen halka polis teşkilatı vasıtasıyla baskı kurmuş, halkı yolundan etmiş, katılanların bir teki eline ne bir taş ne bir sopa almamış, ellerinde bu devletin bayrağından başka bir şey bulundurmayan her yaştan insanın üzerine biber gazı, tazyikli su ile polis kuvvetlerini saldırtmıştır. 

 

HAİN VE İLLEGAL OLAN KİM? 

Asker, Polisini yetkilerinin kısytlayarak 

bu hallere düşüren AKP ve başbakan mı?

Sınırda terörsitlere mahkeme kurup, berat ettirip otobüsle şeref turu attıran, bayrağı alıp bayrama gelenlere polisi saldırtan başbakan mı?

Hakkâri'de Ordu panzerleri PKK bayrağı ile göreve çıkmaya AKP iktidarında başlamışlardır!

 

YOKSA BUNLAR MI "İLLEGAL"

Cumhuriyet bayramına katılan "İllegal Örgüt üyeleri" UTAN BAŞBAKAN!



 BU DA BİR BAŞKA İLLEGAL ÖRGÜT ÜYESİ
İşte teröristin başı (!) RE.T.E'^ye göre.


Canı yanan insanların gösterdiği tepki yüzünden 11 kadar polis memuru ile çok sayıda vatansever darp edilmiştir. Bu olayların tek sorumlusu AKP hükumeti ve başbakandır. 

Vatan sevgisi, cumhuriyet düzenini, bu düzenle kazanılmış haklarını korumak için Ankara sokaklarında darp edilen, yaralanan kahraman vatandaşlarımıza, AKP emirlerini yerine getirmekle vicdanını dinlemek arasında boğuşan ve küçük tatsızlıklarla kutlamaların sonlanmasına hizmeti geçen polis meslektaşlarıma da geçmiş olsun diyorum.
Ancak kendini kontrol edemeyip, vatansever yaşlı başlı insanları hakaret edip üzen, darp ederek zarar veren genç polislerimize de bu konuda daha sağduyulu olmalarını öneriyorum.

Unutmayınız ki, hükumetler geçip giderler, sizin göreviniz esnasında aldığınız yaralar, size karşı açılan davalarla sizleri baş başa bırakıverirler. Yani top sizde kalır. Her tayin edildiğiniz yeni görev yerinizde kiralık evini sizlere verecek olan, başınızı soktuğunuz evinizin ihtiyaçlarını temin etmenizde, okulda okuyan çocuklarınıza ders verecek öğretmenlerinden kırtasiyecilerine ve eşyanızı taşıyan hamallara kadar sizlere saygı ile kolaylık sağlayan halk sizlerin gerçek amiridir.

Hiçbir siyasetçi ve sıralı amiriniz halkın üzerinde değildir. Gün gelir sizi tek başınıza bırakıverirler. Suç işlersiniz, iftiraya gidersiniz, meslekten atılırsınız. Size iş verecek olan gene bu milletttir. Bu yüzden halkın yanında olunuz! Halka karşı olmayınız.

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan bir buçuk milyonun üzerinde insanı “illegal" (yasadışı) örgüt üyesi diye tanımlayan, Hakkâri’de Türk bayrağı ile dolaşılamadığını itiraf eden, dağlara operasyonlara giden askeri ve polis kuvvetlerinin araçlarına “terör örgütü bayrağı astırmadan” geçmelerine izin verilemeyen bir ülke haline getiren ve bunu şerefsizce muhalefet partisini suçlamakta kullanan, cumhuriyet bayramını kutlamak için elinde bayrağı, yanında eşi ve çocuklarıyla sokaklara dökülen halka polisi saldırtan bir başbakan sade ve sadece vatan hainidir!

Dün 30 Ekim 2012 günü yani Cumhuriyet bayramı kutlamalarının ardından Almanya’da yeni inşa edilen Türkiye Büyükelçiliği binası açılışına giden başbakanı Alman medyası resmen “Hastiiiiir” çekerek karşılamış ve “Savaşçığırtkanı olmakla suçlayarak” yerden yere vurmuştur.
Berlin Brandenburg meydanında açılan pankart
Bu başlık başbakanın son kullanma tarihine işarettir!

Cumhuriyet bayramı kutlamalarına bir hafta kala İngiltere’den “askeri üs” istemek için İngiltere’ye giden ABD genelkurmay başkanı başbakan RE.T.E’nin “Ortadoğu’da liderliğinin yara aldığını “açıklamış olması, kredisinin tükendiğine işaret etmektedir.
Yıllardır yazılarımda dile getirdiğim için zaman içinde muhalefet partilerinin konuşmalarına da geçmiş olan “Her işbirlikçinin bir son kullanma tarihi vardır!” tespitimi zaman doğrulamıştır.

Başbakan RE.T.E ve partisi AKP Cumhuriyet bayramında yürüttükleri siyaset yüzünden başta kendi medyaları tarafından “huşu” (yarı korku yarı saygıya dayalı davranış) içinde eleştirilmeye çalışılmıştır.

Yıllardır başbakanın her yaptığını göklere çıkartan Nazlı Ilıcak bile, Cumhuriyet kutlamalarında çıkan küçük darp olaylarının sebebinin “polisin müdahale tahriki ile çıktığını” yazması dikkat çekicidir.

Bayram kutlamaları sırasında olayları yorumlamaya çalışan bir çok kanalın spikerlerinin söyledikleri sözleri, yorumları düzeltmekten helak olduklarına tanık olmak medya üzerindeki baskının apaçık göstergesidir.
“İleri demokrasi, dinimizi yaşamak istiyoruz, başörtüsüne özgürlük” gibi masum, mağduriyet ekseninde masum sloganlarla iktidara getirilen AKP hükumeti ve başbakan geçen on yıl içinde cumhuriyet tarihinde askeri darbelerin bile baskılarını aratır hale gelmiştir.

Amerika’nın Koloni Partisi’nin başbakanı Mason RE.T.E,  artık hem kendi halkının hem de işvereni olan küresel sermayenin nazarında sıfır tüketmiştir.

Bir şeyi çok istersen olmaz!” diye bir deyim vardır. Başbakan çok istediği başkanlığı ve padişahlığı yaşayamayacağına artık kanaat etmediyse halk ona bu kanaati vermeye devam edecektir.

Kimse boyundan büyük işlere kalkışmamalı, kendisi asker kaçağı olup, çıkardığı kişiye özel yasalarla kendi ve yandaşlarının çocuklarını askerlikten kaçıran bir başbakanın yaptığı savaş çığırtkanlığına halkının destek vermesi olanaksızdır. Başbakan bu konuda hem dünyada hem ülkesinde yalnız kalmıştır.
HERKES AKLINI BAŞINA DEVŞİRSİN! BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ! NİCE İŞBİRLİKÇİLER, VATAN HAİNLERİ, NİCE İŞGALLER BU MİLLETİ YIKAMAMIŞTIR! HEPSİ DERSİNİ ALMIŞTIR VE BU HALK DERS VERMEYE DEVAM EDECEKTİR!

HAKKÂRİ’DE BİR TERÖRİST CENAZESİNE KATILAN 50-YÜZ KİŞİNİN RESMİNİ  YOLUN KÖŞESİNİ DÖNERKEN ÇEKİP “ON BİNLER YÜRÜDÜ” DİYEN AMA 29 EKİM 2012 KUTLAMALARINA KATILAN BİR BUÇUK MİLYON VATANSEVERİ, BU MİTİNGE SON ANDA KATILIP PARTİSİNE MAL ETMEYE ÇALIŞAN VE  ARDINDAN PARTİ KONGRESİNDE “ONBİNLER” DİYE TANIMLAYAN KEMAL KILIÇDAROĞLU DA PARTİSİ DE HÜKUMET VE BAŞBAKANI HAKKINDA GEREKLİ DAVALARI AÇMAYAN CHP DE SUÇLUDUR! (CHP bu işte gene en dik duran partidir. AKP’li bakan, Milletvekilleri ve başbakan hakkında CHP’li vekillerce verilen sayısız gensoru önergesi TBMM’de AKP hükumetince işleme konulmadan bekletilmektedir.)

BU KADAR SUÇ ORTADAYKEN HÜKÜMET HAKKINDA ANAYASA MAHKEMESİNE VEYA YARGITAYA DAVA AÇMAYAN MUHALEFET PARTİLERİ, AKP’YE HER SIKIŞTIĞINDA CAN SİMİDİ OLAN VE BU YÜZDEN ÜLKÜCÜLERİ BİLE KAYBEDEN DEVLET BAHÇELİ’NİN MHP’Sİ, HÜKÜMETİN İCRAATLARINI YÜCELETEN, KUSURLARINI ÖRTEN MEDYA, İŞADAMLARI ÖRGÜTLERİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, ÜNİVERSİTELER, BU  SUÇLAR HAKKINDA DAVA AÇMAKLA YÜKÜMLÜ OLAN YARGITAY BAŞ SAVCILIĞI VE HERKES SUÇU ÖRTMEKLE, ORTAK OLMAKLA SUÇLUDUR!

Takdir okuyanındır!

keykubat /adilyargic/ adilyargicc