BAŞBAKAN RE.T.E VE PARTİSİ SUÇLUDUR!
Önce, 29 Ekim 2012 günü
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan bir buçuk milyon halkımıza, onları
örgütleyen TGB, Ulusal Kanal, DİSK gibi 40 kadar sendika, Atatürkçü Düşünce
Derneklerine, yıllardır ulusal gazetelerden internet medyasına kadar emeği
geçen bütün vatanseverlere teşekkürü bir borç bilirim.
20 Ekim 2012
kutlamaları bana bu ülkenin kolay lokma olmadığını, halkımızın üzerinde oynanan
işbirlikçi küresel siyasi ve ekonomik oyunların farkına vardığını ispat
etmiştir.
Yetmiş yıldır
sindirilen bu halk üzerindeki tüm baskılara rağmen yumurtanın kabuğunu kırıp
gerçek tabiatla kucaklaşan bir kuş gibi özgürlüğün ışığına kavuşmuştur.
Halkımız kendisine
bağımsızlığını, özgürlüklerini verecek doğru yolu görmüş ve o yola koyulmuştur.
Şimdi, bayram
kutlamasına katılan Türk Milletinin gösterdiği coşku, halkımızın üzerinden
küresel sermaye ve onun emrindeki emperyalist ülkelerle işbirliği içinde olan
başımızdaki “emperyalistlerce atanmış siyasi, ekonomik, medya mensupları,
üniversite üyeleri ve nice işbirlikçilerin” korkularını depreştirmiştir.
Korkusu depreşen başta
başbakan RE.T.E ve hükumeti AKP’dir. Emperyalizmin talimatları ile “Silivri
Esir Kampına” doldurulan asker, siyasi, basın, sendika, bürokrasi kökenli
mağdurlardan İşçi Partisi ile bağlantısı nedeniyle yasal bir örgüt olan TGB’yi
kasten “İllegal Örgüt” tanımlaması yapma ahlaksızlığına düşmüşlerdir.
Şimdi okuyalım bakalım
gerçek “İllegal (Yaşa dışı) İşleri” kimlerin marifetleriymiş;
12 Eylül 1980 askeri darbesini yapan “Amerika’nın bizim
çocuğu” Kenan Evren ve onun izinden yürüyen generaller ile, bu günkü B.O.P
projesinin gerçek mimarı olan Turgut Özal* dönemlerinden beri yürütülen ihanet
projeleri gereğince oynanan sayısız siyasi entrikaların sonucunda devleti
tasfiye sürecine sokacak AKP iktidara getirilmiştir.
*(Kenan Evren, “Bu güne kadar hep Amerika’nın hazır
projelerini uyguladık ilk defa bizden biri bir proje yaptı. O da Turgut Özal’dı”
diyerek bunu dile getirmiştir)
Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı sırasında, Anayasa’dan “Vatana
İhanet Kanunu’nu” çıkartan da, vatana ihaneti serbest eden Turgut Özal’dır.
İşte sonunda kapılar RE.T.E Masonuna açılır. Ama kapıları
daha kolay aralayabileceği ortamı hazırlamak için onun da yapması gereken işler
kalmıştır. Sonra aşağıdaki suçları işlemiştir;
Anayasal düzeni, dış güçlerle gizli-açık işbirliği yaparak
değiştirmek, yabancı devlet adamlarından iktidara gelmek için yardım dilenmek
(Wolfovitz mektubu) ve onların destekleriyle iktidara gelmek;
TBMM kararı alınmadan, ABD ile kendi arasında hazırlanmış,
ülkemizin bölünmesine sebep olacak haritaları barındıran “B.O.P” adlı sömürgecilerce
dayatılmış projenin eş başkanı olmak ve onu televizyon kanallarından açıklamak;
Kürt, Ermeni, Arap açılımları saçmalıklarıyla, Cem evi cümbüş
evi; Yezidiler, Zerdüştler gibi dini farklılıkları öne sürmek, “Önemli olan boy
değil soydur soy!” ifadelerle halk arasında ırk, din, mezhep ayrımcılığı yapmak
ve bunu teşvik etmek;
Osmanlı’nın çöküşüne sebep olan Ermeni, Sabi Süryani, Yezidi
Kürt isyanlarını çıkartan ve bu isyanları Cumhuriyeti yıkmak için Atatürk
döneminde 15 yıl sürdüren, İngiltere, Rusya, Vatikan ve Amerika ile ortak
çalışarak, 500.000 vatan evladının şehit olmasına neden olmuş vatan hainleri
olan Şeyh Saitleri, Said-i Kürdi Deliüzzaman’ları aklamak, yüceltmek;
Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ü karalamak,
ona her türlü hakareti serbest bırakmak, yayınlar yapılmasına destek vermek;
Evren'in Sekiz Eyaletli Türkiye haritası. Buna AKP'nin bölünme yasası eklendiTıkla; |
AKP'nin bölünme haritası |
Haberin linki |
Ülkemizde “36 etnik/ırki farklılık” olduğunu öne sürmek ve “36
parçaya bölünmekten” bahsetmek;
Kenan Evren-ABD arasında hazırlanmış “sekiz eyaletli Türkiye
haritasına” uygun olarak, hatta ilerisine giderek 01 Ekim 2012 günü TBMM
açılışında “12 eyaletli Türkiye haritasını” gerçekleştirmek için TBMM’ye yasa
önergesi vermek;
Orta ve Lise ders kitaplarında yaklaşım 1500 yıl önce var
olduğu sanılan Pontus Rum Devleti haritaları koyarak milli eğitime bölücülüğü
sokmak;
Cumhuriyetin kurucuları olan diğer şahıslara her türlü
hakaret ve aşağılamaları “siyasi düstur” edinmek (On yılda nereyi ördün bak ben
neler yaptım! beyanları), her hizmet açılışında cumhuriyeti kuran Atatürk ve
onun iktidar dönemini hedef alan şerefsiz aşağılık saldırılarda bulunmak;
Devletin bütün kurum ve kuruluşlarını ve toprağını kendi malıymış gibi
yabancılara "mütekabiliyet gözetmeden" satmak ve satışta %51'i yabancılara
vermek” ve diğer nice suçları yüzünden hakkında tek bir dava açmayan adları
"Cumhuriyet Savcısı" olan yargı kurumları da onun bu suçlarına
ortaklık etmektedirler.
Limanları Yunanlılar ile Barzani kapatmış! Buyur burdan yak! |
B.O.P projesine bağlı
olarak;
Bitmiş terörü "Kürt Açılımı" ve öteki saçma
açılımlarla hortlatmak;
Terör örgütünü ve Irak KÜRTLERİNİ Irak, Suriye işgallerinde
işgal güçlerine destek olarak kullanmak;
Ülkemizin bölünmesine sebep olacak Irak’ta “Güney Kürdistan”
kurulmasını sömürgeci AB-D NATO ülkeleriyle işbirliği yaparak sağlamak;
Komşu ülkelerde “terörist” oldukları tespit edilen örgütlere
ülkemizde eğitim ve barınma sağlamak. Bu teröristlerin pasaport ve yabancıların
ikametlerini düzenleyen “Yabancılar Yasası” hükümleri dışında tutularak serbest
dolaşımlarına ve “hiçbir diploma, tasdikname sorulmaksızın” üniversitelere
sınavsız alınmalarına izin vermek ve bu konuda yasalar çıkartmak.
Bu icraatları ile uluslararası savaş çığırtkanlığı ve ortam
hazırlayıcılığı yaparak savaş suçu işlemektedir.
Oysa halen bu ülkenin çocukları herhangi bir üniversiteye
girebilmek için yıllarca eğitim görmek, dershanelere soyulmak ve sırat
köprüsünden beter sınavlardan geçmek zorundadırlar. Bu yasa ile hükumet yabancı
teröristleri ülkemizin vatandaşlarının üstünde bir hak ile yücelterek kendi
vatandaşını aşağılamış, köle muamelesi yapar hale düşmüştür.
Anayasa’da vatandaşlar arasındaki eşitlik ilkesini çiğnediği
yetmez gibi yabancı teröristleri üstün ırk konumuna sokarak anayasal suç
işlemiş ve Türk Milletine resmen hakaret etmiştir.
Aynı şekilde komşu devletlerin ve NATO-AB-D ülkelerinin
muhalifi ülkelerce ülkemizde 30 yıldır faaliyet gösteren terör örgütünün
desteklenmesine sebep olmak;
Stockhol görüşmesini başbakan adına yapmıştı. |
Üçüncü dünya savaşına neden olabilecek şekilde dış güçlerle
birlikte savaş ortamı hazırlamak ve savaş çığırtkanlığı yapmak;
Halen adı "Türkiye Cumhuriyeti" olan bu ülkede
halka "Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında" engel çıkartmak, halktan
çıkmış polis teşkilatını halkın üzerine sürmek, devleti anarşi, bölünme, savaş
ortamı yaratmak;
Başbakan 29 Ekim 2012 Cumhuriyet bayramı kutlamalarına
katılmak için yaşadıkları şehirlerden Ankara’ya gitmek isteyen halka polis
teşkilatı vasıtasıyla baskı kurmuş, halkı yolundan etmiş, katılanların bir teki
eline ne bir taş ne bir sopa almamış, ellerinde bu devletin bayrağından başka
bir şey bulundurmayan her yaştan insanın üzerine biber gazı, tazyikli su ile
polis kuvvetlerini saldırtmıştır.
bu hallere düşüren AKP ve başbakan mı?
HAİN VE İLLEGAL OLAN KİM?
Asker, Polisini yetkilerinin kısytlayarak
bu hallere düşüren AKP ve başbakan mı?
Sınırda terörsitlere mahkeme kurup, berat ettirip otobüsle şeref turu attıran, bayrağı alıp bayrama gelenlere polisi saldırtan başbakan mı? |
Hakkâri'de Ordu panzerleri PKK bayrağı ile göreve çıkmaya AKP iktidarında başlamışlardır!YOKSA BUNLAR MI "İLLEGAL"
|
BU DA BİR BAŞKA İLLEGAL ÖRGÜT ÜYESİ
İşte teröristin başı (!) RE.T.E'^ye göre. |
Canı yanan insanların gösterdiği tepki yüzünden 11 kadar polis memuru ile çok sayıda vatansever darp edilmiştir. Bu olayların tek sorumlusu AKP hükumeti ve başbakandır.
Vatan sevgisi, cumhuriyet düzenini, bu düzenle kazanılmış haklarını korumak için Ankara sokaklarında darp edilen, yaralanan kahraman vatandaşlarımıza, AKP emirlerini yerine getirmekle vicdanını dinlemek arasında boğuşan ve küçük tatsızlıklarla kutlamaların sonlanmasına hizmeti geçen polis meslektaşlarıma da geçmiş olsun diyorum.
Ancak kendini kontrol edemeyip, vatansever yaşlı başlı insanları
hakaret edip üzen, darp ederek zarar veren genç polislerimize de bu konuda daha
sağduyulu olmalarını öneriyorum.
Unutmayınız ki, hükumetler geçip giderler, sizin göreviniz
esnasında aldığınız yaralar, size karşı açılan davalarla sizleri baş başa
bırakıverirler. Yani top sizde kalır. Her tayin edildiğiniz yeni görev
yerinizde kiralık evini sizlere verecek olan, başınızı soktuğunuz evinizin
ihtiyaçlarını temin etmenizde, okulda okuyan çocuklarınıza ders verecek
öğretmenlerinden kırtasiyecilerine ve eşyanızı taşıyan hamallara kadar sizlere
saygı ile kolaylık sağlayan halk sizlerin gerçek amiridir.
Hiçbir
siyasetçi ve sıralı amiriniz halkın üzerinde değildir.
Gün gelir sizi tek başınıza bırakıverirler. Suç işlersiniz, iftiraya
gidersiniz, meslekten atılırsınız. Size iş verecek olan gene bu
milletttir. Bu yüzden halkın yanında olunuz! Halka
karşı olmayınız.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan bir buçuk milyonun
üzerinde insanı “illegal" (yasadışı) örgüt üyesi diye tanımlayan, Hakkâri’de
Türk bayrağı ile dolaşılamadığını itiraf eden, dağlara operasyonlara giden
askeri ve polis kuvvetlerinin araçlarına “terör örgütü bayrağı astırmadan”
geçmelerine izin verilemeyen bir ülke haline getiren ve bunu şerefsizce muhalefet
partisini suçlamakta kullanan, cumhuriyet bayramını kutlamak için elinde
bayrağı, yanında eşi ve çocuklarıyla sokaklara dökülen halka polisi saldırtan bir
başbakan sade ve sadece vatan hainidir!
Dün 30 Ekim 2012 günü yani Cumhuriyet bayramı kutlamalarının
ardından Almanya’da yeni inşa edilen Türkiye Büyükelçiliği binası açılışına
giden başbakanı Alman medyası resmen “Hastiiiiir” çekerek karşılamış ve “Savaşçığırtkanı olmakla suçlayarak” yerden yere vurmuştur.
Cumhuriyet bayramı kutlamalarına bir hafta kala İngiltere’den
“askeri üs” istemek için İngiltere’ye giden ABD genelkurmay başkanı başbakan
RE.T.E’nin “Ortadoğu’da liderliğinin yara aldığını “açıklamış olması, kredisinin
tükendiğine işaret etmektedir.
Yıllardır yazılarımda dile getirdiğim için zaman içinde
muhalefet partilerinin konuşmalarına da geçmiş olan “Her işbirlikçinin bir son
kullanma tarihi vardır!” tespitimi zaman doğrulamıştır.
Başbakan RE.T.E ve partisi AKP Cumhuriyet bayramında
yürüttükleri siyaset yüzünden başta kendi medyaları tarafından “huşu” (yarı
korku yarı saygıya dayalı davranış) içinde eleştirilmeye çalışılmıştır.
Yıllardır başbakanın her yaptığını göklere çıkartan Nazlı
Ilıcak bile, Cumhuriyet kutlamalarında çıkan küçük darp olaylarının sebebinin “polisin
müdahale tahriki ile çıktığını” yazması dikkat çekicidir.
Bayram
kutlamaları sırasında olayları yorumlamaya çalışan bir çok kanalın
spikerlerinin söyledikleri sözleri, yorumları düzeltmekten helak olduklarına
tanık olmak medya üzerindeki baskının apaçık göstergesidir.
“İleri demokrasi,
dinimizi yaşamak istiyoruz, başörtüsüne özgürlük” gibi masum, mağduriyet
ekseninde masum sloganlarla iktidara getirilen AKP hükumeti ve başbakan geçen
on yıl içinde cumhuriyet tarihinde askeri darbelerin bile baskılarını aratır
hale gelmiştir.
Amerika’nın
Koloni Partisi’nin başbakanı Mason RE.T.E, artık hem kendi halkının hem de işvereni olan
küresel sermayenin nazarında sıfır tüketmiştir.
Bir şeyi çok
istersen olmaz!” diye bir deyim vardır. Başbakan çok istediği başkanlığı ve
padişahlığı yaşayamayacağına artık kanaat etmediyse halk ona bu kanaati vermeye
devam edecektir.
Kimse
boyundan büyük işlere kalkışmamalı, kendisi asker kaçağı olup, çıkardığı kişiye
özel yasalarla kendi ve yandaşlarının çocuklarını askerlikten kaçıran bir
başbakanın yaptığı savaş çığırtkanlığına halkının destek vermesi olanaksızdır.
Başbakan bu konuda hem dünyada hem ülkesinde yalnız kalmıştır.
HERKES
AKLINI BAŞINA DEVŞİRSİN! BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ! NİCE İŞBİRLİKÇİLER, VATAN
HAİNLERİ, NİCE İŞGALLER BU MİLLETİ YIKAMAMIŞTIR! HEPSİ DERSİNİ ALMIŞTIR VE BU
HALK DERS VERMEYE DEVAM EDECEKTİR!
HAKKÂRİ’DE
BİR TERÖRİST CENAZESİNE KATILAN 50-YÜZ KİŞİNİN RESMİNİ YOLUN KÖŞESİNİ DÖNERKEN ÇEKİP “ON BİNLER
YÜRÜDÜ” DİYEN AMA 29 EKİM 2012 KUTLAMALARINA KATILAN BİR BUÇUK MİLYON
VATANSEVERİ, BU MİTİNGE SON ANDA KATILIP PARTİSİNE MAL ETMEYE ÇALIŞAN VE ARDINDAN PARTİ KONGRESİNDE “ONBİNLER” DİYE
TANIMLAYAN KEMAL KILIÇDAROĞLU DA PARTİSİ DE HÜKUMET VE BAŞBAKANI HAKKINDA
GEREKLİ DAVALARI AÇMAYAN CHP DE SUÇLUDUR! (CHP bu işte gene en dik duran
partidir. AKP’li bakan, Milletvekilleri ve başbakan hakkında CHP’li vekillerce
verilen sayısız gensoru önergesi TBMM’de AKP hükumetince işleme konulmadan bekletilmektedir.)
BU KADAR SUÇ
ORTADAYKEN HÜKÜMET HAKKINDA ANAYASA MAHKEMESİNE VEYA YARGITAYA DAVA AÇMAYAN
MUHALEFET PARTİLERİ, AKP’YE HER SIKIŞTIĞINDA CAN SİMİDİ OLAN VE BU YÜZDEN
ÜLKÜCÜLERİ BİLE KAYBEDEN DEVLET BAHÇELİ’NİN MHP’Sİ, HÜKÜMETİN İCRAATLARINI
YÜCELETEN, KUSURLARINI ÖRTEN MEDYA, İŞADAMLARI ÖRGÜTLERİ, SİVİL TOPLUM
ÖRGÜTLERİ, ÜNİVERSİTELER, BU SUÇLAR
HAKKINDA DAVA AÇMAKLA YÜKÜMLÜ OLAN YARGITAY BAŞ SAVCILIĞI VE HERKES SUÇU
ÖRTMEKLE, ORTAK OLMAKLA SUÇLUDUR!
Takdir okuyanındır!