ATATÜRK’ÜN SON İKİ YILI CUMHURİYET TARİHİ GERÇEKLERİ
Derleme alıntı yazı;
25 Ekim 1937’günü İsmet paşa,icraatlarından memnun olmayan
Atatürk’le yaşadığı tartışmaların derinleşmesi üzerine Başbakanlıktan istifa
etmek zorunda kalır.Aynı gün Celal Bayar yeni hükümeti açıklar.11 Kasım 1937’de
Atatürk Celal Bayar ile yurt gezisine çıkar.22 Ocak 1938’de rahatsızlıkları
artan Atatürk için Yalova kaplıcalarında Termal Oteli açılır.06 Mart ‘ta
Atatürk’e Türk hekimleri tarafından ilk konsültasyon yapılır,31 Mart’a da
hastalığı ile ilk resmi tebliğ yayınlanır.Bu arada da Balkan paktı için
Yunanistan,Yugoslavya, Romanya ile görüşmeler
yapılırken,İran,Afganistan,Lübnan,Suriye ile de ilişkiler Celal Bayar Hükümeti
tarafından geliştirilmektedir.
Atatürk Hatay davası konusunda Türkiye’nin kararlılığını
göstermek için 20-24 Mayıs tarihlerinde Mersin yolculuğuna çıkar.
27 Mayıs’ta Atatürk son kez Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a
gider,aynı gün de İngiltere ile ilk Kredi antlaşması imzalanır.Bu olayın
ardından,38 gün sonra,05 Temmuz’da Türk Ordusu Hatay’a girer ve 08 Temmuz’da
Hatay sorunu Türkiye’nin istediği gibi çözümlenir.02 Eylül’de Hatay
bağımsızlığını ilan eder.15 Eylül’de Atatürk vasiyetnamesini yazdırır.16
Ekim’de Atatürk’ün sağlığı ile ilgili günlük bültenler yayınlanmaya başlanır.08
Kasım’a gelindiğinde bu bültenlerin sayısı günde ikiye çıkarılır.10 Kasım saat
09.05’de İstanbul Dolmabahçe Sarayında yüce önderin bedenen ebediyen aramızdan
ayrıldığı açıklanır.
Müdavi
ve Müşavir tabiplerin verdikleri son rapor:
'Reisicumhur Atatürk'ün umumî hallerinde vahamet dün gece saat 24.00'te
neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 ikinci teş-rin (Kasım) 1938
Perşembe günü saat dokuzu beş gece Büyük Sefimiz derin koma içinde terki hayat
etmişlerdir.
Müdavi tabipler: Prof.Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof.Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Nihat
Reşat Belger.
Müşavir tabibler: Prof.Dr. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof.Dr.
Süreyya Hidayet Serter, Dr. M. Kamil Berk, Dr. Abravaya Marmal.'
Mukadder, beklenilen ve fakat bir türlü yakıştırılamayan acı haber bir anda
İstanbul'da ve oradan da bütün yurda yayıldı. Dolmabahçe Sarayının göklerindeki
nazlı bayrak, yarıya inmiş,dalgalanıyordu sanki artık...
Büyük Atatürk'ün, İzmir suikastı dolayısıyla 10 Haziran 1926'da Anadolu Ajansı
muhabirine söyledikleri:
'Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Mustafa Kemal Atatürk
Mareşal (1317 - P.8)
11
Kasım’da toplanan TBMM Anayasanın 34.maddesi gereğince Cumhurbaşkanlığı
seçimine girer.348 üyenin oybirliği ile İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilir.
Hükümeti kurma görevini Celal Bayar’a verir.342 üyenin
oybirliği ile hükümet güvenoyu alır.
26 Kasımda İsmet paşa CHP’nin değişmez başkanı,Atatürk de
“ebedi” başkanı olarak ilan edilir.
27/28
ARALIK - Türkiye'nin en büyük deprem facialanndan birisi Erzincan'da oldu. Son
elli yılda dünyada meydana gelmiş en ağır 15 deprem arasındadır. 40.000 kayıp.
28 Aralık’ta Milli Eğitim Bakanlığına Hasan Ali Yücel
getirilir.31 Aralık2ta kısmi seçim yapılır.
25 Ocak 1939’da Celal Bayara başbakanlıktan çekilir.Refik
Saydam hükümeti kurmakla görevlendirilir.
26 Mart 1939’da Milletvekili seçimleri yapılır.01.Nisan’da
Amerika ile ticaret anlaşması yapılır.03.Nisan’da İsmet paşa tekrar
Cumhurbaşkanı seçilir.02 Mayıs’da Fransa genel Kurmay başkanını İnönü ile
görüşür.
12 Mayıs’ta Türk İngiliz anlaşması imzalanır ve ortak bir
bildiri açıklanır.;
“Türkiye
Hükümeti ve Büyük Britanya Hükümeti bir saldın hareketinin Akdeniz Bölgesinde
bir savaşa yönelmesi halinde bilfiil işbirliği yap-maya ve güçlerinin bütünü
ile yardım ve ilgiyi birbirlerine göstermeye hazır bulunduklarım beyan
ederler...' ikinci Dünya Savaşı kara bulutları Avrupa'ya yayılmaya başlamıştı.”
23
Haziran’da Suriye ile toprak anlaşması imzalanır ve30 HAZ.1939 3658 Sayılı yasa
ile onaylanan anlaşma ile Hatay sorunu da çözüme ulaşmaktadır.
29.Haziran’da
toplanan Hatay meclisi,oybirliği ile Anavatan katılma kararı alır.30 Haziran’da
da TBMM katılımımı onaylar.
06
Temmuz’da İsmet paşa ile Atatürk arasında dargınlığa neden olan Ankara bira
fabrikası Tekel’e devredilir.
23
Temmuz’da Hatay’da Fransız bayrağı indirilir,Fransız askerleri Hatay’ı terk
ederler.
01
Eylül’de Almanya Polonya’ya girerler ve I.Dünya Savaşı başlar.
08
Ocak 1940’da Türkiye,İngiltere Fransa kredi anlaşması imzalanır.
30
Mart 1940’da Suriye-Türkiye arasında dostluk ve iyi komşuluk anlaşması
imzalanır.
09
Nisan’da Almanlar Danimarka ve Norveç’e girerler.
17
Nisan’da Köy Enstitüleri yasası kabul edilir.
09
Mayıs^ta İngiltere Başbakanı Churchill Türkiye’nin aralarına katılımını cesaret
verici bulduğunu söyler.
10 Mayıs 1940 Almanlar Lüksenburg ve Hollanda’ya girerler.
13 Mayıs’ta Almanlar Fransa’ya girerler.
28
MAYIS - Bingöl'de deprem. Köylerde tahribat.
22 Haziran Fransa ile silah alışverişini kesme anlaşması
imzalanır.
29 Haziran’da Türk-Alman Antlaşması imzalanır.
28 Ekim,İtalya Yunanistan’a saldırır
25 Kasım Almanların ve İtalyanların Yunanistan’a girmeleri
nedeni ile bütün Trakya’da sıkıyönetim ilan edilir.
30 Kasım’da İstanbul’da karatma başladı
19 Aralık’ta Kurtuluş şilebi ile Yunanistan’a yardım
gönderildi.
20
ARALIK - Arapkir, Çemişkezek, Hozat, Kalan ve Nazmiye'de şiddetli deprem,
1941
01 Ocak 1941’de Churchill “Geçen zor zamanlarda Türkiye’nin
yardımını gördüklerini belirten bir mesajı yayınlanır.
27 Şubat İngilter dış işleri bakanı Anthony Eden ‘in
ziyareti.
04 Mart’ta Alman Büyükelçisi Von Papn Hitler’in mesajın
İsmet paşaya takdim eder.
24
MART - Türk-Rus deklarasyonu: '... Türkiye herhangi bir saldınya uğradığı
takdirde, Sovyet Rusya tarafsızlığını koruyacaktır.'
27 NİSAN - Antakya'da hafif deprem. ';
18
Haziran Türk Alman Dostluk antlaşması imzalandı
20
Haziran İnönü-Hitler arasında karşılıklı mektuplaşmalar
22
Haziran Almanlar Rusya’ya girdiler,Türkiye tarafsızlığını ilan etti.
1941
yılmın 23 Haziran' inda tam kırk yaşın-da bulunan Refah adlı bir şilep ile 19
deniz subayı, 63 deniz astsuba-yı, 68 deniz eri; İngiltere'ye havacılık
öğrenimine giden bir hava su-bayı ve 20 hava öğrencisi olduğu halde ve gemi
mürettebatı 28 kişi-yi bulan kafile İskenderiye'ye hareket etti.Hareketten 5
saat sonra kimliği belirsiz bir savaş gemisinden gelen torpido ile şilep
batırıldı.
Ali Rıza Kardüz'ün 10 Kasım 1997
tarihli yazısı:
Atatürk'ün hastalığında ve ölümünde İnönü Ankara'da idi.
Atatürk ve İnönü'nün yirmi yıllık arkadaşlıkları, İnönü'nün on iki yıllık
başbakanlığı 19 Eylül 1937 akşamı "Çankaya" sofrasında noktalandı.
Birikimleri patlatan olay, Atatürk'e ait Orman Çiftliği'nin Ziraat Bakanlığı
tarafından satın alınması girişimi idi. İnönü Hazine yardımıyla ve devlet
eliyle geliştirilmiş bir çiftliğin bedel karşılığı devlete satılamayacağını
söylüyordu. Atatürk 11 Haziran 1937 tarihinde "bütün çiftliklerini ve
mallarını millete bağışladığını" açıkladı.
Bu açıklamadan kısa süre sonra Atatürk'ün davetiyle katıldığı Çankaya
sofrasında İnönü'nün "... memleket davaları ilgili olmayanlarla
görüşülerek, hep sofra başında kararlaştırılıyor. Ben bu vaziyetten
korkuyorum..." demesi bağları kopardı. Atatürk "Bir ara verelim"
dedi. İnönü "Hay, hay. Size müteşekkir olurum" diye cevapladı.
Atatürk sordu: "Kimi düşünürsün?" İnönü, "Mazur gör, kimseyi
söyleyemem" diye karşılık verdi. "Celal Bayar?", "Hakikaten
bana iyi tesir etti."
Konuşma bitmişti.
Gülsün Bilgehan'dan "Pembe Köşk'teki Atatürk" izlenimlerine
devam...
"Atatürk, Pembe Köşk'te bir aile mensubu gibiydi. Köşkün ve sofranın
çok sık konuğu olurdu."
Gülsün Bilgehan, "Paşa Dedeme, Atatürk hep yardım etmiştir. Öyle ki,
Pembe Köşk'ün alınışında bile Atatürk'ün maddi katkısı vardır.
Eşyalarını da Atatürk almıştır.
Yemek masası, Çankaya Köşkü'nden gönderilmiştir."
Bilgehan devam ediyor:
"Atatürk kendi kaynaklarıyla Paşa Dedeme o zamanın parasıyla ayda 1000
TL verdirtirmiş.
Çünkü... Bu en yakın arkadaşının maddi sıkıntı çekmesini istemezmiş. Paşa
Dedemin başka yollara da başvurmayacağını iyi bilirmiş.
Paşa Dedem Başbakanlıktan ayrılınca, bu aylık katkısını, 1000 TL'den 3000
TL'ye çıkarmış.
O nedenle Paşa dedem, Atatürk'ten -velinimetim- diye de söz etmiştir.
Atatürk'e bazı mektuplarında -velinimetim- sözcüğü vardır."
Mustafa Kemal.Atatürk son zamanlarında
İsmet İnönü ile
dargındır. İsmet İnönü’nün başbakanlığı sırasında dış politika konusundaki
anlaşmazlıkları bir yana ipleri koparan bir
bira fabrikası olmuştur.
Milletvekili Ahmet İhsan Tokgöz İstanbul
Bomonti bira fabrikasının hisselerini
alır ve yönetim kurulu başkanı olur. İsmet İnönü'nün
eniştesi Kudüslü
Abdürrezzak’ı da yönetim kuruluna alır. O dönem Bomonti bira
fabrikasının tek rakibi Mustafa Kemal Atatürk’ün imarı ile özel olarak
ilgilendiği
Ankara Orman Çiftliği içindeki bira fabrikasıdır.
Tokgöz ve Enişte Abdürrezzak İsmet İnönü’yü Orman Çiftliği’ndeki fabrikanın
memleket kaynaklarını gereksiz yere harcadığı ve kapatılması lazım geldiği
konusunda ikna ederler. Konu Mustafa Kemal Atatürk’e gidince durumu kendisi de
yabancı uzmanlara analiz ettirir. Çıkan sonuca göre fabrikanın birasının
oldukça kaliteli olduğu, kapatılması bir yana büyütülerek İstanbul’a da bira
satılabileceği anlaşılır. Mustafa Kemal konuyu görüşmek üzere İnönü’yü bir 1937
akşamı yemeğe çağırır. Gece, İsmet İnönü’nün “Paşam, artık emirlerinizi hep
sofradan mı alacağız?” çıkışıyla sona erer. Bunun üzerine İsmet İnönü
Başbakanlık görevinden alınır yerine
Celal Bayar atanır.
Ertesi gün Mustafa Kemal Atatürk’ün İnönü’yü trende
kompartımanına çağırarak “Görev arkadaşlığımız bitmiştir, ama dostluğumuz devam
edecek” demiş olması “Aslında İnönü’yü idam ettirecekti, ortada kalmasınlar
diye de vasiyetinde çocuklarına para bırakmıştır” söylentisinin çıkmasına engel
olamamıştır.
Ankara Orman Çiftliği'ndeki fabrika envanterine rakı ile şarabı da ekleyip
TEKEL
için üretime devam etmiş, ta ki 2004'te özelleştirilip
Mey
İçki'ye satılana kadar. AOÇ'taki arazi satılamadığından 5 yıllığına
kullanım hakkı verilmiş, 5 yılın sonunda TEKEL'e geri devredilecek. Daha sonra
Mey İçki Amerikalı bir şirkete satılmış. Fabrikanın kullanım hakkı şimdi
onlarda, 2009'da TEKEL'e geri vermeleri gerekiyor.
25 Ekim 1937’günü İsmet paşa,icraatlarından memnun olmayan Atatürk’le
yaşadığı tartışılmaların derinleşmesi üzerine Başbakanlıktan istifa etmek
zorunda kalır.Aynı gün Celal Bayar yeni hükümeti açıklar.11 Kasım 1937’de
Atatürk Celal Bayar ile yurt gezisine çıkar.22 Ocak 1938’de rahatsızlıkları
artan Atatürk için Yalova kaplıcalarında Termal Oteli açılır.06 Mart ‘ta
Atatürk’e Türk hekimleri tarafından ilk konsültasyon yapılır,31 Mart’a da
hastalığı ile ilk resmi tebliğ yayınlanır.Bu arada da Balkan paktı için
Yunanistan,Yugoslavya, Romanya ile görüşmeler yapılırken,İran,Afganistan,Lübnan,Suriye
ile de ilişkiler Celal Bayar Hükümeti tarafından geliştirilmektedir.
Atatürk Hatay davası konusunda Türkiye’nin kararlılığını
göstermek için 20-24 Mayıs tarihlerinde Mersin yolculuğuna çıkar.
27 Mayıs’ta Atatürk son kez Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a
gider,aynı gün de İngiltere ile ilk Kredi antlaşması imzalanır.Bu olayın
ardından,38 gün sonra,05 Temmuz’da Türk Ordusu Hatay’a girer ve 08 Temmuz’da
Hatay sorunu Türkiye’nin istediği gibi çözümlenir.02 Eylül’de Hatay bağımsızlığını
ilan eder.15 Eylül’de Atatürk vasiyetnamesini yazdırır.16 Ekim’de Atatürk’ün
sağlığı ile ilgili günlük bültenler yayınlanmaya başlanır.08 Kasım’a
gelindiğinde bu bültenlerin sayısı günde ikiye çıkarılır.10 Kasım saat 09.05’de
İstanbul Dolmabahçe Sarayında yüce önderin bedenen ebediyen aramızdan ayrıldığı
açıklanır.
Müdavi
ve Müşavir tabiplerin verdikleri son rapor:
'Reisicumhur Atatürk'ün umumî hallerinde vahamet dün gece saat 24.00'te
neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 ikinci teş-rin (Kasım) 1938
Perşembe günü saat dokuzu beş gece Büyük Sefimiz derin koma içinde terki hayat
etmişlerdir.
Müdavi tabipler: Prof.Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof.Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Nihat
Reşat Belger.
Müşavir tabibler: Prof.Dr. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof.Dr.
Süreyya Hidayet Serter, Dr. M. Kamil Berk, Dr. Abravaya Marmal.'
Mukadder, beklenilen ve fakat bir türlü yakıştırılamayan acı haber bir anda
İstanbul'da ve oradan da bütün yurda yayıldı. Dolmabahçe Sarayının göklerindeki
nazlı bayrak, yarıya inmiş,dalgalanıyordu sanki artık...
Büyük Atatürk'ün, İzmir suikastı dolayısıyla 10 Haziran 1926'da Anadolu Ajansı
muhabirine söyledikleri:
'Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Mustafa Kemal Atatürk
Mareşal (1317 - P.8)
11
Kasım’da toplanan TBMM Anayasanın 34.maddesi gereğince Cumhurbaşkanlığı
seçimine girer.348 üyenin oybirliği ile İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilir.
Atatürk'e Yapılan 41 Suikast
Mustafa Kemal Atatürk,10.10.1935 tarihinde Ankara'da Çankaya
Köşkü'nde Doktor Mim kemal Öke'ye hitaben, 'Mason cemiyetinin faaliyetlerini
inkılaplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan
itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltilmeye teşebbüs
etmeyiniz, ' demişti.
Ankara'da bu olaylar olurken, Varnalı Bulgar Yahudi'si 33 dereceli farmason
Avram Benaroyas Türkiye Mason Cemiyeti'nin kapandığını Moskova'da bir
toplantısı sırasında öğrendi ve şunları söyledi:
'O sarı lider ortadan suret-i katiyetle
kaldırılacaktır! Mefkuremize imha edici darbe vuranların akıbeti, feci
şartlaraltında ölümdür! ..'
Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk'e karşı; Çerkez Ethem, Hintli Mustafa
Sagir, Ermeni Manokyan ve Hacı Sami çetesinin suikast teşebbüsü en bilinenler
olmak üzere tam 41 suikast girişimi olmuştur. Fiilen girişilen ya da girişim
aşamasındayken engellenen suikastler Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir
yer tutar. Gerçekleştirilmek istenen her suikast resmen Atamızın hayatına
kastetmektedir. Ancak son bir suikast var ki bu; O'nun çok güvendiği
insanlardan gelmişti. Gayet sinsice başlatılan bu suikast girişiminin farkına
varmıştı Atatürk. Ancak çok geç kalmıştı! ..
Bugün ise;
Mayıs 1921: Hintli İngiliz casusu
Mustafa Sagir'in hazırlıkları ve idamı
Eğer Türk Milleti'nin gönlünden, zihninden Atatürk sevgisi yok edilirse,
İnkılaplar dejenere edilirse elbette ki Türk Devleti'ni parçalamak, Türk
Milleti'ni boyunduruk altına almak daha kolay olacaktır. Şu da iyi bilinmelidir
ki bugünkü saldırıları dünün devamıdır.
Âkif’in, Taceddin Mahallesi’ndeki evinde birçok defalar
misafir ettiği bu zat Safahat şairinin adresini kullanarak haberleşmektedir.
Hadisenin devamını Emin Âkif’ten dinleyelim: “Lâkin Mustafa Sağîr namile
Hindistan’dan, İstanbul’dan, hattâ Mısır’dan babamın adresine o kadar çok
mektuplar, koca koca zarflar geliyordu ki, peder şüphelenmeğe başladı. Hiç
unutmam, İstanbul’dan Mustafa Sağîr’e gelen büyük bir zarfın bir ucu kazara
yırtıldı. Zarfın muntazaman katlanmış sahifelerce muhteviyatı gözüküyordu.
İkimizin de nazarı dikkatini çeken şey mazrufun yazıdan âri olması oldu. Babam
artık dayanamadı. Zarfı yırtarak açtı. Satırsız büyük eseri cedit kâğıtları
bomboştu. Yalnız bu kâğıtları katlayan bir tabakada üç dört satırlık bir yazı
vardı. İstanbul’da havaların yağmurlu gittiğinden bahsediyor, Mustafa Sağîr’e
muvaffakiyetler temenni ediyordu.” Emin Âkif’ten bir kısmını naklettiğimiz bu
mühim hadisenin nihayetinde Mehmet Âkif, Mustafa Sağîr’i açığa çıkartmış ve
Mustafa Kemal’e düzenlenecek suikasta mani olmuştur. Verdiği ifadede daha önce
Afgan Kralı’nı suikast düzenleyerek öldürdüğünü ve Mustafa Kemal’i öldürmek
için Ankara’ya geldiğini ifade eden Sağîr bu kez görevini “muvaffakiyetle”
tamamlayamamış ve birkaç gün sonra da idam edilmiştir