30 Ekim 2019 Çarşamba

YAHUDI PEYGAMBERLİĞİ NEYDİ?

Yahudi Peygamberliği neydi?

Yahudiler, kız,erkek çocuklarını, büyük, küçük baş ve kümes hayvanlarını karıları ve köleleri gören Şiva dini kökenli halktır.
Bu gelenekte baba, erkek veya kız çocuklarından soyuna sahip çıkacak birini seçerdi.
Seçtiği kişi, kabilesinin tanrısı ıle konuşarak kabilesini yaşatmak için ailesine önderlik  ederdi.
Zamanla erkek egemen kültler hakim olunca kadın peygamberler yok oldu.Rabia , Secaa sonuncularidir.
Seçilen erkek Babalar tüm kabilenin kocası ve reisi olurdu.
Roma Ferisi Yahudilerin dini Hristiyanligi kabul edince bütün Yahudi Babaları peygamber oldular.
Sabilerde de durum aynıdır, Yahudiler onlardan almıştır.Adem, Hava ve Ibrahim, Sara dahil.
Olay budur.





Alaeddin Keykubat Yavuz

27 Ekim 2019 Pazar

ATATÜRKÜN SON İKİ YILI CUMHURİYET TARİHİ GERÇEKLERİ

ATATÜRK’ÜN SON İKİ YILI CUMHURİYET TARİHİ GERÇEKLERİ
Derleme alıntı yazı; 
25 Ekim 1937’günü İsmet paşa,icraatlarından memnun olmayan Atatürk’le yaşadığı tartışmaların derinleşmesi üzerine Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalır.Aynı gün Celal Bayar yeni hükümeti açıklar.11 Kasım 1937’de Atatürk Celal Bayar ile yurt gezisine çıkar.22 Ocak 1938’de rahatsızlıkları artan Atatürk için Yalova kaplıcalarında Termal Oteli açılır.06 Mart ‘ta Atatürk’e Türk hekimleri tarafından ilk konsültasyon yapılır,31 Mart’a da hastalığı ile ilk resmi tebliğ yayınlanır.Bu arada da Balkan paktı için Yunanistan,Yugoslavya, Romanya ile görüşmeler yapılırken,İran,Afganistan,Lübnan,Suriye ile de ilişkiler Celal Bayar Hükümeti tarafından geliştirilmektedir.
Atatürk Hatay davası konusunda Türkiye’nin kararlılığını göstermek için 20-24 Mayıs tarihlerinde Mersin yolculuğuna çıkar.
27 Mayıs’ta Atatürk son kez Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a gider,aynı gün de İngiltere ile ilk Kredi antlaşması imzalanır.Bu olayın ardından,38 gün sonra,05 Temmuz’da Türk Ordusu Hatay’a girer ve 08 Temmuz’da Hatay sorunu Türkiye’nin istediği gibi çözümlenir.02 Eylül’de Hatay bağımsızlığını ilan eder.15 Eylül’de Atatürk vasiyetnamesini yazdırır.16 Ekim’de Atatürk’ün sağlığı ile ilgili günlük bültenler yayınlanmaya başlanır.08 Kasım’a gelindiğinde bu bültenlerin sayısı günde ikiye çıkarılır.10 Kasım saat 09.05’de İstanbul Dolmabahçe Sarayında yüce önderin bedenen ebediyen aramızdan ayrıldığı açıklanır.
Müdavi ve Müşavir tabiplerin verdikleri son rapor:
'Reisicumhur Atatürk'ün umumî hallerinde vahamet dün gece saat 24.00'te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 ikinci teş-rin (Kasım) 1938 Perşembe günü saat dokuzu beş gece Büyük Sefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir.
Müdavi tabipler: Prof.Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof.Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Nihat Reşat Belger.
Müşavir tabibler: Prof.Dr. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof.Dr. Süreyya Hidayet Serter, Dr. M. Kamil Berk, Dr. Abravaya Marmal.'
Mukadder, beklenilen ve fakat bir türlü yakıştırılamayan acı haber bir anda İstanbul'da ve oradan da bütün yurda yayıldı. Dolmabahçe Sarayının göklerindeki nazlı bayrak, yarıya inmiş,dalgalanıyordu sanki artık...
Büyük Atatürk'ün, İzmir suikastı dolayısıyla 10 Haziran 1926'da Anadolu Ajansı muhabirine söyledikleri:
'Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Mustafa Kemal Atatürk
Mareşal (1317 - P.8)
11 Kasım’da toplanan TBMM Anayasanın 34.maddesi gereğince Cumhurbaşkanlığı seçimine girer.348 üyenin oybirliği ile İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilir.
Hükümeti kurma görevini Celal Bayar’a verir.342 üyenin oybirliği ile hükümet güvenoyu alır.
26 Kasımda İsmet paşa CHP’nin değişmez başkanı,Atatürk de “ebedi” başkanı olarak ilan edilir.
27/28 ARALIK - Türkiye'nin en büyük deprem facialanndan birisi Erzincan'da oldu. Son elli yılda dünyada meydana gelmiş en ağır 15 deprem arasındadır. 40.000 kayıp.

28 Aralık’ta Milli Eğitim Bakanlığına Hasan Ali Yücel getirilir.31 Aralık2ta kısmi seçim yapılır.
25 Ocak 1939’da Celal Bayara başbakanlıktan çekilir.Refik Saydam hükümeti kurmakla görevlendirilir.
26 Mart 1939’da Milletvekili seçimleri yapılır.01.Nisan’da Amerika ile ticaret anlaşması yapılır.03.Nisan’da İsmet paşa tekrar Cumhurbaşkanı seçilir.02 Mayıs’da Fransa genel Kurmay başkanını İnönü ile görüşür.
12 Mayıs’ta Türk İngiliz anlaşması imzalanır ve ortak bir bildiri açıklanır.;
Türkiye Hükümeti ve Büyük Britanya Hükümeti bir saldın hareketinin Akdeniz Bölgesinde bir savaşa yönelmesi halinde bilfiil işbirliği yap-maya ve güçlerinin bütünü ile yardım ve ilgiyi birbirlerine göstermeye hazır bulunduklarım beyan ederler...' ikinci Dünya Savaşı kara bulutları Avrupa'ya yayılmaya başlamıştı.”
23 Haziran’da Suriye ile toprak anlaşması imzalanır ve30 HAZ.1939 3658 Sayılı yasa ile onaylanan anlaşma ile Hatay sorunu da çözüme ulaşmaktadır.
29.Haziran’da toplanan Hatay meclisi,oybirliği ile Anavatan katılma kararı alır.30 Haziran’da da TBMM katılımımı onaylar.
06 Temmuz’da İsmet paşa ile Atatürk arasında dargınlığa neden olan Ankara bira fabrikası Tekel’e devredilir.
23 Temmuz’da Hatay’da Fransız bayrağı indirilir,Fransız askerleri Hatay’ı terk ederler.
01 Eylül’de Almanya Polonya’ya girerler ve I.Dünya Savaşı başlar.
08 Ocak 1940’da Türkiye,İngiltere Fransa kredi anlaşması imzalanır.
30 Mart 1940’da Suriye-Türkiye arasında dostluk ve iyi komşuluk anlaşması imzalanır.
09 Nisan’da Almanlar Danimarka ve Norveç’e girerler.
17 Nisan’da Köy Enstitüleri yasası kabul edilir.
09 Mayıs^ta İngiltere Başbakanı Churchill Türkiye’nin aralarına katılımını cesaret verici bulduğunu söyler.
10 Mayıs 1940 Almanlar Lüksenburg ve Hollanda’ya girerler.
13 Mayıs’ta Almanlar Fransa’ya girerler.
28 MAYIS - Bingöl'de deprem. Köylerde tahribat.
22 Haziran Fransa ile silah alışverişini kesme anlaşması imzalanır.
29 Haziran’da Türk-Alman Antlaşması imzalanır.
28 Ekim,İtalya Yunanistan’a saldırır
25 Kasım Almanların ve İtalyanların Yunanistan’a girmeleri nedeni ile bütün Trakya’da sıkıyönetim ilan edilir.
30 Kasım’da İstanbul’da karatma başladı
19 Aralık’ta Kurtuluş şilebi ile Yunanistan’a yardım gönderildi.
20 ARALIK - Arapkir, Çemişkezek, Hozat, Kalan ve Nazmiye'de şiddetli deprem,
1941
01 Ocak 1941’de Churchill “Geçen zor zamanlarda Türkiye’nin yardımını gördüklerini belirten bir mesajı yayınlanır.
27 Şubat İngilter dış işleri bakanı Anthony Eden ‘in ziyareti.
04 Mart’ta Alman Büyükelçisi Von Papn Hitler’in mesajın İsmet paşaya takdim eder.
24 MART - Türk-Rus deklarasyonu: '... Türkiye herhangi bir saldınya uğradığı takdirde, Sovyet Rusya tarafsızlığını koruyacaktır.'
27 NİSAN - Antakya'da hafif deprem. ';
18 Haziran Türk Alman Dostluk antlaşması imzalandı
20 Haziran İnönü-Hitler arasında karşılıklı mektuplaşmalar
22 Haziran Almanlar Rusya’ya girdiler,Türkiye tarafsızlığını ilan etti.
1941 yılmın 23 Haziran' inda tam kırk yaşın-da bulunan Refah adlı bir şilep ile 19 deniz subayı, 63 deniz astsuba-yı, 68 deniz eri; İngiltere'ye havacılık öğrenimine giden bir hava su-bayı ve 20 hava öğrencisi olduğu halde ve gemi mürettebatı 28 kişi-yi bulan kafile İskenderiye'ye hareket etti.Hareketten 5 saat sonra kimliği belirsiz bir savaş gemisinden gelen torpido ile şilep batırıldı.

Ali Rıza Kardüz'ün 10 Kasım 1997 tarihli yazısı:


Atatürk'ün hastalığında ve ölümünde İnönü Ankara'da idi.
Atatürk ve İnönü'nün yirmi yıllık arkadaşlıkları, İnönü'nün on iki yıllık başbakanlığı 19 Eylül 1937 akşamı "Çankaya" sofrasında noktalandı.
Birikimleri patlatan olay, Atatürk'e ait Orman Çiftliği'nin Ziraat Bakanlığı tarafından satın alınması girişimi idi. İnönü Hazine yardımıyla ve devlet eliyle geliştirilmiş bir çiftliğin bedel karşılığı devlete satılamayacağını söylüyordu. Atatürk 11 Haziran 1937 tarihinde "bütün çiftliklerini ve mallarını millete bağışladığını" açıkladı.
Bu açıklamadan kısa süre sonra Atatürk'ün davetiyle katıldığı Çankaya sofrasında İnönü'nün "... memleket davaları ilgili olmayanlarla görüşülerek, hep sofra başında kararlaştırılıyor. Ben bu vaziyetten korkuyorum..." demesi bağları kopardı. Atatürk "Bir ara verelim" dedi. İnönü "Hay, hay. Size müteşekkir olurum" diye cevapladı. Atatürk sordu: "Kimi düşünürsün?" İnönü, "Mazur gör, kimseyi söyleyemem" diye karşılık verdi. "Celal Bayar?", "Hakikaten bana iyi tesir etti."
Konuşma bitmişti.
Gülsün Bilgehan'dan "Pembe Köşk'teki Atatürk" izlenimlerine devam...
"Atatürk, Pembe Köşk'te bir aile mensubu gibiydi. Köşkün ve sofranın çok sık konuğu olurdu."
Gülsün Bilgehan, "Paşa Dedeme, Atatürk hep yardım etmiştir. Öyle ki, Pembe Köşk'ün alınışında bile Atatürk'ün maddi katkısı vardır.
Eşyalarını da Atatürk almıştır.
Yemek masası, Çankaya Köşkü'nden gönderilmiştir."
Bilgehan devam ediyor:
"Atatürk kendi kaynaklarıyla Paşa Dedeme o zamanın parasıyla ayda 1000 TL verdirtirmiş.
Çünkü... Bu en yakın arkadaşının maddi sıkıntı çekmesini istemezmiş. Paşa Dedemin başka yollara da başvurmayacağını iyi bilirmiş.
Paşa Dedem Başbakanlıktan ayrılınca, bu aylık katkısını, 1000 TL'den 3000 TL'ye çıkarmış.
O nedenle Paşa dedem, Atatürk'ten -velinimetim- diye de söz etmiştir.
Atatürk'e bazı mektuplarında -velinimetim- sözcüğü vardır."

Mustafa Kemal.Atatürk son zamanlarında İsmet İnönü ile dargındır. İsmet İnönü’nün başbakanlığı sırasında dış politika konusundaki anlaşmazlıkları bir yana ipleri koparan bir bira fabrikası olmuştur. Milletvekili Ahmet İhsan Tokgöz İstanbul Bomonti bira fabrikasının hisselerini alır ve yönetim kurulu başkanı olur. İsmet İnönü'nün eniştesi Kudüslü Abdürrezzak’ı da yönetim kuruluna alır. O dönem Bomonti bira fabrikasının tek rakibi Mustafa Kemal Atatürk’ün imarı ile özel olarak ilgilendiği Ankara Orman Çiftliği içindeki bira fabrikasıdır. Tokgöz ve Enişte Abdürrezzak İsmet İnönü’yü Orman Çiftliği’ndeki fabrikanın memleket kaynaklarını gereksiz yere harcadığı ve kapatılması lazım geldiği konusunda ikna ederler. Konu Mustafa Kemal Atatürk’e gidince durumu kendisi de yabancı uzmanlara analiz ettirir. Çıkan sonuca göre fabrikanın birasının oldukça kaliteli olduğu, kapatılması bir yana büyütülerek İstanbul’a da bira satılabileceği anlaşılır. Mustafa Kemal konuyu görüşmek üzere İnönü’yü bir 1937 akşamı yemeğe çağırır. Gece, İsmet İnönü’nün “Paşam, artık emirlerinizi hep sofradan mı alacağız?” çıkışıyla sona erer. Bunun üzerine İsmet İnönü Başbakanlık görevinden alınır yerine Celal Bayar atanır.

Ertesi gün Mustafa Kemal Atatürk’ün İnönü’yü trende kompartımanına çağırarak “Görev arkadaşlığımız bitmiştir, ama dostluğumuz devam edecek” demiş olması “Aslında İnönü’yü idam ettirecekti, ortada kalmasınlar diye de vasiyetinde çocuklarına para bırakmıştır” söylentisinin çıkmasına engel olamamıştır.

Ankara Orman Çiftliği'ndeki fabrika envanterine rakı ile şarabı da ekleyip TEKEL için üretime devam etmiş, ta ki 2004'te özelleştirilip Mey İçki'ye satılana kadar. AOÇ'taki arazi satılamadığından 5 yıllığına kullanım hakkı verilmiş, 5 yılın sonunda TEKEL'e geri devredilecek. Daha sonra Mey İçki Amerikalı bir şirkete satılmış. Fabrikanın kullanım hakkı şimdi onlarda, 2009'da TEKEL'e geri vermeleri gerekiyor.
25 Ekim 1937’günü İsmet paşa,icraatlarından memnun olmayan Atatürk’le yaşadığı tartışılmaların derinleşmesi üzerine Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalır.Aynı gün Celal Bayar yeni hükümeti açıklar.11 Kasım 1937’de Atatürk Celal Bayar ile yurt gezisine çıkar.22 Ocak 1938’de rahatsızlıkları artan Atatürk için Yalova kaplıcalarında Termal Oteli açılır.06 Mart ‘ta Atatürk’e Türk hekimleri tarafından ilk konsültasyon yapılır,31 Mart’a da hastalığı ile ilk resmi tebliğ yayınlanır.Bu arada da Balkan paktı için Yunanistan,Yugoslavya, Romanya ile görüşmeler yapılırken,İran,Afganistan,Lübnan,Suriye ile de ilişkiler Celal Bayar Hükümeti tarafından geliştirilmektedir.
Atatürk Hatay davası konusunda Türkiye’nin kararlılığını göstermek için 20-24 Mayıs tarihlerinde Mersin yolculuğuna çıkar.
27 Mayıs’ta Atatürk son kez Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a gider,aynı gün de İngiltere ile ilk Kredi antlaşması imzalanır.Bu olayın ardından,38 gün sonra,05 Temmuz’da Türk Ordusu Hatay’a girer ve 08 Temmuz’da Hatay sorunu Türkiye’nin istediği gibi çözümlenir.02 Eylül’de Hatay bağımsızlığını ilan eder.15 Eylül’de Atatürk vasiyetnamesini yazdırır.16 Ekim’de Atatürk’ün sağlığı ile ilgili günlük bültenler yayınlanmaya başlanır.08 Kasım’a gelindiğinde bu bültenlerin sayısı günde ikiye çıkarılır.10 Kasım saat 09.05’de İstanbul Dolmabahçe Sarayında yüce önderin bedenen ebediyen aramızdan ayrıldığı açıklanır.
Müdavi ve Müşavir tabiplerin verdikleri son rapor:
'Reisicumhur Atatürk'ün umumî hallerinde vahamet dün gece saat 24.00'te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 ikinci teş-rin (Kasım) 1938 Perşembe günü saat dokuzu beş gece Büyük Sefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir.
Müdavi tabipler: Prof.Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof.Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Nihat Reşat Belger.
Müşavir tabibler: Prof.Dr. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof.Dr. Süreyya Hidayet Serter, Dr. M. Kamil Berk, Dr. Abravaya Marmal.'
Mukadder, beklenilen ve fakat bir türlü yakıştırılamayan acı haber bir anda İstanbul'da ve oradan da bütün yurda yayıldı. Dolmabahçe Sarayının göklerindeki nazlı bayrak, yarıya inmiş,dalgalanıyordu sanki artık...
Büyük Atatürk'ün, İzmir suikastı dolayısıyla 10 Haziran 1926'da Anadolu Ajansı muhabirine söyledikleri:
'Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Mustafa Kemal Atatürk
Mareşal (1317 - P.8)
11 Kasım’da toplanan TBMM Anayasanın 34.maddesi gereğince Cumhurbaşkanlığı seçimine girer.348 üyenin oybirliği ile İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilir.

Atatürk'e Yapılan 41 Suikast

Mustafa Kemal Atatürk,10.10.1935 tarihinde Ankara'da Çankaya Köşkü'nde Doktor Mim kemal Öke'ye hitaben, 'Mason cemiyetinin faaliyetlerini inkılaplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltilmeye teşebbüs etmeyiniz, ' demişti.

Ankara'da bu olaylar olurken, Varnalı Bulgar Yahudi'si 33 dereceli farmason Avram Benaroyas Türkiye Mason Cemiyeti'nin kapandığını Moskova'da bir toplantısı sırasında öğrendi ve şunları söyledi:

'O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır! Mefkuremize imha edici darbe vuranların akıbeti, feci şartlaraltında ölümdür! ..'

Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk'e karşı; Çerkez Ethem, Hintli Mustafa Sagir, Ermeni Manokyan ve Hacı Sami çetesinin suikast teşebbüsü en bilinenler olmak üzere tam 41 suikast girişimi olmuştur. Fiilen girişilen ya da girişim aşamasındayken engellenen suikastler Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir yer tutar. Gerçekleştirilmek istenen her suikast resmen Atamızın hayatına kastetmektedir. Ancak son bir suikast var ki bu; O'nun çok güvendiği insanlardan gelmişti. Gayet sinsice başlatılan bu suikast girişiminin farkına varmıştı Atatürk. Ancak çok geç kalmıştı! ..

Bugün ise;
Mayıs 1921: Hintli İngiliz casusu Mustafa Sagir'in hazırlıkları ve idamı
Eğer Türk Milleti'nin gönlünden, zihninden Atatürk sevgisi yok edilirse, İnkılaplar dejenere edilirse elbette ki Türk Devleti'ni parçalamak, Türk Milleti'ni boyunduruk altına almak daha kolay olacaktır. Şu da iyi bilinmelidir ki bugünkü saldırıları dünün devamıdır.
Âkif’in, Taceddin Mahallesi’ndeki evinde birçok defalar misafir ettiği bu zat Safahat şairinin adresini kullanarak haberleşmektedir. Hadisenin devamını Emin Âkif’ten dinleyelim: “Lâkin Mustafa Sağîr namile Hindistan’dan, İstanbul’dan, hattâ Mısır’dan babamın adresine o kadar çok mektuplar, koca koca zarflar geliyordu ki, peder şüphelenmeğe başladı. Hiç unutmam, İstanbul’dan Mustafa Sağîr’e gelen büyük bir zarfın bir ucu kazara yırtıldı. Zarfın muntazaman katlanmış sahifelerce muhteviyatı gözüküyordu. İkimizin de nazarı dikkatini çeken şey mazrufun yazıdan âri olması oldu. Babam artık dayanamadı. Zarfı yırtarak açtı. Satırsız büyük eseri cedit kâğıtları bomboştu. Yalnız bu kâğıtları katlayan bir tabakada üç dört satırlık bir yazı vardı. İstanbul’da havaların yağmurlu gittiğinden bahsediyor, Mustafa Sağîr’e muvaffakiyetler temenni ediyordu.” Emin Âkif’ten bir kısmını naklettiğimiz bu mühim hadisenin nihayetinde Mehmet Âkif, Mustafa Sağîr’i açığa çıkartmış ve Mustafa Kemal’e düzenlenecek suikasta mani olmuştur. Verdiği ifadede daha önce Afgan Kralı’nı suikast düzenleyerek öldürdüğünü ve Mustafa Kemal’i öldürmek için Ankara’ya geldiğini ifade eden Sağîr bu kez görevini “muvaffakiyetle” tamamlayamamış ve birkaç gün sonra da idam edilmiştir



ERDOĞAN VE BELGELER

Çarşamba, August 6, 2008 - R.T.ERDOĞAN KİME HİZMET EDİYOR?
Kategori: Haber

Yazı kapatılan keykubat blogcu com blogumdan;

Vatan gazetesinde yayınlanan 06.8.2008 tarihli Ergenekon dosyasında alıtı olduğu belirtilen konuşma.Recep Tayyip Erdoğan ve Yaşar Büyükanıt paşa arasında okuyun siz karar verin kim kimdir?Kim kime hizmet etmektedir?Oy verdiğiniz insanlar kim?
Saygılarımla!Keykubat
Dosyadaki tuhaf bir konuşma!


Ergenekon dosyasında Kuvay-i Milliye Derneği Genel Başkanı Fikri Karadağ’a ait kurmaca belgede, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt arasında bir gizli görüşme yapıldığı ve görüşmenin hakaretler içerdiği iddia edildi


Ergenekon terör örgütünün liderleri arasında olduğu öne sürülen Kuvay-i Milliye Derneği Genel Başkanı M. Fikri Karadağ’ın yazdığı 3 sayfalık, “Türkiye Artık Bizim Kontrolümüzde” başlıklı kurmaca yazıda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile o dönem Kara Kuvvetleri Komutanı olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında bir gizli görüşme yapıldığı iddia ediliyor.

İddianamenin eklerinde yer alan dökümanda Karadağ, Erdoğan ve Büyükanıt arasında yaşandığını iddia ettiği dilayoglara yer veriyor.

Bu diyaloglar özetle şöyle:
Büyükanıt: Sayın Başbakan Şemdinli iddianamesi kapsamında elde ettiğimiz istihbarat TSK’ya karşı hükümetinizin ve partinizin bir komplo içinde olduğunu gösteriyor. Bana ve TSK’ya karşı tavrınızı ve YAŞ’a yönelik dış destekli oluşum tezgâhını kabul etmemizi ve sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz. Eğer bugüne kadar TSK olarak, sorumlu paşalar birçok tepkiyi Anayasal platformda şahsınıza ve makamınıza iletmemişsek ülkemizde bir kaosa malzeme edinmekten çekinmemizdendir, ‘TSK konuştu, ekonomi çöktü’ dedirtmemek için kamuoyuna açık konuşmadık. Ama hükümetinizin ve partinizin dış destekli TSK’ya yönelik hamlelerine çok fazla seyirci kalamayız.

Erdoğan: Sayın Paşam, korkmayın ‘TSK konuştu’ diye Türkiye’de ekonomik kriz çıkmaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarıyla anlaştık. Şemdinli iddianamesinde size ve TSK’ya yönelik araştırılması gereken ne varsa araştırılacak. Türkiye artık TSK’nın kontrolünde bir ülke değil, millet idaresinin hâkim olduğu bir ülke olacaktır. TSK’da bir paşa da konuşsa ekonomide bir şey olmaz. Rockefeller gibi dünyanın en zengin, en güçlü gruplarıyla birlikte hareket ediyoruz.

Büyükanıt: Sayın Başbakan, bu üslup Türk Hükümeti’nin Başbakanı’na ait olamaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşları ile TSK’nın Anayasal sorumluluklarını yerine getirmesini engellemek için mi anlaştınız? Sayın Başbakan, Türkiye’ye karşı bir komplonun içindesiniz. Şemdinli’de Türk askerine karşı girişilen linç hareketinin arkasında partinizi iktidara taşıyan dış güçlerin istihbarat servisleri var. Sayın Başbakan, Şemdinli araştırılırsa TSK aklanır, ben aklanırım ama siz bu işin altında kalırsanız. Sayın Genelkurmay Başkanım, soruşturmaya gerek görmeyerek beni değil, Türk Hükümeti’nin onurunu ve haysiyetini korudu. Şayet, Şemdinli iyice soruşturulursa o işin ardından siz, sizin müsteşarınız ve sizi destekleyen dış güçler görülecekti.
Hükümetinizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil ettiğini unutuyorsunuz. Sayın Başbakan, siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı değil, Rockefeller’ın başbakanı olmuşsunuz.
Erdoğan: Sayın Paşam, istihbaratınız yanlış, Şemdinli’deki hadisenin ardında TSK’daki “Savaş Lordları” var.

Büyükanıt: O “Savaş Lordları”, AKP’yi iktidara taşıyanların içinde. Sizin ve partinizin arkasında “Savaş Lordları” var. Bazı müttefiklerimiz, partinizi ve sizi “Truva Atı” olarak kullanıyorlar. Siz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı değilsiniz, ‘Savaş

Lordları’nın başbakanısınız!
Çuval olayını Türk Silahlı Kuvvetleri’ni cezalandırmak için sizi iktidara getiren ABD içindeki güçlerle birlikte tezgâhladınız. Şemdinli hadisesini sizi iktidarda tutmaya çalışan siyonistler ve İngilizler kurguladı. Siz Türk milletine değil siyonistlere güvenen bir korkaksınız! TSK bu durumu eninde sonunda ortaya çıkaracaktır.

Erdoğan: Türkiye, bizim kontrolümüzde, TSK da benim kontrolümde. Kimi istersem onu paşa, Genelkurmay Başkanı yaparım. Biz ABD ile anlaştık, Irak’a da İran’a da Suriye’ye de birlikte operasyon düzenleyeceğiz. BOP’ta ABD bizi de ortak olarak görüyor. Sayın Paşa, Türkiye artık TSK’nın elinde değil.

Büyükanıt: Bu görüşmeyi Sayın Genelkurmay Başkanıma rapor etmek zorundayım. Sizler, gerçek Müslüman olamazsınız, sizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamazsınız? Bu haliniz apaçık bir ihanet.

İhanetiniz cezasız kalmayacaktır. Bu millet sahte dincilerden, sahte Atatürkçülerden, sahte milliyetçilerden, sahte demokratlardan çok çekti ama eninde sonunda hepsini cezalandırdı.
Erdoğan: Hiçbir şeye gücünüz yetmeyecek. Türkiye başka ellere geçti ve geçiyor. Her yere hâkimiz, Size tavsiyem, siz de bize katılınız.

Büyükanıt: Sayın Başbakan... Sizler gibi ihanet içinde olamam...

Erdoğan: Beni yanlış anladınız. (Ayakta Paşa’nın çıkmasını engellemeye çalışırken)... Biz Şemdinli olayında Savcı’yı cezalandıracağız. Bazı cemaatler, TSK’nın aleyhinde olabilir. Olayı onların uzantıları araştırdı.
Büyükanıt: Bu tavırlar ve yalakalıklar bir Başbakan’a yakışmıyor. Bu iğrenç ortamdan çıkıyorum, toplantı bitmiştir.

‘Yanlış yaptık’

Bu diyalogların ardından metinde parantez içinde şunlar yazıyor: “RTE, bir takım telefon konuşmaları yapar. Çok sinirlidir. ‘Birini bul, Paşa’yı teskin etsin arkadaş, çok büyük yanlış yaptık. Kim dediyse Yaşar Büyükanıt her türlü teklife açık diye bizi yanılttı, onu bana bulun, ismini verin’ emirleri ve azarları birbirini kovaladı) (MİLLİYET)
Haberin linki:
"
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Dosyadaki_tuhaf_bir_konusma_192293_1&Newsid=192294"

6 Ekim 2019 Pazar

BİLAL ERDOĞAN NEDEN PARALI ASKERLİK YAPTIM?

Bilal Erdoğan neden bedelli askerlik yaptığını açıkladı!

CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Bilal Erdoğan neden bedelli askerlik yaptığını açıkladı. Bilal Erdoğan babasının "Bu hakkını kullanmalısın" dediğini söyledi.
GÜNDEM , 03 Ekim 2019 Perşembe, 19:11


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, dün CNN Türk ekranında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.

"CUMHURBAŞKANI OLDUĞUM İÇİN YARARLANMIYORSUN"

Bilal Erdoğan neden bedelli askerlik yaptığını açıkladı. Erdoğan, babası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın " Sen bu haktan Cumhurbaşkanı olduğum için yararlanmıyorsun; yaklaşık 9 yılını ABD'de geçirmiş olan, üç yıldan fazla orada sigortalı çalışan birisin, bu hakkını kullanmalısın' dediğini aktardı.

"BU HAKKINI KULLANMALISIN"

Bilal Erdoğan "Başbakan'dı o zaman. Dedim ki 'Er olarak gideyim, ne dersiniz? ' Arkadaşlarımıza sordum, en son Cumhurbaşkanımıza sordum. Bana 'Hakkını kullan. Sen bu haktan Cumhurbaşkanı olduğum için yararlanmıyorsun; yaklaşık 9 yılını ABD'de geçirmiş olan, üç yıldan fazla orada sigortalı çalışan birisin, bu hakkını kullanmalısın'" dediğini söyledi.