SOMA FACİASININ İŞARETLERİ
İki gündür Manisa’nın Soma ilçesindeki Linyint Kömür
madeninde, vardiya değişim esnasında 787 kişi olarak belirtilen işçilerin
madenin iki km. derininde meydana gelen grizu patlaması ile yatıp kalkıyoruz.
Şu ana kadar açıklanan ölü sayısı 250, resmi olmayan
kaynaklara göre ise 300’ün üzerinde ve muhtemelen de %99’unun da ölmüş olması
ihtimalı var.
Hükumet kamuoyunda olası tepkileri düşürmek için her
felakette yaptıkları gibi yine rakamları küçültüyor, değerleri düşürüyor.
Bu madendeki, taşeron firmaların işçi çalıştırma şartlarının
yasalara uymadığı konusunda 29 Nisan 2014 günü yani bu felaketten 15 gün önce
CHP’nin bu konuda meclise önerge verdiğini de öğrendik.
Olay yerine de ilk gidenler de zaten CHP heyeti, TBB Başkanı
Metin Feyzioğlu gibi kişilikler oldu. CHP genel başkanı İngiltere, başbakan da
Arnavutluk gezilerini iptal ettiler. Hükumet yetkilileri de bölgeye gelerek en
azından üzgün olduklarını gösteren açıklamalar yaptılar, yakınlarını kaybeden
bazı vatandaşları kucaklayarak acılarını paylaşmaya gayret ettiler.
Bunlar da zaten insani olarak yapılması gereken
şeylerdir ve halktan çok sayıda insan
da aynı amaçla evlerinden ayrılıp bölge halkının yardımına koşmuştur. Bu yüzden
siyasilerin yaptıkları insani davranış olmanın yanında, bu zamana kadar yerine
getirmedikleri siyasi ve idari sorumluluklarını örtmeye yönelik olarak
değerlendirilecektir.
Çünkü, 12 yıllık hükumeti boyunca AKP hükumeti devletin
bütün kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu arazilerini, yer altı ve yer üstü zenginliklerini,
doğal su ve orman kaynaklarını özelleştirme adı adltında “memuriyetini
yaptıkları batılı sömürgeci sermaye” ye peşkei çekmişlerdir.
Bir kısmını da kendi milletlerinden AKP’yi oluşturan,
Müslüman görünen, aslında kripto Yahudi ,Hristiyan ve Rum azınlıklara peşkeş
çekilmiştir.
AKP’yi oluşturan azınlıkların dışında olan bu ülkenin
insanlarını “kendisine köle” gören zihniyeti halkın özgürlüklerini baltalamayı
ilke edinmiştir.
Ve 12 yıl boyunca çalışanların, bütün cumhuriyet dönemi
boyunca kazanılmış haklarını her gün bir bir ellerinden almıştır.
Beklenen rakamlar üstünde |
Toplu işçi çalıştıran iş yerlerinde aynı bu madende olduğu
gibi sendikal örgütlenmeleri yasaklamıştır.
Sendikalar işçilerin hem maaş, sağlık, sosyal haklarını
korudukları gibi “iş güvenliği önlemlerinin” de uluslararsı standartlara göre
alınmasını sağlarlar.
Bu da maliyeti arttıran unsur olduğu için işverenlerin
sevmedikleri şeydir. Hiçbir sermaye sahibi işletmeci sendikaları istemez.
AKP hükumeti de böyle işverenlere hizmeti ilke edinmiş bir
hükumettir.
Bir hükumet yetkilisi başbakan dahil çıkıp da “kaza
işletmeci şirketin” eksikleri sebebiyle gerçekleşmişse bunu hesabını
soracaklarını, yer altı maden işçilerinin çalışma şartlarını çağdai düzeye
getireceğini vaat etmemiştir.
Aksine, iki gündür hükumetin yandaş medyasında şu konular
işlenmiştir;
-30 Mart 2014 yerel seçimlerindeki elektrik kesintilerinin
sebebini “trafo patlaması” olarak açıkladıkları gibi maden kazasının da suçlusu
olarak tarfo ilan edilmiştir. Bu defa
Kediler suçlanmaktan kurtuldular.(!)
-Maden felaketindeki ölümlerin karbonmonoksit gazından
olduğunu, bu gazla ölümün “en tatlı ölüm şekli” olduğu vurgulanmıştır.
-Bizzat başbakan tarafından yapılan açıklamada, madenlerde
grizu patlamalarının bir kader olduğu, i,şe giren her madencinin bu kaderi
benimseyerek işe girdiği, 18. ve 19. yüzyıllarda İngiltere ve Japonya’da
meydana gelen kazalarda ölenlerden örnek vererek adeta madencilerin ölümü hak
ettiklerini söylemiştir.
-Kazada ölen her madencinin geride bıraktığı eş ve çocukları
için “1000” TL aylık ödeneceği vaat edilmiştir.
-Sendikalar milli yas ilan edince hükumet de buna “üç yas
ilanı” ile katılarak puan toplama yoluna girmiştir.
-Taşeron kömür işletme şirketinin hakkında her hangi bir
yasal takibata geçilmemiştir. Çünkü kazadan bir hafta önce hükumet, CHP’nin
önergesini çürütmek için müfettiş göndererek, her türlü önlemin işletmeci
şirketçe alındığını müfettiş raporlarıyla ilan etmiştir.
-620 yıllık Osmanlı, 91 yıllık cumhuriyet tarihinde kendi
ülkesinde “3,500” polis korumasıyla gezen ilk ve tek devlet adamı olma
özelliğine sahip başbakan R.T.E, mecburen gitmek zorunda kaldığı Soma’da,
kazada yakınlarını kaybedenlerin saldırılarına uğramış ve bir markete girerek
kendisini kurtarmıştır.
-Başbakan ve hükumetini protesto eden ölen kazazedelerin
yakınları olan halk ve öğrenciler üzerine polis kuvvetleri jop, su topu, biber
gazı silahları ile saldırtılmış, tutuklanan sekiz kişinin de yakınlarını
kaybeden acılı vatandaşlarımız oldukları basında haber verilmiştir.
Halkımız artık şunları görmelidir;
-AKP hükumeti milli değil, Ameerika ve Avrupa Birliğinin
lokomotif ülkelerinde konuşlanmış küresel sermayenin memurudur.
-90 yıllık cumhuriyet hükumetlerince güdülen bütün milli
ekonomi siyasetlerini terk etmiş, devleti toprağı, toprağının altındaki ve üstündekileriyle
insanlar da dahil memuriyetini yaptığı güçlere satmıştır.
-AKP hükumeti, halkın alınteriyle çalışıp yaşamını
kazanabileceği bir tek sanayi, tarım kamu kurumu kurmamıştır, olanları da
yabancılardan para almış yerlileri üzerinden yabancı şirketlere satmıştır.
-Ülkemizde ne tarım ne de sanayi kurum ve kuruluşları
olmayacaktır. Hükumetin hiç bir gelişme projesi yoktur. Sömürgeci devletlerin kredi derecelendirme kuruluşlarının sahte raporlarıyla iyi gösterilmektedir.
-Bundan böyle gençlerimiz, Ortadoğu bölgesindeki güç
savaşlarında, haçlı devletleri adına askerlik yapacak, emeklilik, sağlık gibi
sosyal güvencelerden uzak , güvencesiz köle, seks işçiliği yapacaktır.
-Halkımız her türlü dini ve etnik azınlıklara bölündüğünden
sömürgeci batılılara karşı tek yumruk olarak birleşerek topraklarını,
geleceklerini “savaşarak kurtarma şanslarından” da mahrum edilmişlerdir. Halı sermaye AKP siyasetleri ile resmen
“dikensiz gül bahçesine” davet edilmektedir.
-10 yıl içinde sömürgeci devletlerin memuru AKP hükumetince,
“devlet tasfiye edilip, yerine sekiz eyaletli devletçikler kurulacağından”
bütün mevcut emeklilik hakları, sosyal güvenceler kaldırılacak, herkes başının
çaresine bakacaktır.
-Bu güne kadar AKP’ye kayıt olarak iş bulmuş, işlerinden
atılmamak için AKP baskılarıyla halkı AKP’nin vatana hizmet eden bir parti,
başbakanın çok vatansever bir devlet adamı olduğu yolunda karın tokluğuna yalan
söyleyenler de bu felaketten kısmetlerini alacaklarıdır. Aynen, Gezi
direnişinde destan yazıp, 17 Aralık soruşturmasıyla “vatan haini” ilan edilen
polisler gibi olacaklardır.
Resim yazının kaynağı |
Bu tespitler ışığında;
-Beş çocuk yapın ki madenlerde karın tokluğunai her türlü
sosyal güvenceden ve emniyet tedbirlerinden muaf ortamlarda yanarak ölecek
amele köleler, sömürgeci devletlere karşı direnen Türk ve Müslümanları
sindirmek için haçlı askerliği yapacak, ölünce de niyazi bile olamayacak paralı
asker köleler olsunlar.
-Hükumete oy verin ki, devlet on yıl içinde tasfiye olsun,
sizler de köle pazarlarında kilonuza, gençliğinize, boyunuza göre fiyatlarla
alınıp satılın. Bunun ilk örneklerini evlendirme programlarına katılan batılı
morukların isteklerine bakınca görmekteyiz, ki bu itler özünde bu toprakların
insanları olduklarını söylemektedirler.
-Akp hükumetine oy verin ki adliyelerde oy vermenize rağmen
soy olarak onlardan olmadığınızda hukunuzun korunmadığı bir ülkeyi kursunlar.
Midelerinin, hırslarının köleleri olanlarca desteklenen AKP
hükumeti devleti sattığında ortada kalacaklarını bilmelidirler. Ya da kendileri
bilirler.
Başta ODTÜ'lüler olmak üzere Üniversite gençliğinin direnişleri her kesimce desteklenmelidir.
Kur’an’ın 17. suresi olan İsra Suresi ayet 16’yı Türkiye’de
ilk kez Irak operasyonu konusunda ülke gündemine ben getirmiştim.
Şimdi gene şartlar değişmemiştir. Müslüman görünen AKP
hükumetine ve AKP’lilere son sözü bu ayet söylesin diyorum;
17:16- 16. “”Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek
istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler
yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler
sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun
altını üstüne getiririz.””
Devletine, geleceğine sahip çıkmayan millete "köle olarak" birileri sahip çıkacaktır. Uzak ta değildir.
Başınıza gelecekler konusunda “uyarılma-dığınızı iddia
edemezsiniz. Biz uyardık, takdir sizindir.
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc