5 Ocak 2011 Çarşamba

GENCLER DOGRU SOYLUYORLARDI AMA



GENÇLER DOĞRU SÖYLÜYORLARDI AMA

Bu gün Ankara’da AKP binası önünde yürüyüş yapmak isteyen öğrenciler,polisin izin vermemesi üzerine ortamın gerilmesiyle taşlama coplama aldı başını gitti.
12 Eylül 1980 öncesinin günümüze uyarlanmış halini sadece ülkemiz değil bütün dünya yaşıyor gibi.
05 Ocak 2001 AKP'ye ve polise
başkaldırma eylemi.

O zaman da gençler,insanın insana muhtaç olmadığı,herkesin onuruyla ekmeğini kazanacağı sosyalist  bir devlet düzeni kurmak,şeyhlerin,pirlerin,hacı-hocaların,cincilerin,ermişlerin dervişlerin merhametleriyle bağışlayacakları bir tas çorba,bir somun ekmek uğruna şükür etmeyi,köle olmayı dayatan,dinci,gerici,feodal bir devlet düzenine baş kaldırıyorlardı.

Diğer yandan “Din elden gidiyor” diye halkı onlara karşı kışkırtan,Osmanlı’yı da batıya satmış işbirlikçi Kürt-Türk toprak ağaları ve din adamları da MTTB ve Ülkü Ocaklarında ABD’den para alan karşıt grupları örgütlemişti.

Leninist Sol’u bölmek için de bazı Cunta yanlısı Almanya-ABD'de C.I.A Kursu görmüş sözde solcular da ABD ve AB’den yardım alarak sol hareketi bölüyorlardı.

Sonunda,bazı asker,sivil kalantorların desteklerine güvenilerek başlanılan sol hareket Deniz Gezmiş,Mahir Çayan ve Hüseyin İnan gibilerle ilk kurbanlarını vermişti.

12 Eylül 1980’e kadar geçen sürede olaylar artmış,asker seyretmiş,siyasetçi fişiktirmiş,basın,feodal yapılanma kışkırtmış,gruplara bölünen ülkemizin gençliği her gün 10-20 gibi evladını kaybeder hale gelmişti.
Herkes devlette bir değişiklik olması gerektiğinde hemfikirdi ama bu değişikliğin nasıl olması gereği yüzünde çıkan anlaşmazlıklar yüzünden çıkarılan kavgalar ülkemizin 20 yıllık (1960-1980) gençliğini tüketmişti.

Cuntacılar ve işbirlikçiler "daha iyi bir Türkiye yaratma mücadelesinden başka bir şey olmayan" bu olayların adını dakısaca "Anarşi" koymuşlardı.Bu anarşi bir an önce bitirilmeliydi.Ama bitirilmesi için de olgunlaşması gerekiyormuş,sonradan öğrendik.
İşte sözde "Atatürk'çü Kenan Evren Ermenisi
1 Ocak 1980'de Çankaya köşkünde Kenan Evren ve kuvvet komutanlarıyla bir görüşmesinde şöyle diyordu;.
"Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin bugünkü hayati sorunları karşısında siyasi partilerimizin bir an önce, milli menfaatlerimizi ön plana alarak, anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla istemektedir."

Birisi de kadayıf kızartıyordu;
"18 Mayıs'a MSP il başkanları toplantısına kadar bekleyeceğiz. Kadayıfın altının kızarıp kızarmadığına bakacağız." (Necmettin Erbakan 23.Nisan 1980)
Arkasından kadayıf kızarıyordu ve;
İç Hizmet Kanunun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.İfadesiyle Kenan Evren cuntası devlet yönetimine el koyduğunu açıklıyordu.
Devletin ordusundan üniversitesine her kurumuyla yarattığı anarşi ve kültürel bölünme ortamından nasibini alarak bir takım olaylara karışmış ve idam yemiş gençler için,esir edilen düşman askeri için bile istenilmeyen istekler cunta önderinin ağzından dökülüyordu;
Kenan Evren idama mahkum edilen Erdal Eren hakkında,3 Ekim 1984'de yaptığı Muş gezisi sırasındaki konuşmada şunları söylemiştir:
12 EYLÜL darbesinde tutuklananlar sokaklara sığmadılar.
"Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?"
Evet,gençlere böyle bakan bir darbeci general, ”Anayasal düzeni değiştirmek için örgüt kurmak ve faaliyet yürütmekten “ suçlu bulmuş ve cezalarını da kesmişti.

Sonunda darbe oldu ve 1.5.000.000. kişi tutuklandı,yarım milyonu mahkum edildi,çok sayıda kayıp ve 50 de idam çıktı.
İdamlar,Sol’a karşı cuntacı askerlerin himayesinde en çok savaşan Ülkücüler,tutuklandıklarında gelen karavanaya,”bu yemek devletin ikramıdır,yakında biz çıkacağız ama bu pis Komünistler ölecekler” dediyseler  de solcularla birlikte sopadan nasiplendiler.

Bir tane “dinci veya köktendinci” ceza bile almamıştı.Sadece,Jandarma ve Polis karakollarında “sakalları tıraş edilip” serbest bırakıldılar.
Şu  an da haberlerde bir yanda Ülkücüler,Atatürkçüler  ve Solcular aynı safta üniversitelerde olaylarda yerlerini almışlar,diğer yandan aynı üniversitede sakallı şeriatçılar ve Kürdistancılar ABD’ciler bir yanda gene şeriat çağrılarını tekrarlıyorlar,Kürt kıyafetleri ile yürüyüşler yapıyorlar ve haliyle Atatürkçü,Solcu ve Ülkücüler de tepki gösteriyorlar.

Bu defa Ülkücüler kısmen doğru yerde,bir kısmı da gene ABD-AB’ci,köleci tarafta.
Üç yıl önce "AKP'nin arkasında cunta var" diye yazdığımda bana virüs gönderenler şimdi yola geldiler.

Anayasal düzeni değiştirmek istemek” suçundan gençleri idama mahkum eden Amerikancı askeri cunta,kendisi Anayasayı değiştiriyor ve 07 Kasım 1982’de dipçik gölgesinde  %92 oyla halka kabul ettiriyordu.
Burada gerçek olan gençlerin doğru söylediğidir.

Anayasal düzen değişmeliymiş ve cunta da değiştirdi, ama peki o zaman ”değiştirelim” diyenleri idam etmelerinin mantığı neydi?
Hem onlar bu günküler gibi "yok,devleti 36 parçaya bölelim,yok Kürtdistan,yok,Ermenistan,açılım,sıçılım gibi" dertleri de yoktu.
Her halde tek kusurları buydu,Milletin birliğini istemek kötü bir şeydi herhalde ki en ağır şekilde cezalandırıldılar.

Bu gün de cuntanın sinsi eylemlerle,orduyu gözden düşürüp din düşmanı hale getirmesi sonucu,Atatürk’ Cumhuriyetini İngiliz ve ABD paralarıyla yıkarak Kürdistan,Gürcistan,Pontus Rum ve Büyük Ermenistan kurmak isteyenlerin torunları “Allah” adının arkasına saklanarak ordunun bu desteğiyle iktidar oldular ve sekiz yılda ülke bölünecek aşamaya geldi ve 24 saat televizyon kanallarından gazetelere,kahvehanelere kadar tartışılmakta,meclis kürsüsünden “yeni parçalanmış,bölünmüş Türkiye haritaları" başbakanın gözüne sokulmaktadır.Şu anda sayın MHP’li Oktay Vural haritayı kürsüden “Bunları millete hazmettiriyorlar sayın başbakan” diyordu.Ama "hazmettireceğiz" diyen başbakan saflarından sadece gülümsemeden başka bir şey yoktu.

Gençler gene doğru söylüyorlar,kıytırık nedenlerle “Atatürk,demokrasi,Laiklik” teraneleriyle darbe yapan “kahraman,Atatürkçü ,Laik” (!) generaller, devletin bölünme aşamasında bile bırakın darbe yapmayı,mevcut hükümetin oyları düştükçe yeni bir “Darbe senaryosunu”,telefon veya video kaydını piyasaya sürüyor,bazı içi geçmiş emekli bazen de çalışan askerler,muhalif gazeteci ve siyasetçiler  mahkemelerce tutuklanıp içeri tıkılıyor,ülkeyi bölmekle görevli hükümet de “kahraman”gösterilmektedir.

Hatta bunların tutukluluk sürelerini “10 yıl” ile sınırlayan yeni bir yasa da onaylanıp yürürlüğe girdi.Üstelik ülkenin en büyük yargı kurumları da bunun “doğru” olduğunu onayladılar.Diğer yandan beş kişiyi öldürmüş 90 yıl hapis giymiş olanlar,Hizbullahçı,Pkk'lı çeteciler  da serbest bırakılıyordu.

Artan öğrenci ve işçi direnişleri ile ülkemizin bir zaman taşıyıcısına bindirilip 30 yıl öncesine taşınmışçasına eski tiyatrolar aynen yürürlüğe sokulmuştur.

Gençler istedikleri kadar doğru söylesin,vatanı için endişelenenler istedikleri kadar endişelensin,tutukluluk süresinin uzatılması devletin bu ağır bunalımda en az kalacağı süreyi de göstermektedir.
Daha kötü günlere doğru hızla yuvarlanıyoruz.
Doğru söyledikleri için idam edilen o gençleri saygı ile andıktan sonra,adlarını da aşağıya aldım.

İşte onlar da böyle genç,vatansever insanlardı.

Türkiye'de 1984 tarihinden bu yana ölüm cezaları uygulanmıyor.
12 Eylül döneminde idam edilenler

Adı Soyadı Tarih Yer
Necdet Adalı (sol görüşlü) 07.Eki.80 Ankara
Mustafa Pehlivanoğlu (sağ görüşlü) 07.Eki.80 Ankara
Serdar Soyergin (sol görüşlü) 25.Eki.80 Adana
Erdal Eren (sol görüşlü) 13.Ara.80 Ankara
Cevdet Karakaş (sağ görüşlü) 04.Haz.81 Elazığ
Veysel Güney (sol görüşlü) 10.Haz.81 Gaziantep
Ahmet Saner (sol görüşlü) 25.Haz.81 İstanbul
Kadir Tandoğan (sol görüşlü) 25.Haz.81 İstanbul
Mustafa Özenç (sol görüşlü) 20.Ağu.81 Adana
İsmet Şahin (sağ görüşlü) 20.Ağu.81 İstanbul
Seyit Konuk (sol görüşlü) 13.Mar.82 İzmir
İbrahim Ethem Coşkun (sol görüşlü) 13.Mar.82 İzmir
Necati Vardar (sol görüşlü) 13.Mar.82 İzmir
Fikri Arıkan (sağ görüşlü) 27.Mar.82 Ankara
Sabri Altay (adli suçlu) 23.Nis.82 Adapazarı
Cengiz Baktemur (sağ görüşlü) 30.Nis.82 Elazığ
Şahabettin Ovalı (adli suçlu) 12.Haz.82 Sinop
Ednan Kavaklı (adli suçlu) 18.Haz.82 Ankara
Ali Bülent Orkan (sağ görüşlü) 13.Ağu.82 Ankara
Veli Acar (adli suçlu) 13.Ağu.82 Isparta
Eşref Özcan (adli suçlu) 19.Ağu.82 Kayseri
Halil Fevzi Uyguntürk (adi suçlu) 29.Ara.82 Afyon
Kazım Ergun (adli suçlu) 29.Ara.82 Akşehir
Muzaffer Öner (adli suçlu) 29.Ara.82 Amasya
Adem Özkan (adli suçlu) 13.Oca.83 Balıkesir
Hüseyin Çaylı (adli suçlu) 13.Oca.83 Afyon
Osman Demiroğlu (adli suçlu) 13.Oca.83 Isparta
12 Eylül'ün iktidar ettikleri.
Ahmet Mehmet Uluğbay (adli suçlu) 22.Oca.83 Akşehir
Ali Aktaş (siyasi) 23.Oca.83 Adana
Duran Bircan (adli suçlu) 23.Oca.83 Denizli
Levon Ekmekçiyan (Asala) 28.Oca.83 Ankara
Ramazan Yukarıgöz (sol görüşlü) 29.Oca.83 İzmit
Ömer Yazgan (sol görüşlü) 29.Oca.83 İzmit
Erdoğan Yazgan (sol görüşlü) 29.Oca.83 İzmit
Mehmet Kambur (sol görüşlü) 29.Oca.83 İzmit
Ahmet Kerse (adli suçlu) 30.Oca.83 Gaziantep
Rıdvan Karaköse (adli suçlu) 05.Şub.83 Akşehir
Cavit Karaköse (adli suçlu) 05.Şub.83 Akşehir
Süleyman Karaköse (adli suçlu) 05.Şub.83 Akşehir
Fatih Laçinligil (adli suçlu) 24.Şub.83 Keşan
Faik Görünmez (adli suçlu) 24.Şub.83 Kilis
Mustafa Başaran (adli suçlu) 30.Mar.83 Edirne
Hüseyin Üye (adli suçlu) 30.Mar.83 Nazilli
Şener Yiğit (adli suçlu) 20.Nis.83 Isparta
Cafer Aksu Altıntaş (adli suçlu) 20.Nis.83 Ordu
Abdülaziz Kılıç (adli suçlu) 26.May.83 Edirne
Halil Esendağ (sağ görüşlü) 05.Haz.83 İzmir
Selçuk Duracık (sağ görüşlü) 05.Haz.83 İzmir
İlyas Has (sol görüşlü) 06.Eki.84 İzmir
Hıdır Aslan (sol görüşlü) 24.Eki.84 İzmir

Cunta'nın idam ettiği gençlere ağlayan Artist başbakan
Kürtçe popstar yarışması da başlamış,haberlerde bakıyorum,kuyruğunu tramvay çiğnemiş köpek enceği gibi bir Kürt genci uzun hava vıylıyor.
Bu işler,birleşmeyi değil ayrışmayı güçlendirecek işlerdir ve kasıtlı olarak artarak desteklenmektedir.1950’den bu yana yapıldığı gibi.

Dikkat edelim,bu senaryo pis bir Haçlı Senaryosudur ve işbirlikçisi de devletin en üstünden siyasetçisine ve iş adamına kadar herkestir.
Cunta zamanında top oynayanlar,günümüzün artist işbirlikçileri oldular.
Artist işbirlikçilere bilmeden bile olsa mazleme olmamaya çalışın.
Aman dikkat edin,aşırıya gitmeyin.
Doğru söylerken 20 yıllık bir kuşağımız kayboldu,ikincisi sonumuz olur herhalde.
Saygılar.

adilyargıç