14 Kasım 2015 Cumartesi

BU GÜNLERDE III. DÜNYA SAVAŞI BAŞLAYABİLİR...


Başlıkta olduğu gibi, başlayabilir veya, ileride "ilk büyük kıvılcımları bu olaylarla başlatıldı" denilebilecek olaylar bu gece Avrupa'ya sıçramıştır.

AKP hükumetinin neden ABD uçaklarını çağırdığı anlaşıldı.

Dün gece saat 24.00. sıralarında haber kanallarını birden saran telaşın, Paris'te dört bombalı ve silahlı terör olayı 60 kadar ölü, 100 kadar insanın Bataclan konser salonunda rehine alındığı ve salonun özel kuvvetlerce sarılmış halde olduğu, Fransa'nın sınırlarını kapatıp, olağanüstü hal ilan ettiği bildirilmeye başlanıldı.

Tam da Antalya'da G20 toplantısı arifesinde.
Tam da cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu gün "Beslediğiniz terör sizin de kapınızı çalabilir, sizi de vurabilir, senin teröristin kötü, bemimkisi iyi denilemez, teröre karşı ortak mücadele edilmelidir"  benzeri açıklamalarının ardından.

Sanki eli kulağındaymışçasına gece yarısı Paris'i kana bulayıverdi terör.

Bu top Rusya ve bağlaşıkları üzerinde patlarsa, büyük kıyamet, IŞİD'e bağlanırsa küçük kıyamet kopar.

Teröristlerin Suriye hakkında slogan attıkları, Cumhuriyet gazetesi Paris muhabiri Süleyman Tosunoğlu tarafından Haberturk kanalında açıklandı.

Bu durumda top Rusya ve bağlaşıklarına atılmış görünüyor ki, büyük kıyametin başlangıcı diyebiliriz.

 Diğer bir açıdan baktığımızda;
,
Önceki IŞİD saldırıları, 22 NATO işgal ülkesinin Suriye'yi vurmalarına, vurmasalar da tehditlerine yarıyordu. Şimdi Rusya, Çin, İran ve onlarla müttefik 10 kadar ülke var.
Bölgede bulunma gerekçesini IŞİD'in varlığına bağlamış 22 NATO çetesine dese ki;
"Haydi saldırın bakalım yoksa ben yaparım"
Mecburen saldıracaklar.
Mecburen, ortaklaşa  IŞİD bitirilecek.

Dünya savaşı çıkartacak değiller ya. Ama IŞİD'i ve yandaşlarını aradan çıkartabilirler.

Paris saldırıları da bu durumu "hak etmediğini düşünen IŞİD'in intikam saldırıları olabilir.
Bundan sonra IŞİD, ESAD'CI da olabilir. :)

Şimdiye kadar, IŞİD  Vehhabi-Yahudi ordusu olarak, bu çetenin bölgeye müdahale gerekçesini oluşturduklarından şu ana kadar ,Amerika ve 22 devletin korumasında rahattılar.
Bu ülkelerden yapılan  saldırılar sembolikti. Çay kahve içiyor, esirelerle kendilerinden geçiyorlardı.
Ama şimdi topyekün imha gelebilir.
Çünkü NATO çetesi, açık vermemek için "vurmayız diyemez.

IŞİD, bu olasılığı G20 toplantısı öncesinde öngördüyse saldırıları başlatmış olabilir.

Olayla ilgili son şık da en kötüsüdür;
El Kaide'nin Afganistan ve Irak'ın işgaline gerekçe kullanıldığı gibi, 22 NATO çetesinin, her şeye rağmen Neocon'cu tarzı işgale başlamasına sebep olabilir.
Çünkü, ABD'de genel seçimler yaklaşmakta ve Obama'nın Demokratları "pasif dış siyaset izledikleri gerekçesiyle" sıkıştırılmış haldeler.

En doğrusunu zaman gösterecektir.
Fransa'ya ilk siyasi destek ortağı İngiltere başbakanından "Elimizden geleni yaparız" şeklinde geldi.
Sabaha kadar da devam ederler.
Terör ve şavaş, halkların nefret ettiği, siyasetçiler ve patronları olan "savaş baronları" için ise çok heyecanlı ve "kârlı iş"tir.

Aman, Hristiyan Evancelistlerin eline fırsat vermeyin.
Ellerine fırsat geçse, kıyameti öne almak için bütün atom, hidrojen bombalarını patlatmaktan çekinmezler. Bunları para ile dertleri yoktur, sadece dünyayı imha etmek, kıyameti erkene almak istemektedirler.
Ötekiler de pek farklı sayılmazlar. Sonunda ölümlere hep o vampirler karar veriyorlar.

Üç vakte kadar bir dünya savaşı patlarsa, bundan sonrakinin Aynştayn'ın dediği gibi "dördüncüsü ok ve yayla olur" tespitindeki felaketin herkesin kapısını çalması an meselesidir.

Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

4 Kasım 2015 Çarşamba

AKP'Yİ SİZ İKTİDAR ETTİNİZ, KİMSEYE KIZMAYIN!!!

KİMSEYE KIZMAYA HAKKINIZ YOK ARKADAŞLAR!!!

Önce kendinize kızınız zira suçlusunuz.

Sizlere her zaman şunları dedim;
Ortaklık böyle başladı.

1-Emperyalizm sadece hükumeti değil,i muhalefeti, basını ve bütün bürokrasiyi dahi tayin eder. Bunu Oktay Sinanoğlu da sağlığında Cevizkabuğu programında tekrarlamıştı.

2-Muhalefet, sadece halkın tepkisini düşürmek için sert muhalefet yapıyor ama iktidara oynamıyor. "Sazcı-Gazcı Muhalefet" demedim mi?

3-Bir kaç arkadaş hariç hepiniz, TBMM partilerinin yandaşlığını yaptınız. CHP, MHP, v.b. yalan mı?

4-Muhalefet parti önderlerinin kendi partilerinde bile tercih edilmediklerini, baskı, para v.s ile dikta kurduklarını gördüğünüz halde desteklediniz.

5-17-25 Aralık 2013 olayından sonra AKP-Cemaat kamplaşmasının tiyatro olduğunu yazdım umursamadınız. Bakın seçimlerden sonra şimdi nasıl paslaşıyorlar, görün.

6-Orduya kumpas kurmakla beş yıl suçladığınız cemaat ile CHP-HDP-MHP-PKK birleşip AKP'ye karşı birleştiler. Hepiniz cemaati aklamak için sıraya girdiniz. MHP dahi HDP'li aday gösterdi. CHP'nin yayın organlarından Doğan medyaya hepiniz HDP'lileri baştacı ettiniz, milletin nefretini çektiniz.

7- Siz bunları yaparken, 13 yıldır HDP'yi TBMM'ye sokan, terör örgütünü yarı resmi devlet haline getiren AKP, PKK'ya ve F.Gülen cemaatine karşı operasyon yaparak halka umut oldu.
8-Siz de mal gibi terörü, derin Amerikan gladyosu ilan edilen Gülen cemaatini savunan, devlet düşmanı oldunuz. PKK asker polis vurdu, AKP operasyonlarla bastırdı, sokaklardan barikatları kaldırdı oyları kazandı. Siz de Selahattin Demirtaş'ı ve Fethullah Gülen cemaatini savundunuz. Halk size oy verir mi?
Atatürk'ü "Dersim soykırımcısı da ilan etti.
Sonra Atatürkçülük yaptı. Amaç,
Atatürk'ün CHP'ye bıraktığı mirası kullanmak.


9-Atatürk rejimini tanımadığını, CHP'nin 1930'ların partisi olmadığını söyleyen, Atatürk'e kefere diyeninden C.İ.A ajanlığı belgelenmiş vekilleri partiye dolduran Kemal Kılıçdaroğlu'nu siz desteklediniz ve "vatan haini durumuna düştünüz." Utanmadan bir de Atatürk'ü öven programlarla halkı uyuttunuz, Uğur Dündar Halk Arenası programıyla bunu yaparak halkın aklıyla alay etmedi mi? Yalan mı?

10- Halkın hem iktidar hem de muhalefet parti yandaşları arasında bile saygınlığı olmayan bu siyasileri de, onları aklamak için utanmadan Atatürkçü nutuklar atan dinozor gazetecilerin oyununu halk gördü ve tuttu AKP'ye oy verdi. Hak etmediniz mi?

11-Burada AKP'nin başarısı değil, TBMM içi ve dışı muhalif kesimlerin doğru siyasi önder seçememeleri ve tercih edilmeyeni dayattıkları, halkın hafızasıyla alay ettikleri için bu hale geldiğimizi kabul edin artık.


12-Ben size sekiz yıldır “TBMM” ve hatta “5.” parti olması muhtemel partiyi, AKP’nin içinden çıktığı dinci-ırkçı partiler de dahil tasfiye etmedikçe iktidar-muhalefet birlikte devleti bölecekler dedim. Tespitlerime değer bile vermediniz, bazılarınız hakaret dahi etti, beni oyları bölmekle, hatta AKP'ye hizmet etmekle suçlayanlarınız bile oldu. 

Böyle de gidecek.
13-Oysa asıl bölücülüğü, ihaneti, AKP ile ortak siyasi önderlerinize, destek olarak siz yaptınız.
AKP'nin ekmeğine AKP'lilerden çok siz destek oldunuz. 

14-Şimdi milleti eleştirmenin alemi yok. Yanlış ata oynadınız, lider vasfı olmayan, güdük, kukla, işbirlikçi oldukları her şekilde ayyuka çıkmış insanları millete siz de dayattınız, şimdi kendinizi suçlayınız.

Şimdi sayenizde sizlerin tercihinize katlanmak zorunda kalacağız.
Bırakın yazıp çizmeyi, gidin çocuklarınızı sevin, işinize bakın.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

2 Kasım 2015 Pazartesi

BAŞKANLIKTAN İKİ PARTİLİ MECLİSE DOĞRU



Yıllar önce, “Demokrasinin beş parmağı” başlıklı bir makale yazmış, bunda ülkemizde beş partili TBMM düzeninin ABD’ce dayatıldığını, iki partili ABD’de ise asla koalisyon sıkıntılarının bu yüzden yaşanmadığını yazmıştım.


O zamanlar tek muhalif kanal olan Ulusal Kanal’da bu yazım ağır biçimde eleştiri almış, tek parti diktatörlüğü ile devletin demokrasiden uzaklaşmasının, şeriat rejimine geçişin kolaylaşmasına sebep olacağı öne çıkartılmıştı.
01 Kasım 2015 Seçim sonuçları haritası


Ben siyasal bilimci olmadığımdan dolayı bu konuda belki hata etmiş olabilirim ama, 1965’ten sonra başlayan bu beş partili rejimin de ülkeye bir şey vermediği de ortadaydı. Bizi içinde bulunduğumuz çıkmaza da o yapılanma getirmişti.


Neyse, bu yazımı birileri zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletmiş, araştırmışlar ve “ iki partili rejim” istediğini de o zamanlar ilan etmişti.


Karşı çıkmalar artınca, Irak, Somali, Libya olayları da üstüne gelince de konu unutulmuştu.


Ama bu son yapılan 01 Kasım 2015 genel seçim sonuçlarına bakınca MHP’nin “Hodri meydan” diyerek Haziran seçimlerinin sonuçlarının belli olduğu anda erken genel seçim istediğini açıklayan Devlet Bahçeli’nin bu seçimlerde %4 oy kabına rağmen 80 millet vekilinden 40’ını kaybetmesi bana devletin bu “iki partili Amerikan siyasi sistemine” doğru yol aldığımızı hatırlattı.


2002 ANAP-DSP-MHP koalisyonunu gerek yokken “Hodri meydan” diyerek bozan, ülkeyi erken seçime sürükleyen Devlet Bahçeli’nin son “Hodri meydan” ilanında halk tabiriyle “resmen 40’ı sayması/boğulması" ile sonuçlanmıştır.
Devlet Bahçeli işbirlikçi ve gaz alıcı
olarak iyi çalıştı. Mezara giderken de gaz almaya
devam edeceğine eminim.


Her zaman AKP’yi en acımasız şekilde eleştireni Fethullah Gülen’in çilekeş evlenmeyen rahibi olduğu öne sürülen Devlet Bahçeli’nin, her sıkıştığında AKP’ye destek olması yüzünden adı “İstepne" ’ye çıkması da göz önüne alındığında, MHP gibi ırkçı bir partinin gereksizliği nedeniyle AKP’ye katılacağı, seçim öncesinde CHP+DTP+Gülen Cemaati+PKK zaten birleşerek “Ermeni dinler ve mezhepler koalisyonunu” oluşturarak, iki partili siyasi sistemin bir kanadını oluşturmuştu.


Ortodoks Hristiyan Süryani+Ortodoks Yahudi Şemsi-Yakubi Haredim Yahudi mezhebi dönmelerinin elinde bulunan ve “Sünni Müslüman” maskeli dinci-kinci kriptoların temsil edildiği kısaca “Rum koalisyon partisi AKP” de iki partili siyasal sistemin bir kanadını temsil eder hale şimdiden oluşturulmuştur.


Cebren ve hile ile aldıkları oylarla 2019 yılına kadar iktidar yetkisi alan Rum koalisyon partisi AKP, Atatürk’ün bağımsızlık savaşını başlatmak için Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919’un 100. yılında, emperyalizmin 100 yılda bir dünya haritasına şekil verme geleneğince önce Kürdistan’ın (Ermenistan ve İsrail), Süryanistan’ın özerkliklerini ilan edecek, çıkarttığı büyük şehir yasası babında önce “8” eyalete sonra da R.T.Erdoğan’ın yıllar önce ilan ettiği gibi“36” vilayete bölme işlemini gerçekleştirecek, 2023’te de Türkiye Cumhuriyetinin ruhuna fatiha okutarak yeni Bizans federe devletini ilan edecektir.


Bu rejim, 1991’de yayınlanan meşhur Huntington’un Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi gereğince, İstanbul’da büyük devletlerden oluşan bir komisyon gözetiminde çalışacak, bir Halife/Padişah tarafından yönetilecek Ankara veya İstanbul’a taşınabilecek bir “çift partili dinci siyasal rejimi” öngörmektedir.


Biz de onların bu güne kadar muhalefet yaptıklarını zannettik değil mi? Oysa onlar el birliği ile el altından yeni düzenin temellerini atıp duvarlarını ördüler.
Gregoryen Ermeni dönmesi
Ekmeleddin İhsanoğlu. (Müslüman
Sünniler gibi günde beş vakit namaz
kılan Gregoryen Ermenilerin kullandığı
adlardan Ekmeleddin, Seyfeddin,
Feyzullah gibi adlardan birisi bu zatın adıdır.)


“Ilımlı İslam” adıyla tanıtılan bu yeni düzenin, CHP ve MHP’sinin cumhurbaşkanı adayı, eski İslam Ülkeleri Birliği başkanı Yozgatlı Gregoryen Ermeni dönmesi Ekmeleddin İhsanoğlu’nun TRT’de 15 gün kadar önce yayınlanan bir belgeselde dediği gibi “Amerika, 2.Dünya Savaşından sonra kendi protestan Amerikan dinini dayatmaktadır” ifadesinde de açıklandığı gibi, Hristiyanlaştırılmış bir İslam şeriatı ile tanışacağız.


Zaten, bu projenin “eş başkanı” olduğunu ilan eden cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan da muhtemelen Halife/Başkan veya Padişah olarak her şeyin başında olacaktır.

Yeni dönemde, geçen 13 yıllık hükumet uygulamaları ile hazırlıkları yapılan devletin tarım dahi tüm üretim faaliyetlerinden çekilmesi, sadece, paralı askerlerden oluşan bir koloni ordusu, halka her türlü hükumet uygulamasını hazmettirecek askeri nitelikli, daha ağır silahlandırılmış ve geniş yetkilendirilmiş polis teşkilatı ile bir zulüm devletinin kurulmasında son aşamaya getirilmiş bulunuyoruz.


Dokuz yıldız yazarak, 12 yıldır haber yorum şeklinde yazarak bunları anlatmaya çalışanların artık sözlerinin bittiği yere gelmiş bulunuyoruz.


Millet veya bir takım zümre seçim sonuçlarıyla oynayarak tercihini yapmış, yapacak bir şey kalmamıştır.


Bundan sonrası bir süre iyi bir gidişat görünecek, 2019 genel seçimlerinden de galip çıkması sağlandıktan sonra her şey meydana çıkacaktır.


Gerisine katlanmak ta hepimizi kaderi olacaktır.


Mevcut devlet yıkılacağından, yıllarca çalışıp emekli olanlar, emeklilik için bekleyenler ve devlete güvenenler başta olmak üzere herkes mağdur olacak, 2023’ten sonra çocuklarınız Amerikalılara, Avrupalılara aynı Filipinler halkı gibi “Baba” diyecekler, erkek ve kızlarını fahişelikten başka iş bulamayacaklar.


İki partili Ermeni-Rum siyasi yapılanması da el birliği ile sizi ezebildiği kadar ezecektir. Ezmezlerse boğazlardaki büyük devletlerin temsilcileri onlara kızacaktır zira.


Bu resim, sürü psikolojisi adını taşır.
Hz. Muhammet'in, kıyamette Müslümanlar
benim bıraktığım dini terk edecek,
Hristiyanların ardına düşecek, onlar
kertenkele çukuruna girse Müslümanlar
da girecek" hadisinin de resmidir.
Ben haksız çıkmaya razıyım da haklı çıktığımda da sizin bunun doğru mu yanlış mı olduğunu ayırt edebilecek kadar ahlakınız da kalmayacaktır.


Çünkü şartlar şimdiden zorlamaktadır.


Ortalıkta eskiden genç fahişeler vardı şimdi 50-60’lık fahişeler dolaşmaya başladılar.


İki partili siyasi Protestan Hristiyan ağırlıklı, adı İslam olan rejiminiz şimdiden hayırsız olsun.


Haydi kolay gelsin.


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc





Demokrasinin Beş Parmağı;http://keykubat.blogspot.com.tr/2008/08/demokrasinin-be-parmai.html#axzz3qMF5bI8g


MİLLETİMİZE ANLATAMADIKLARIMIZ...

1-Biz AKP'nin icraatlarına değil, yüklendiği misyona karşı çıktık.
2-O misyon;
a)100 yıl sonunda devletin tasfiye edilmesi, bölünmesi.
b) İslam dininin Ilımlı İslam adı altında Ortodoks Hristiyan-Yahudi mezheplerine uygun hale getirilmesi,
c) Halkımızın alışık olmadığı Vehhabi-İran Yahudi şeriatına dayalı devlet rejimi getirilmesi,
d) Ülkemizin doğal kaynaklarının tümüne yabancıların %60 sahip olmasının sağlanması.
e)Atatürk rejiminin kazandırdığı demokratik hakların tümünün kaldırılması.
f)Kadınların eğitim ve iş yaşamından kelimesi,
g)Eğitim seviyesinin düşürülerek, halkımızın cehalete mahkum edilmesi,
h)Sadece dine dayalı eğitim sistemi ile cehaletin iktidar edilmesi.
ı)Devletin bütün kurum ve kuruluşları ile arazilerinin karşılıklılık gözetilmeden yabancılara peşkeş çekilmesi.
j) Ordumuzun tamamıyla NATO çetesinin koloni ordusu haline getirilmesi, vatan evlatlarının bizi ilgilendirmeyen yabancıların çıkarları uğruna yabancı ülkelerde savaşlara sömürge ordusu olarak sokulması ve harcanması.
k)Halkın ekonomik seviyesinin düşürülerek, tekkelerden medet umar hale getirilmesi.
l) Devletin, 2023 yılına kadar tasfiye edilebilmesi için iç karışıklıklara boğulması, halkın birliğinin ve bütünlüğünün bozulması.
m)Eski Yunan şehir devletleri tarzı, zayıf, sömürge illere bölünmesi,
n) Ordu ve polisin tasfiye edilip, her vilayeti, merkezi hükumete bağlı, İstanbul'da kurulacak büyük devletlerden emir alan kukla hükumete bağlı polis ordusu ile baskı altında tutulması.
o)İstanbul'da veya Ankara'da sarayda yaşayacak kukla bir padişah/Halife ile halkın orta çağ yaşamına mahkum edilmesi.
p)Halkımızın, sadece tüketen bir topluma dönüştürülüp, eski Yunan-Arap halkları gibi fuhuş ticareti ile geçinmeye mahkum edilmesi.
3- Devlet yıkılınca, halkımızın bu güne kadar kazandığı emeklilik, ücretsiz sağlık hizmetleri gibi haklarının, çalıştıkları işlerinin de ellerinden alınacağını.
4-Şimdi seçmenlerine iş ve ihale veren partinin 2023'ten sonra sahibi olduğunuz ev, arazi gibi mallarınızın da yabancılara bir gecede çıkartılacak yasa ile devredileceğini, anlatamadık veya ikna edemedik.


Dokuz yıldır yazıp, çizip anlatmaya çalıştığım konular bunlardı. Yazılarımıza güvenmeyenler, 2023'ten itibaren bunları günlük yaşamında göreceklerdir.
Kendilerini başkalarının ellerine göbeğinden bağlamış insanları ikna etmek olanaksızdır. Adamlar bu işi başardılar.
Ben ve benim gibiler de vatanseverlik vazifelerini yaptılar.
Halk bunlara değer vermediyse, yarın Iraklılar gibi telef olup, Suriyeliler, Libyalı ve diğer Müslümanlar gibi göç yollarına dahi düşemeyeceklerini bu kapıların da şimdiden kapatıldığını bilmeleri gerekir.
Vatansever bir vatandaş olarak uyarı görevimi kimseden emir ve yardım almadan yaptığım için vicdanım rahattır.
Halkımız da verdiği kararın, yaptığı tercihin sonuçlarına katlanacaktır.
Halkımızın gerçekleri nazari anlatımla kavramadığını görmek üzücüyse de de bu halkaların doğasıdır.
Dünyada sosyalist devrim yapan iki büyük millet de zaten çok akıllı olduklarından değil, ağır askeri yenilgi ve işgallerden sonra bunlara razı olabilmişlerdir.


BİZİM MİLLETE JAPON SOPASI MI LAZIM?
1-1905'te Japonlar Rus donanmasını sarı denize döktü. 12w yıl sonra Rus devrimi oldu.
2- Japonlar İkinci dünya savaşında İngiliz sömürgesi Çin'İ işgal etti. 1948'de savaştan iki yıl sonra Sosyalist devrim oldu.
Bize de Japon sopası mı lazım diyorum hani?
Son olarak rahatlatıcı bir tespit;
Bu seçimden tek umudum bize açıklanmasa da, şu anda Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının başında belirttiği, Haziran’dan bu yana 400 ölüm olayına sebep olan iç ve dış terör olaylarına istinaden, hiç bir partinin de tek başına seçilmesi mümkün olamayacağından, AKP’nin tek başına, “kontrol altında olmak şartıyla” getirilmesidir.
Muhalefet partilerinin bu özveriyi bilerek yaptıklarını kabul edersek içimiz rahat edebilir. Eğer böyle bir uyuşma varsa bu durumda fazla endişe de etmemek gerekir. Zira bu fedakarlık karşılıksız değildir ve AKP de cumhurbaşkanı da istediği gibi at oynatamayacaktır.
Takdir sizindir.