19 Kasım 2010 Cuma

AKP'NİN İŞBİRLİKÇİLİĞİ TÜRK GENÇLERİNİ TÜKETİYOR



AKP,İslam Kürdistanı ve Pontus Devletini özler Kürt,Ermeni-Grek İşbirliğidir.

Alıntı Yazı;
AKP hükümetinin terörle mücadele edenleri içeri tıkıp,terör örgütü ile pazarlığa oturduğu bu günlerde şımarıklıklar bir Tük Gencini daha aramızdan aldı.
İşbirlikçi AKP siyaseti Türk gençlerini tüketmeyi sürdürüyor. Unutmayalım,PKK solcu değil faşisttir. Basında "Solcu" olarak işlenen bu gencin katili faşist Kürtçünün tekidir.AB-D'nin işbirlikçisi hükümet AB-D işbirlikçisi PKK ile ortak olmuştur. "SOL= PKK" anlayışını hakim kılma derdindedir.Bunları yemeyelim.Bu 19.yüzyıldan beri süren "Sol'a açılan Haçlı Seferi'nin" devamı bir harekettir.
adilyargıcc
Ulusal Parti Genel Saymanı İnan Kahramanoğlu'nun açıklaması:
Atatürk'e 26 Kürt isyanı ile enegel olanlar AKP ile kahraman oldular.
PKK'lılar Kütahya üniversitesinde
bir Türk öğrenciyi öldürdü! 

Türkiye'yi adeta kuşatma altına alan bölücü Kürt terörü 10 Kasım günü bu kez Kütahya'da ortaya çıktı. Dumlupınar Üniversitesi öğrencisi Hasan Şimşek üniversitedeki terör örgütü PKK üyeleri tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Çocuklarınıza sahip çıkın
Hasan Şimşek milliyetçi bir Türk genciydi. Onu katledense Diyarbakır'lı bir Kürt. Üstelik katil zanlısı Hasan Şimşek'in "sınıf arkadaşı"ydı. İki yıl aynı sınıfta ders dinlediği, aynı havayı teneffüs ettiği sınıf arkadaşını defalarca bıçaklayacak ve öldürecek kadar gözü dönmüş bir "kardeşliğin" kurbanı oldu Hasan Şimşek. 
 
Kütahya'daki bu acı olay ne yazık ki ne ilktir, ne de son olacaktır. 
 
Düne kadar dağda bölücü teröre karşı mücadelede şehit düşen evlatlarının yasını tutan Türk milleti bugün bölücü terörü canevinde yaşamaktadır. 
 
Türk, artık mahallesinde, şehrinde, üniversitesinde, vatanının her köşesinde Kürt faşizminin baskısı altında susturulmakta ve katledilmektedir.
Türk'ü kendi evinde öldürmeye cesaret edecek kadar gemi azıya alan Kürt ırkçıları ise meydanı boş bulmakta ve her geçen gün daha da ileri gitmektedirler.
Ancak bundan daha da vahimi ilgili ve yetkililerin ihanetidir. 
Vatanınıza sahip çıkın!!!

Hasan Şimşek'in cenaze törenine katılan MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları bu açıdan ibret vericidir. Olayın sorumlularının "üniversitedeki 15-20 çapulcu" olduğunu ilan ederek Türk vatanını istila eden Kürt faşistlerinin gerçek kimliğini gizlemeye çalışan Bahçeli Hasan Şimşek'in cenazesi başında bile, mücadele değil itidal çağrısında bulunmaktadır! 

Kürt terörü Güneydoğu'dan çıkıp Kütahya gibi en milliyetçi Türk bölgelerinden birinde, üstelik bir üniversite kampüsünde, Türk gençlerini öldürecek kadar ileri giderken, milliyetçilikten geçinmek dışında milliyetçilikle ilgisi olmayan MHP'nin lideri yine bilindik "provokasyona gelmeyin" 

aldatmacasıyla bir şehit cenazesi başında bile Türk'ü tepkisizliğe, ölüme razı etmeye çalışmaktadır. 
Ancak bilinmelidir ki; şehidinin kanını yerde bırakmayı içine sindiren bir siyasi hareket asla ve asla Türk milliyetçilerinin temsilcisi olamaz. 
 
Türk milletli ve Türk milliyetçileri artık oynanan oyunu görmektedir.               
O nedenle, artık susma değil, mücadele günüdür. 
 
Türk milliyetçileri "itidal" adı altında susturulmayı ve göz göre göre ölüme gönderilmeyi kabul etmeyeceklerdir.
Türk artık susmayacak, seyretmeyecek, mahallesini, şehrini, üniversitesini ve vatanını her ne pahasına olursa olsun savunacaktır. 
Onların aradıkları budur.
 
Kürt faşizmiyle anladığı dilden konuşma günü çoktan gelmiş, geçmiştir bile� 
 
Hasan Şimşek kardeşimize Allah'tan rahmet, başta kederli Şimşek ailesi olmak üzere, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi camiasına, Kütahya halkına ve Türk milletine başsağlığı diliyoruz.
http://www.ulusalparti.org.tr/yazilar/kahraman-kutahya.htm

1 Kasım 2010 Pazartesi

FETHULLAH GULENIN PAPAYA MEKTUBU


Adilyargıç'ın notu.

Ülkemizin içimizdeki,asker-sivil  işbirlikçi yapılanma sayesinde nasıl AB-D senaryolarına köle edildiğinin açık bir delili olan bu mektubu bana gelen e-postamdan seçerek yayınlıyorum.Ancak şu tespitlerimi öncelikle okumanız gereğini düşündüğüm için öne koydum.Buyurunuz;

Hz.Muhammed'in,kendisi ile anlaşmak isteyen kendi kabilesi olan Kureyşlilerden oluşan bir heyet ile amcası Ebu Talip'in ölüm öncesi hastalığı sırasında yaptığı görüşmede;
-"Evet anlaşalım,bütün Arap dünyası ve İran toprakları karşılığında sadece bir tek söz verin" demesi üzerine;
-"Böyle bir vaat için bir değil on söz veririz,söyle bakalım sözün neymiş" diyen amcası Ebu Süfyan'a;
"LA İLAHE İLLALLAH" deyiniz demiştir ve Kureyş heyeti,bu cümleyi söylemeyi ret etmiş ve anlaşamamışlardır.Çünkü diğer tanrıları ret etmeyi "ateistlik" sayıyorlardı.Gazaplarına uğramaktan korkuyorlardı.

İlk "ılımlı İslam denemesi" bir kaç kelime yüzünden başarısız olmuştur.
Hz. Muhammet'in "ılıtamadığı" İslam'ı ılıtmak bu Fetoş delisine mi düşmüştür?
Bu kimdir,peygamber midir,Allah'tan şefaat mi almaktadır?
Hangi yetki ile bu işe kalkışmıştır?

Papalık "La İlahe İllallah" mı demiştir de biz duymamışız? 

Ama Fetoş efendi,okuyacağınız mektubun sonunda  "Rabbin aciz kulu" diye imzasını çakmıştır.İyi bir "İncil inanlısı" olduğunu göstermiştir.Bunun başka açıklaması yoktur.
Yani,Papalık "La ilahe illallah" demediğine göre Vatikan'dan bir "ılıma" söz konusu değildir.
Ilıyan ve değişen, "Rab'bin aciz kulu" diye imza atan Fetoş efendi ve yandaşları olmuştur.


Montajdır,tarafı belirtilmek istenmiştir.
Hz.Muhammed'e "şeytan,pedofili,şeytanın kölesi,baykuş şeytan" diyen,Hz.İsa'nın "Allah" olduğunu ret ettikleri için işgal ettikleri Müslüman topraklarındaki halkı,asırlardır evlerine veya camilerine doldurup yakan,Afganistan ve Irak'ta babasının elinden tutmuş yürümeyi öğrenen iki yaşındaki çocuklara roketatarla atış talimi yapan, I.Dünya Savaşı ile birlikte 15 Haçlı Seferi düzenlemiş,09 Eylül 2001 İkiz Kule senaryosunda hemen 16.Haçlı Seferini başlatmış olan G.W.BUSH+Papalık kurumu ile neyi ılıtacaklardır?

 Tamamen birer Haçlı Kurumları haline gelen NATO+BOP projelerinin parçası olan, "ılımlı İslam" veya "dinler arası diyalog" saçmalıkları,Türk askerlerini,Müslüman ülkelere saldırtılan Haçlı piyonlarına çevirmek midir?
.
Gelelim ikinci konuya;
Hz.Osman (ileride 3.Halife olacaktır) bir gün eşinin ölümünden sonra Hz.Muhammed'e gelerek;
-"Ben artık dünya nimetlerinden elimi çekip çilekeş bir derviş olacağım,bütün mallarımı fakirlere dağıtacağım" demiştir.
Hz.Muhammed de ona ;
-"Ben sana iyi bir örnek değil miyim?" diye sorar.
O gene isteğinde diretince;
-"Ben,peygamber olarak sana iyi bir örnek değilmiyim,ben niye bunu yapmıyorum?" deyince Hz.Osman fikir değiştirir ve Hz.Muhammed onu ölen eşinin kız kardeşi Rukiye ile bu olaydan bir hafta sonra evlendirir.

Katolik Hıristiyan rahipleri gibi asla evlenmeyen Fethullah Gülen'e Hz. Muhammed bile iyi örnek olamıyorsa bu sizlerin dikkatlerini çekmez mi?

Kimlerin arkasından gittiğinizi düşünmenizi sağlamaz mı?
Bu mektubu bu tespitler ışığında okumanız sizden çok vatanın,milletin menfati icabıdır.

Saygılar.


adilyargıç/keykubat
 
FETHULLAH GÜLEN’İN PAPAYA MEKTUBU

Dunya barisi icin
Fethullah Gulen Hocaefendi, Islam ve Hiristiyan dunyasini temsilen 'Dinlerarasi Diyalog' cercevesinde Papa 2. Jean Paul ile yarim saat gorustu. 

MESUT ERISEN / MUSTAFA ERMEK
Ne montaj ama değil mi?Cuk diye oturmuş.

ROMA / VATIKAN (Zaman)- Vatikan'in Turkiye Buyukelcisi Piere Luigi Celata'nin, Papa John Paul II'nin davet mektubunu Hocaefendi'ye takdiminden sonra dun TSI 12.00'de, gorusmeye tahsis edilen ozel malikanede Papa ile Hocaefendi bir araya gelerek gorustuler.
Islam ve Hiristiyan dunyasini temsilen 'Dinlerarasi Diyalog' zemininde bir araya gelinen gorusme, yaklasik yarim saat surdu.

Tarihi ve onemli bir olayin gerceklestigi gorusmede Vatikan'in Istanbul Temsilcisi Monsenjor George Marovitch, Hocaefendi'yi hizmetleri ve konumu itibariyle Papa'ya takdim etti.
Hocaefendi, Papa'ya hitaben, Cumhurbaskanimizin davetini hatirlatarak, Papa'yi Turkiye'ye davet etti. Hocaefendi kendilerinin de bu konuda ev sahibi olabileceklerini ifade ederek, Papa "Kudus'e ziyareti arzu ederse, Yaser Arafat ve Diyanet yetkilileri ile goruserek, bunun gerceklesmesi icin gayret sarf edeceklerini." soyledi.
Papa-Fetoş efendi

Hocaefendi, "Harran'in uc buyuk kitabi dinin dogus yeri (Hz. Ibrahim, Hz. Isa ve Museviligin), olmasi itibariyle bizim icin fasl-i musterek olabilir. Bu sebeple cok rahat gorusup konustugumuz Hz. Isa'nin 2000. dogum yili kutlamalari munasebeti ile onemli mesajlar verilebilir. Hosgoru adina onemli imzalar atilabilir. Tarsus'a dini ziyaretler musterek duzenlenebilir. Hz. Isa adina paneller ve konferanslar duzenlenebilir." dedi.

Hocaefendi, Papa'ya hitaben, Vatikan'daki Islam ogretilen enstituye gonderdigi 2 talebenin kabulu munasebetiyle tesekkur ederek, kendilerinin Papa'nin da uygun gordugu miktarda ogrenciyi Turkiye'ye gonderebilecegini ve bunlara bakim ve gorumlerinin yapilabilecegini sozlerine ekledi.

PAPA: DAVETINIZ BENI HISLENDIRDI
Papa Jean Paul II, Hocaefendi'nin kendisini Turkiye'ye davetinden cok hislendigini belirtti. Papa, Turkiye'yi 1979'un Aralik ayinda ziyaret ettigini ve Efes, Istanbul ve Ankara'yi ziyaret ettigini ve "Turk misafirperverliginden cok memnun oldugunu" sozlerine ekledi.
Papa, Hocaefendi'ye, inananlar arasinda kurulacak diyalogun cok onemli oldugunu belirttikten sonra, bunun devamini diledi. Gorusme sonrasinda Papa ayaga kalkarak, "Allah Turkiye'yi takdis etsin." dedi.
Hocaefendi Papa'ya degerli bir ipek hali ile islenmis gumus bir vazo hediye etti.
Papa verilen hediyeler icin tesekkur ederek, Hocaefendi'ye, Aziz Paulas ve Aziz Petruo'nun kabartmalarindan olusan bir tabloyu hediye etti.
BASINDAN YOGUN ILGI

"Son yillarin en onemli olayi olarak nitelendirilen bir gorusmeye" yerli ve yabanci basin mensuplarinin oldukca onem verdikleri gozlendi.
Yapilan ikili gorusmeye, Vatikan'in ozel tv ve foto muhabirleri disinda, yabanci basin mensuplari alinmadi.
Gorusme sonrasi Hocaefendi, basinla bir toplanti yapti.
Bu montaj da güzel olmuş:))
Papa Hazretleri ile gorusmesinden once, Hocaefendi, Vatikan Dinlerarasi Diyalog Konseyi Baskani Kardinal Francis Arenzi ve yardimcilari ile gorustu.
Konseyin merkezinde yapilan gorusmede, hosgoru ve diyalog adina yapilabilecek etkinlikler ele alindi.
Hocaefendi'nin gorusleri konusunda memnuniyetlerini belirten Konsey Baskani Kardinal Arenzi, Hocaefendi'ye, "Siz bu anlattiklarinizi sadece konusmuyorsunuz, ayni zamanda yasiyorsunuz. Umarim diyalogumuz bundan sonra da devam edecektir." dedi.

HOCAEFENDI'DEN PAPA'YA MEKTUP 

Pek muhterem Papa cenaplari,
Uc buyuk dinin dogum yeri olarak bilinen topraklarin dunyayi daha iyi yasanabilir bir mekan kilma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasiyla bilen halkindan size en icten selamlari getirdik. Yogun gundeminizde bize zaman ayirarak sizinle muserref olmayi bahsettiginiz icin zatialilerinize en derin kalbi tesekkurlerimizi sunariz.
Papa 6. Paul Cenaplari tarafindan baslatilan ve devam etmekte olan Dinlerarasi Diyalog Icin Papalik Konseyi (PCID) misyonunun bir parcasi olmak uzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edisini gormeyi arzu ediyoruz. En aciz bir sekilde hatta biraz curetle, bu pek kiymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mutevazi yardimlarimizi sunmak icin size geldik.

Islam yanlis anlasilan bir din olmustur ve bunda en cok suclanacak olan Muslumanlardir. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlis anlamanin buyuk oranda azalmasina katki saglayabilir. Musluman dunyasi, Islam'in asirlarla olculen yanlis algilanmasini silip atacak bir diyalog imkanini bagrina basacaktir.
Beseriyet, celisen gorusler ortaya koyduklari gerekcesiyle, zaman zaman bilim adina dini, din adina da bilimi inkar etmistir. Bilginin tamami Allah'a aittir ve din Allah'tandir. O halde bu ikisi nasil celisebilir? Insanlar arasinda anlayisi ve hosgoruyu artirmaya yonelik dinlerarasi diyaloga yonelik ortak gayretlerimiz cok iş gorebilir.

Bu adamlar neye bakıyor?Özgürlüğün sembolü Amerikan bayrağına (!) Fetoş ve Başbakanımız :))
Fotomontajdır.Gerçekle alakası yoktur.

Kendi memleketimizde simdiye kadar cesitli Hiristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog icinde olduk. Bu naciz gayretlerin bosa cikmadigini acizane ifade etmek isteriz. Amacimiz bu uc buyuk dinin inananlari arasinda hosgoru ve anlayis yoluyla bir kardeslik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sozde medeniyetler catismasinin gerceklesmesini gormek isteyen yolunu sasirmis ve supheci kimselere karsi dalgakiranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karsi durabiliriz.

Gecen yil bazi unlu uluslararasi bilim adamlarinin katildigi medeniyetlerarasi baris ve diyalog konulu bir sempozyum duzenledik. Bu gayretin basarisindan aldigimiz tesvikle bu tur etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazirda uc buyuk dinin baglilari arasindaki baglari guclendirmeye yonelik olarak dinlerarasi diyalog konusunda Vatikan'in da temsil edilecegini umit ettigimiz bir konferans duzenleme surecinde bulunuyoruz.
Yeni fikirlerimiz varmis iddiasinda bulunmuyoruz. Yine musamahaniza siginarak, bu misyonun hedeflerine yakindan hizmet etmek icin ustlenmek istedigimiz birkac teklifte bulunmayi arzu ediyoruz. Hiristiyanligin ucuncu bin yilina girisi munasebetiyle yapilacak kutlamalar vesilesiyle Ortadogu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudus gibi bazi kutsal yerlere musterek ziyaretleri iceren bircok etkinlik onermek istiyoruz. Bunu Sayin Cumhurbaskanimiz Demirel'in, cenaplarinin ulkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanlari gostermeye davetini tekrarlamak icin bir firsat addediyoruz. Anadolu halki size misafirperverligini gostermeyi ve sevkle selamlamayi hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudus'u birlikte ziyaret etmemize davetiye cikarabiliriz. Bu ziyaret bu mubarek sehri Hiristiyanlar, Yahudiler ve Muslumanlarin, hicbir kisitlama, hatta vize dahi olmaksizin serbestce ziyaret edebilecegi uluslararasi bir bolge olarak ilan etme gayretlerine yonelik dev bir adim teskil edebilir.

Hz.Peygamberi halen ,şeytan baykuş ve pedofili vakası görenlerle nasıl bir ılımlı İslam olur?
Uc buyuk dinden liderlerin isbirligi ile ilki Washington DC'de olmak uzere muhtelif dunya baskentlerinde bir konferanslar serisinin gerceklestirilmesini teklif ediyoruz. Ikinci serinin zamani icin Hz. Isa'nin dogumunun 2000. yildonumu ideal olabilir.
Bir ogrenci degisim programi da cok faydali olacaktir. Inancli genc insanlarin birlikte egitim gormesi birbirlerine yakinliklarini artiracaktir. Ogrenci degisim programi cercevesinde uc buyuk dinin babasi oldugu ikrar edilen Hazreti Ibrahim'in dogumyeri olarak bilinen Urfa sehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Universitesi'ndeki programlarin genisletilmesi suretiyle ya da uc dinin ihtiyaclarini da temin edecek sumullu bir mufredata sahip bagimsiz bir universite seklinde gerceklestirilebilir.


Onerilen programlar asiri buyuk isler gibi algilanabilir; ama bunlar erisilmez degildir. Dunyada iki tip insan vardir. Bazilari kendilerini topluma adapte etmeye calisir. Diger bazilari ise topluma uymaktansa toplumu kendi degerlerine adapte etmek ister. Toplum butun ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borcludur. Onlari yarattigi icin Rabb'e sukurler olsun.

M. Fethullah Gulen / Rabb'in aciz kulu* / 9 Subat 1998

 *Rab,İncil'de "Rab Tanrı-Allah=Hz.İsa" demektir.İslam'daki,kainatın sahibi ve yaratıcısı Allah ile bir alakası yoktur.

"Amerika'nın Gülen Yüzü" Haberinden;

OKULLARDAKİ CIA AJANLARI
MİT eski görevlisi Osman Nuri Gündeş Fethullah Gülen okullarında CIA ajanlarının öğretmen kılığında faaliyet gösterdiklerini iddia etmişti. Kitap ABD'de de yankı bulmuş ve Washington Post konuyla ilgili iki eski CIA çalışanının görüşlerine başvurmuştu. Bu isimler bu konuda net ifadeler kullanmazken, FBI eski çalışanı Sibel Edmonds da konuyu araştırmış ve şu bilgilere ulaştığını kendi sitesinden duyurmuştu.
Edmons ismini vermediği eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı çalışanına danıştı. Söz konusu kişi Sovveyt Cumhuriyetleri'nde öğretmenlik yapan en az 50 ABD'liye diplomatik pasaport verildiğini doğruladı.
Edmonds’ın "Bu kişiler Dışişleri Bakanlığı çalışanı mıydı?" sorusuna ise "Resmi olarak değil" yanıtı verdi. Edmonds "CIA ile mi bağlantılılardı” diye sorunca, kaynak "Bunu bilemem" dedi.
Edmons söz konusu 'öğretmen'lerin işverenleri ile ilgili bigi edinmek istediğinde ise aldığı cevap şaşırtıcı. Kaynak, bu öğretmenlerin "eğitim alanında faaliyet yürüten Türk şirketleri ve Türkiye’deki çeşitli sivil toplum örgütleri" için çalıştıkları bilgisini verdi.
Nuri Gündeş’in kitabına göre Gülen’in Orta Asya’daki okullarında öğretmenmiş gibi gösterilen CIA ajanları, diplomatik pasaport taşıyorlardı.